kadın erkek eşitliği ile vurgulanmak istenen, toplumda kadın oldukları için insan haklarından yararlanamayanların neden böyle bir davranışa maruz kaldıklarıdır. tabiki kadın ile erkek fiziksel, biyolojik olarak farklıdır. zeka farklılığını kadın zekasıve erkek zekası olarak sınıflandırmak bile başlı başına bir sığlık, dar kafalılıktır. her insanın zekası farklıdır.
eğer kadın, iş yaşamında cinsiyeti sebebiyle az gelir elde ediyorsa, aşağılanıyor ve küçük düşürülüyorsa, taciz ediliyorsa, öğrenim göremiyorsa, ailesi tarafından itilip kakılıyor, başlık parası için bir kazanç, tarlada çalışacak işçi olarak görülürsa, önce babası, evlediğinde kocası tarafından dövülüyorsa, soframızdaki yeri öküzümüzden sonra geliyorsa eğer, kadınlar erkeklerle insan olarak eşit değildir.
savunulan kadın-erkek eşitliği, tüm insanların sahip olduğu insan hakları'ndan nasiplerini alamayan kadınlar için kadının insan hakları olarak ifade ediliyor.
çok önemli bir kavramdır.
ne kadar belden aşağı vurduğumuz zaman olduysa da böyle ciddi bir başlıkta, doğru yazmanın önemi büyük kanımca.
tanrı' nın, insan için bir baba modeli olduğuna ben de katılıyorum ama şöyle ki;
erkek kadın birbirini tamamlayan ögelerdir. sadece neslin devamı için kadının olması şartını öne sürmek abezliktir. ya da kadının salak olduğunu düşünmek. nitekim, biz erkekler kendi aramızda işi geyiğe dökerek;
- ah, bu kız milleti... falan deriz, ama o geyikte kalır, kalması gerekir.
kadınların kutsallıklarının en büyüklerinden biri ' anne' olmaktır.
cennet, anaların ayakları altındadır. bunu söyleyen peygamberimiz değil miydi ki hala dine dayalı kadın eziciliği yapmaya çalışan bazı gerizekalılar var?
ana konumundan öte, yıllarca arka planda kalmış kadınlarımızın uyanması, vatandaş bilinci içinde çağdaşlaşması toplum açısından da büyük önem taşır.
sadece ahmet altancı erotizm yapmak istemiyorum, kadın aşktır ama ya, hoşgörüdür, bolluktur, üretkenliktir, doğurganlıktır...
en ufak bir cinsel sapkınlıkla yazmıyorum bunları, kadın meyve veren ağaçtır, çocuğu emziren- onu taşıyan vücuttur, kadın aşktır...
sparta 300 filminde de kraliçe' nin dediği bir laf vardır;
- en iyi erkekleri de kadınlar doğurdu, diye. kadınları küçümseyenler de bu lafı hatırlasınlar lütfen.
- ablacığım sizce kadınlarla erkekler türkiye'de eşit midir?
+ hayır...kesinlikle eşit değiller.
- peki bu sorunun aşılmasında alternatif fikirler mevcut mu?
+ ben geçen düşünürken bir tane buldum...yakında konken partisinde arkadaşlara da açacağım...
- nedir fikriniz?
+ öncelikle trafik ışıklarındaki yürüyen ve duran insan motiflerinden en az birinin etekli olmasını önereceğim...
- teşekkür ederim.
+ hangi kanal?
- efemine tv abla...sizden sayılırız...
+ akşam mı yayınlayacaksınız?
- evet...kamera şakalarında kısmetse...
+ ?!?
eşit olan iki parçanın birbirine ihtiyaç duyması, birbirini tamamlaması mantık dışıdır (gerçekçi) varsayımına dayanarak saçma olduğu anlaşılan sanıdır. zaten her zaman kendisine yol verilmesini bekleyen kadının eşitlik istiyorum feryadı safsatadır, palavradır. modern versiyonu için (bkz: kadın erkek denktir.)
sürüngen ayracı olarak bilim tarihine geçmesi için örnek gösterilebilcek başlığa dönmüştür işbu başlık. tabi yürümeyip sürünenler bu eşitliği ayrım olarak görebilirler orası ayrı konu.
kominist bir yaklaşımdır kadın erkek eşitliği. hümanist olarak yaklaşırsak aslında birbirinden tamamen zıt yapıda fakat birini tamamlayan 2 bireydir kadın erkek.
denge işareti gibi birbirine mıhlanmış ayrılamayan 2 zıt kutuptur. **
aslında doğru veya yanlış olmayan gereksiz bir çok kural ve kalıp bütünü insanlar tarafından benimsenmekte.içine doğduğumuz toplumun bize verdiği rolü oynuyoruz.doğan her bebek aslında ilk başta sadece birer bireydir.
insanlar bir takım şeylerin farkına varamadıkça asla gerçek olmayacak bir durumdur.
uluslararası antlaşmalar, hukuk kuralları gibi toplumu düzenleyici somut yaptırım unsurları haricinde yaratılışından beri kadın ve erkeğin eşit olduğunu düşünmüyorum.öyle ki evrenin en akıllı, en güzel, en masum, en duygusal, en estetik, en narin, en lirik ve de en ince varlığı en nihayetinde erkekler için yaratılmamış mıdır?
bizler bir erkekten hoşlanıyoruz , bir erkeği seviyoruz veya bir erkeğe aşık oluyoruz işte her neyse nitekim erkeklerse "kadın" varlığına. bir sanat eserine...ve işte bu yüzden en güzel şiirler kadınlara yazılır, en güzel tablolarda hep kadınlar vardır ve en güzel aşk şarkıları da yine kadınlar için yazılmış olanlardır.
eşitlik bunun neresinde biri anlatabilir mi bana?
bir ülkenin kalkınmasının ana unsurudur kadının hukuksal ve sosyal alanda yönetime üretime katılması.. kadın girişimiyle modern ve muasır medeniyet seviyesine çıkabilir toplumlar. kadınsız toplum bırakın feodal yapıyı, köleci değil ilkel toplumları temsil eder.. kadın hayatın her aşamasında * erkekle birlikte ve erkeğin yanında olmalıdır. erkek egemen * toplumlar çökemeye mahkumdur.
fiziksel anlamda biyolojik * açıdan kimse kadının erkekle bir olduğunu idda etmedi. bu kadının misyonunu ve vizyonunu dar kalıplar içerisine sıkıştırmak isteyen, çarpık düşüncelerini meşrulaştırmak isteyen zihniyetlerin başarısız girişimidir.
Birçok demokrat insan tarafından savunulan önermedir. Bununla birlikte, gerçekten eşitlik isteyen insanlardan çok, düşünce üzerinden prim yapmak isteyen veya düşünceyi manipüle ederek gerçek düşüncesini bu önerme üzerinden sunan insanların ağzına sakız olmuştur. Erkek egemen bir toplum ve dünya düzeninde yaşanıldığı şüphe götürmezdir. Bunda, toplumların yüzyıllardır süre gelen yapılarının etkili olduğunu söylemek mümkündür. Bu da, günümüzde değişiyor gibi görünen erkeğin iktisadi egemenliğiyle ilgilidir. Evi geçindirme yükünü tamamen erkek sırtladığında, evin ekonomisini yönetmek de ona düşecektir; dolayısıyla erkek demokrat olmamayı seçmezse kadını kısıtlayabilecektir de. Kadın egemen bir ev düzeninde, ekonomik kaynakların tamamının erkek kontrolünde olduğuna rastlayamayız.
Günümüzde kadınlar çalışarak kendi ekonomilerini yaratmaktadırlar. Bunun kullanımında özgür oldukları ölçüde de özgür yaşarlar. Ancak toplum yapısı; özellikle de kadınların kendisi bu değişimi hazmedemediği için, erkek egemen toplum süregelmektedir. Çünkü değişimi kendileri yapamamış kadınlar, sanki bu modern duruşa karşı çıkarlar. Ve, bu kadınların yetiştirdiği erkekler, toplumda yaşayan erkeklerin önemli çoğunluğudur zaten.
Bu sebepledir ki, ben bir erkek olarak kadın-erkek eşitliğini desteklediğimi beyan etsem; benim gibi düşünenler bir araya gelsek, emin olun önce karşımıza çıkacak olanlar kadınlar olacaktır. Her ne kadar, biz bunu dile getirmeyi, daha çok hemcinslerimizden olumsuz tepki çekecek ve saptırılacak diye istemesek de...
neden eşit olalım ki? eşitliğin olduğu yerde rekabet olmaz, rekabetin olmadığı yerde de ilerleme olmaz. sosyalist sistemin çökmesinin sebebi eşitlik kavramına verdikleri aşırı önemdir. bir toplumun dinamikleri eşitlisizlikler üzerine inşaa edilir. şayet eşitsizlikler azalırsa toplumsal ve sosyal dönüşümler ve gelişmeler monotonlaşır ve durur. toplumu kendi haline bırakmak, dışarıdan müdaheleleri adil bir şekilde yapmak esas olmalıdır.
ayrıcana yaratılıştan gelen bariz farkları dikkate almayıp hepimiz kardeşiz mottosu altında birleşmek gibi bir saçmalığı onaylamıyorumm...
tüm erkekler ssk'ya gidip kendilerine birer tane vajina yaptırsa herkes eşit mi olacak?
böyle bir şey olmaz, olamaz. iki cinsin de toplumda farklı yerleri, görevleri, becerileri vardır. konuşulması gereken aynı durumlarda farklı tepkilerle karşılaşmalarıdır. yoksa işe vücuttu yapıydı ordan bakarsak hayatta olmaz. eşitlik sadece tepkilerde olmalıdır.
