YÜZYILLARDIR kadınlar ezildiği, öldürüldüğü, hor görüldüğü, çocuk yaşta evlendirildiği, fuhuş yaptırıldığı, çocuk doğurma makinesi olarak kullanıldığı için olabilir.
bazen kadın beklemeden de kendisine verilendir. söyle ki sabah odama gelip stokladığım a4 kağıtlardan otlanmak isteyen bir hanım arkadaşa dur canım sen onları taşıyamazsın, ben yardım edeyim sana dedim mi dedim. 4 top kağıdı odasına kadar taşıdım mı? taşıdım. bu sürede ayak üstü cilveleştik mi cilveleştik. bu benim yavşak olduğumu gösterir mi? gösterir. bir çok erkekte böyle mi? böyle. olmasa daha iyiydi tabi.
kadın ve erkek hukuki olarak eşittir*. kadınların beklediği ayrıcalık manevi yöndendir. sen kadını erkek olarak görüp en ağır işlerde çalıştırıp erkek gibi konuşuyorsan, dövüyorsan, küfrediyorsan*, kadın her zaman eşitlik ister. yani kısacası hayvan değilsen kadının nerede ne isteyeceğini bilirsin. yok kadın gece 12den sonra erkeksiz dışarıda dolaşamaz, yok bekaret yok meme kıl tüy. sonra kadınlar ne ister kadınlar ananın a*ını ister. töbe töbe.
Türk kadını item'ıdır çok net. Sürekli bir pozitif ayrımcılık bekler, erkek dedigin şunu yapar bunu yapmalı der ama eşitlik lafı da ağzından düşmez. Bu tarz kadınlar görünce boşu boşuna laf anlatmaya calismamak gerekir. Sizi kaba ve öküz olarak suçlayarak tartışmanın galibi olarak kendilerini belirlerler çünkü.
He ama kastettiği hak açısından eşitlik ise ona karşı çıkmam.
bir üstteki entry çok haklı. aradaki farkı kapatmak için eşitlik sağlanana kadar ayrıcalık olabilir gayet. haklar ve yaşam kalitesini arttırmayı geçtim öncelikle bu çağa kadar kadınların ne kadar zulme maruz kaldığını, ne çileler çektiğini düşünün. hatta şu çağda bile erkekler tarafından ne kötü olaylara ve durumlara maruz bırakılıyorlar.
öncelikle belirtmek isterim ki, kadınların bütün sorunları yine kendilerinden kaynaklıdır. erkekler, kadınlara ilişkin denklemlerde bırakın değişken olmayı etkisiz eleman bile değildir. hal böyle olunca tabii ki kadın lehine her tutum, erkeğin toplumsal olarak tahakküm altına alınmasına, kişiliğinin baskılanmasına, sağlıksız bireyler olarak yetişmesine neden olmaktadır.
cinsellikten, bedenden, maddi ve şekilsel varlığından bağımsız olarak kadın; içgüdüleriyle, dayanıklılığıyla, ruhsal ve duygusal yönüyle erkeklere yönelik negatif bütün yönlerini görünmez hale getirebilmektedir.
ilk olarak, beslemeye ve doğuma muktedir bir bedenden bahsediyoruz. daha da müthişi, biyolojik olarak bebeği hasta olduğunda ihtiyacı olan antikorları salgılayıp ona sunabilen bir beden... erkeklerin bütün mayınlara göz göre göre basabileceği bir tarlada her ayrıntıyı farklı algılayan zihinsel bir yapı mevcut. ani duygusal değişikliklere açık, tepki hızı yüksek reflekslere sahipler.
çok uzattım, daha uzatmayayım...
sonuç olarak, kadının en kuvvetli silahıdır silahsızım söylemi... kadın, kadınlığını sindiremiyor, kabullenemiyorsa acziyeti bundan kaynaklanmaktadır.
Yukarıdaki iki entry (21. Ve 22.) kesinlikle ayrı kulvarlarda olan kadın ve erkeğin birbiriyle yarıştırılması sonucu ortaya çıkan abesliklerin örneklerini ortaya koymuştur. Buradaki asıl sorun biri bu abesçe örneği şuurlu bir şekilde ironi amaçlı verirken diğeri şuursuz bir şekilde diretmektedir.
Kadın ve erkek eşit değil eştirler. Bu konudaki adaleti eşitlikle sağlayamazsınız. Önceden de söylediğim gibi Bu eşitlik mevzusu ayrı kulvarlarda olan kadın ve erkeğin birbiriyle yarıştırılması sonucu ortaya çıkmıştır. ikisi dr insan ama farklı yaratılışa sahipler. Kadın ve erkek yarışçı değil ancak birbirlerinin tamamlayıcısı olabilirler. Özellikle bazı kadınların "bizler her işi yapabiliriz" tarzında kendilerini kanıtlama çabaları ise seküler dünyada yaşadıkları kompleksin bir tezahürüdür.
bu eylemi yapan kadınlardır. kadın - erkek eşitliği ülkede var. herkes aynı doktora gidebiliyor. aynı yerde yemek yiyebiliyor. aynı yerde eğitim alabiliyor. aynı sınavlara girebiliyor. hatta nafaka, kadın beyanı esastır gibi saçmalıklar da var. devletin sağlamış olduğu pozitif ayrıcalıklar var. sadece eşitlik olayına toplumsal davranışta sıkıntı var.