hiçbir zaman çözülemeyecek olan bir kördüğümdür. birbirini anlamaya çalışmakla başlar bütün mesele. oysa boş bir uğraştır yapılan. bir kadınla bir erkeğin yapması gereken , birbirini anlamak değil birbirini sevmektir.
tanım:
erkek olarak asla tam olarak anlamlandıramadığım karşı cinsim ile aslında hiç olmayan ilişkilerimi tasvir etmek üzere bir takım kişilerin ortaya attığı ilişki türü.
zırvalama:
allah aşkına nerde görülmüş şu ana kadar kadın ve erkek arasında bir ilişki olduğu. yanlış anlamayın genel ev türündeki ilişkiden bahsetmiyorum. malum o her insan oğlunun ihtiyacı. diğer türlü ilişkiden bahsediyorum. hani şu kadınların despotça yönetmek isteyip de biz erkeklerin izin vermediğimiz için itin götüne sokulduğumuz ilişki çeşidi.
ha bu ilişki çeşidi neden böyle derseniz o da şudur. kadınların binbir çeşit olması. evet aynen bu! tarihden günümüze kadar uzanan kadın ruhu, kadınlar ne ister ya da bir kadının anatomisi gibi şeylerin hepsi zırvalıktır. bırakın bir kadının diğer bir kadınla aynı olmasını aynı kadın iki gün sonra aynı bile olmayabilir. e hal böyle olunca da afallar erkekler.
-lan bu jale sert erkek seviyordu! şimdi tuturdu ben ruhumun okşanmasını istiyorum!
+vallahi abi benim hatunda bana ben vur kaç erkek tarzını severim dedi. ne yapsak ayarlasak mı bizim elemanları sıkıştırsınlar yarın köşede!
şeklindeki diyologdan anlayabileceğimiz gibi kadınların bu tutumları erkeklerin feleğini şaşırtır.
ha yukardaki diyalogdan sadece bunu da öğrenmiyoruz ama! erkek de yeteri kadar öküzdür. birlikte olduğu kadının aslında ne istediğini anlayamayacak kadar öküz olduğu anlar da olmuştur evet. ama bu da biraz kadınlarla ilgili değil midir? o kadar çeşitli olmasaydında bizde karıştırmasaydık.
üzerinde tez, antitez hatta sentez bile yapılabilecek konu. erkekler kadınların sürekli bir sorun ürettiği ve fazla detaycı olmak ile suçlar. kadınlar ise erkeklerin kendilerini anlamadıklarını herşeyi küçümseyip unuttuklarından dert yanar. zaten kadınları anlamanın en iyi yolu anlamamaktır. kadın erkek ilişkileri adem ile havva dan beri devam etmektedir. şimdiye bir bakarsak bir gelişme gözlemlenmiyor.
erkek çok üstüne düşerse yalaka olur. çok ilgelenmezse öküz hatta odun olur. erkek çok severse her istediğini yaparsa erkek gibi olmaz karı gibi light olur. mesafe durursa maço olup damga yer. hediye alırsın bonkör olursun hatta israf yaparsın. hediye almazsan cimri anlayışsız olursun. kıskanırsın çekilmez olursun. kıskanmazsın sevmiyor sahiplenmiyor olursun. karışırsın herşeye burnuna sokar olursun. karışmazsın sahiplenmiyor hatta arkadaş gibi görüyor olursun. kızlar her zaman ortasını ister. herşeyin ortasını bekler. fakat o orta bir türlü tutturulamaz. ilişkiden zaten bir orta yoktur. o biraz gelir sen biraz gelirsin o şekilde ortalanır. herşeyi karşı taraftan beklememek gerekir. biri konuşurken biri susacaktır. sonuçta genelde şöyle diyaloglar geçiyor.
-kamil bana niye hediye aldın sen?
-nasıl bir soru bu ya.
-hayır aldın tamam güzel de neden yani.
-allah allah bir nedeni olması gerekli.
-sen beni kesin aldatıyorsun. bu hediyelerle gözümü boyuyorsun.
-hay allahım ya.
-kamil ilişkimizde bir şey eksik.
-hayda yine başladı ya. ne eksik.
-ya bilmiyorum monotonlaştık sanki biz.
-peki ne yapalım hanımefendi.
-değişiklik yapalım hayatımızda bir yerlere gidelim. sosyal aktivitelere katılalım.
-haydaa peki nasıl istersen.
-ama sende bugün bir durgunluk var bak.
-yok bir şey... her zaman ki halim.
-yok yok kesin bir şey var ve sen bana söylemiyorsun.
-alla alla zorla sorun çıkartıyorsun ha.
-sen bana bir şey anlatmıyorsun. sırını bile paylaşmıyorsun. *
--spoiler--
Öperseniz beyefendi değilsinizdir.
Öpmezseniz adam değilsiniz.
iltifat edersiniz “...yalan” der,
...Etmezseniz bırakır gider.
...Her isteğine evet derseniz karaktersiz olursunuz
Karşı çıkarsanız anlayışsız.
Çok yanına giderseniz “sıkıldım” der,
Az giderseniz küser.
iyi giyinirseniz “çapkınsın” ; der,
Dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.
Kıskanırsınız “huyun kötü” der,
Kıskanmazsınız “sevmiyorsun”; der.
Siz bir dakika geç kalın kıyamet kopar,
Kendisi bir saat gecikirse “bunda ne var???”.
Arkadaşınızla buluşursunuz adı ihmal olur,
O buluşur “bizim kızlar” olur.
Siz başka kadına bakacak olsanız gözleriniz oyulur,
Başka bir adam ona baktığında adı “hayranlık” ; olur.
Konuştuğunuz anda dinlemenizi ister,
Dinlediğiniz anda “neden konuşmuyorsun?” der.
Kısacası…
Sade ama çok karışık.
Zayıf gibi ama çok güçlü.
Akıl karıştıran ama hayranlık uyandıran
insanı çıldırtan ama mükemmel!...
--spoiler--
türkiye'de gerçekten çekilmiyor. hayır, burada tipik "türk kızı" muhabbeti yapmayacağım. mevzu bir türk kızı figürü değil çünkü. fakat, ikili ilişkilerde de çekilmez bir tutum olduğu kesin. bir kadınla konuşmaya çalışmak bildiğin "ayıp" bu ülkede.
kadında erkek de toplumsal beklenti ve kalıplardan kurtarmadıkça kendini, bu bir ilişki değil savaştan öteye geçemeyecektir. tek derdi mutlluluk diye diye mutsuz kılıyor her cins kendini ve kendine ayna olan karşı cinsini...
kişilikle, cinsiyetin birbirine karıştırıldığı ilşikilerdir.
en çokda erkekler tarafından.
kadınların kadınlık vasıflarının yanısıra bir insan olarak kişilikleri, özbenlikleri vardır.
her erkeğin kadındır demeden önce insandır demesi gereken ilişkilerdir.
her kadının da aynı çıkarımda bulunması gerek tabiiki.
önce cinsiyetler arası ilişkiler haline getirilirse insanlık halleri ilişkiyi kaldıramaz.
o yüzden öncelik insanlararası ilişkilere verilmelidir.
sanırım şu diyalog o kadar tantananın, tartışmanın ne kadar gereksiz olduğunu göstermeye kafidir.
e-aşkım şu yüzüğünü çıkarır mısın, ağrıtıyor tutamıyorum elini.
k-ama aşkım ben o yüzüğü çok seviyorum, hem kolye ve küpelerimle takım, bik bik bik...
e-eeee çıkar lan şu yüzüğü.
k-peki aşkım *.
aşk ilişkisi yaşanmaya başlayınca girilen saçma sapan modlar, hangi taraf duygusalsa onun üzülmesine yol açar. aşağıda hatalı modlara örnek verilmiştir:
kadın: lay la lay la lay ben güneş sen ay annem de seviniyooorr.
erkek: kafayı yormam sonuna bakmam ben adam olmam.
eskiden daha iyiymiş. erkeğe düşen kıza bakıp bıyığını burkmak. kızın gönlü varsa erkeğin tam hizasından geçerken bir bakış. ve arkasından yere düşen mendil.
mis gibiymiş olm.
şimdi bu ne demek. o ne demek. o öyleyse bu şöyleyse. aslında bunu demek istiyordur. ya yanılıyorsam. maymun olduk lan, geriye evriliyoruz.
netlik bitti. her şey film gibi olsun isteniyor. film işte, bitiyor nihayet.
"Erkeğini az seven ama çok anlayan kadın,
Kadınını çok seven ve anlamaya çalışan erkek" makbulmüş.
Kim uydurmuş bilmem fakat, cümlelere neresinden bakarsam bakayım bana anlamlı gelmedi.
Çünkü kadınlar sevdikleri erkekleri anlarlar. Az sevip çok anlamak onların işi değildir. Beraberken sevdiği adamı göğsüne basıp acılarını dindiren kadınlar, erkekten vazgeçtikleri an süründürmekten tek bir an tereddüt etmezler. Yani kadın cinsi isterse anlar, isterse sever, kadın istedikçe şevkât. Zaten kadın az sevmek nedir bilmez, az sevmek diye bir ölçü de yoktur zaten.
Bir kadını çok seven ve anlamaya çalışan erkek. Bu tarz erkeklerden sanırım vardır, biz görmedik, belki de karantina altındadırlar bilemiyorum *. Erkekler kadınlardan daha güzel severler. Yani sevmiş olmak için seven kadın vardır ancak sırf sevgi Varolsun diye sevmeye uğraşan erkek yoktur. (sanırım) o yüzden severken, de anlamaya çabalarken de erkekler daha samimi geliyor bana. Çünkü onlar bu iki duyguyu da rolleştiremiyorlar kadın gibi. Ki zaten rolleştirdiklerinde de kendileri olmadığı çok açık belli oluyor. O yüzden erkekler ikili ilişkilerde kadınlardan daha masumdurlar.
Az sevmek olgusunu pek inandırıcı bulmasam da; gerçek olan, lazım gelen şudur ki
Hem çok sevmek hem de çok anlamaktır gerçek makbul.
Bir de birini çok sevmek yetmez, hem kendini çok iyi anlatmak hem de onu çok iyi anlamak gerekir ki sürsün.
Pek bir blog yazısına benzedi vesselam, sevgiyle kalın.