esi icin giyindiginde ayni zamanda kendi icin de giyinmis olur.
ne yazik ki evli kadinlar bu hatayi cok yapiyorlar...
sabah kalkiyor pijamayla, kahvalti vs. esi ise gidiyor. sonra o da ya ise, ya gezmeye, ya alisverise, ya da gune gidiyor.
yarim saat kiyafet secmekle, giyinmekle geciyor.. eve donunce yorgun oluyor, elini yuzunu yikiyor, "rahat birseyler giyeyim" deyip esortman giyiyor... sonra esi geliyor ve hanimini sabah biraktigi gibi buluyor.
ondan sonra da erkegin yapisina gore degisen bir huzursuzluk meydana geliyor. haklari da var yani...
ne için yaşıyorsa onun için giyinmeli kadın değil yalnızca erkek de aynı şekilde.
inançları için yaşıyorsa ona göre giyinir.
kendisi için yaşıyorsa kendi için
karşı cins için yaşıyorsa onun için...
ayrıca ben bu şekil giyinirim şo hanım şo şekil şo şekil şo şekil...
kadın eğer ki hemcinsleriyle buluşmaya hele hele bir de altın gününe gidiyorsa iki şey için giyinmiştir :
1.si hemcinsleri için , rekabet için
2.si kendi için , kendi egosunu tatmin edip en güzel bendim diyebilmek için
kadın eğer ki sevgilisiyle , sevgili adayıyla ya da eşiyle görüşecekse yine iki şey için giyinmiştir :
1.si karşısında ki erkeği etkilemek ve kendisine kilitleyip baskasını görmemesi için*
2.si yine kendisi için kendini erkeğin yanında güçlü hissetmek , güzel hissetmek ve kendine daha çok güvenmek için
kadın eğer işe gidiyorsa da iki şey için giyinir :
1.si dış görünüş önemlidir , temiz bakımlı ve iyi bir giyim güven verir yani işi için giyinir.
2.si yine kendi için giyinir.
anlaşılan kadın her durumda kendi için giyinir yan etkenler ne olursa olsun. **
hem kendileri, hem erkekler için hem de karşılaştırılacakları kadınlardan farklı olduğunu göstermek için giyinirler. kişiliğini yansıtan bir giyim tarzın oldu mu fazla uğraşmaya gerek kalmadan her açıdan çekici olmayı başarırsın.
öncelikle kendimizi iyi hissetmek için giyiniriz. ardından tabi ki hemcinslerimizin kıskanan bakışlarını çekmek için. ondan sonra da erkekler için. yani kendinizi fazla önemsiyorsunuz bence. gördüğünüz gibi 3. sıradasınız.
hiçbir erkeğin "şu kadının giydiği elbise harikaymış" dediğini duymadım, görmedim. ama kadınlar hemcinslerinin tırnağındaki ojeden, saçındaki renk tonuna, giydiği çoraba kadar hepsini en ufak detayına kadar incelerler. bu durumda kadınlar rakipleri için giyinirler. birbirlerinin üzerindeki elbiseleri kıskanırlar, beğenirler, kulp takarlar, eleştirirler. bir erkek bir kadının kaç kilo fazlası var bilemez, umrunda da olmaz. ama bir kadın hangi kadının hangi bölgesinde ne kadar fazlalık var bilebilir.
karşısındakinin kıyafetini kendi kıyafetiyle kıyaslar, saçının rengini, modelini kıyaslar, boyunu, fiziğini kıyaslar.
"onun boyu uzunmuş, ama benim de gözlerim renkli hahahayt" diye geçirir içinden. bir ortama girdiğinde etraftaki rakiplerini yani diğer kadınları süzer. kendinden daha güzelini gördüğünde somurtmaya başlar ve ona gıcık olur, sürekli açığını aramaya çalışır, bulana kadar uğraşır, bulursa rahat bir oh çeker, bulamazsa bunalıma girer, yanındaki erkeğe trip atar. kendisi 38 giyiyorsa, 36 giyen kadına uyuz olur, arkadaşı olan bir hemcinsi kilo aldığında sevinir, çünkü kendisi onun yanında daha zayıf gözükecektir, kilo verdiğindeyse üzülür, hemen o da diyete başlar. ama erkekler diğer erkeklerin ne giyidiğini, hangi bedende olduğunu, boyunu posunu zerre umursamazlar, o yapıda düşünmezler zaten. ancak kadınlar bazen sırf bunun için kafalarını ve çenelerini saatlerce yorabilirler. evet, kadınlar kendi kendilerine hayatı zorlaştırmayı iyi becerirler, doğalarında var.
yagmurun gelip, havanın soğumasıyla sol frame de görünen soğuklu buzlu başlıklara tepki başlığıdır. Şimdi herkes uslu olsun ve sıcakken eline alsın. Başlığı.