kadın erkek eşitliği kavramını yanlış anlamış insanın açtığı başlıktır. tabii ki kadınla erkek eşit değildir, yaratılış olarak farklı amaçları var, biri olmadan diğeri anlamsız. bunun için başlık açmak bile saçma. günümüzde bahsedilen "kadın erkek eşitliği" demek kadına ve erkeğe eşit eğitim, hak ve hukuk sağlamak demektir. bunun ayrımını yapabilen zihniyetler kendilerini biliyolar zaten yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermeden başlığı terk ediyorum.
memleketimizde hakim olan erkek kadından üstündür, erkeğin sözü geçer inanışlarının altında sessiz sessiz yaşayam bir kadın hakimiyeti var. erkekler potansiyel nuri alço, bütün kadınlar masum köylü kızı emine olarak görülür. sokakta yanınızdan geçen bir bayan "aiiyy sapııık" diye bağırsa linç edilirsiniz. çünkü kadın üstündür, haklıdır da dolayısıyla.
evliliklere gelelim. iki eşin de çalıştığı bir aile düşünün. sevgili kadınlarımız ev işlerine gelince eşitlikçi ve modern aile yapısına kaykılmakta, erkeği bu işlere yardım etmekte zorlamaktadırlar. fakat aynı kadınlarımız dışarı çıkıldığında aniden geleneksel tarza bürünüp hesapları erkeğe ödetmekte, kavgaya gürültüye, ağır iş yapmaya erkeğin omzuna yüklemektedirler. evet kadın erkek eşit değildir. kadın her halükarda üstündür. keyfi bilir, istediği gibi davranır.
eşit şartlarda değiliz. eziliyoruz, hor görülüyoruz. feminizmin modernizm adı altında yutturmaya çalıştığı haksız hayat paylaşımının çarkları arasında yaralanıyoruz.
düşünün şimdi. feminizmin yaptığını canlandıracağız kafamızda. erkek egemenliği yarım bardak dolusu sıcak su olsun. ve feminizmin propagandaları da eşitliği sağlamak adına bardağa katılan soğuk su olsun. sütyen yakmalarla, kozmetik ürünleri çöpe atmalarla başlayan bu kontrolsüz yayılmacı eşitlikçilik(!) baktı ki sınırlar yok önünde. ve iastediği gibi at koşturmaya başladı. bardak ılıklaştı. eşitlik sağlandı. ama hâlâ soğuk su eklenmeye devam ediliyor feminist marjinal sürtükler tarafından.
topuklar altında çiğneniyoruz. ve sesimiz çıkmıyor. maskülizm/maskülenizm diye bir şey olduğundan, olabileceğinden habersiz hemcinslerimiz. erkeğin toplumdaki konumu ve statüsünü konuşmaya yanaşmıyor kimse.
kadın erkek eşitliği son derece saçma bir kavram. neden mi?
kadın erkek eşitliği sorgulanıyorsa ortada iki adet nicelik var ve onlar kıyaslanacak demektir. kadın ve erkeğin sayı olarak mı yoksa kilo olarak mı nicelikleri sorgulanacak? yoksa bu cinslere ait başka bir nicelik mi sorgulanacak?
her neleri sorgulanırsa sorgulansın doğru veri asala toplanamayacaktır. dünyada kaç kadın var kaç erkek var sayısı bile belli değil. değil ki onların kilolarını, yaşlarını, ıvırlarını, zıvırlarını kıyaslayalım...
bence kadın erkek eşitliği sorgulanacağına kadınların toplum içinde hak ettiği yerin ne olduğu, layık olduğu yere gelebilmesi için neler yapılması gerektiği sorgulansın.
ben de düz mantıkla yaklaşayım dedim olaya. ancak bu kadar oldu.
Sadece ve sadece okulda ayşe ile ahmet aynıysa
Aynı becerilerde aynı zekayla bir noktaya gelmeye çalışırken
Minibüste şöförün, okulda hademenin, yolda serserinin lafla taciz etmesi eşitlikse.
işte kazandığın paranı kartından çekip kocanın elini vermek eşitlikte eşiklikse.
Eşit falan değiliz.
Lütfen de olmayalım.
(abartı falan değildir. bunlar etrafımdaki kadınların bir derlemesi olup.
en sonuna tecavüzü yazmadım içiniz daha kararmasın diye)
hak olarak eşittir. ancak, arada fiziksel farklar vardır.
yaratılışla alakalı bunlar. ben ve sevgilim diye düşünmek yerine annem ve babam diye düşünürseniz daha rahat olur. kadın korunmaya muhtaçtır. şimdi kalkıp hiç bi feminist ben kendimi korurum tamam mı moduna girmesin. yolda karşıdan 3-5 öküz gelirken niye yavaş yavaş yanaşıyosunuz o zaman bize? koru orda kendini. velhasıl, hak olarak eşit olmalıdır. ancak ortada bir eşitlik yoktur.