eğitim, kültür fark etmeyen içten gelen, damarlarda akan yaşadıklarınla belki hiç hatırlamadığın hatıralarla şekillenip beyine, ruha işlenen talihsiz durum.
illa tecavüz, darp, taciz vakalarına bakmaya gerek yok. ulan kıza bak şort giymeyi unutmuş diye muhabbet açmaya çalışan taksici, meramını anlatamayınca hemen bir orospu çocuğu patlatan kişi,kürtaja dahi burnunu sokan diktatör, kadın börek yapmayı bilmiyorsa aile dağılır gibi literatüre girecek bir teori ortaya atan profesör gibi gibi saymakla bitmeyecek zırvalar.
Bence türkiye’de düşmanlıktan ziyade kadın manyaklığı var. kadını ne yapacağınızı bilemediniz gitti, evlere mi saklasak, çalıştırsak mı, öldürsek mi,tecavüz mü etsek yoksa korusak mı ? gerçekten nedir derdiniz?
ataerkil toplumların büyük sorunlarından biridir. çünkü insan, gerekli eğitimleri almamışsa (tuvalet eğitimi dahil) kendinden zayıf olanı baskı altına almak ister. kadın bu toplumlara göre herhangi bir maddeden öteye geçemedi. belki bir ihtimal doğurganlığı sayesinde hayatta kaldı. acı ama gerçeklerden sadece biri bu.
maalesef ahlaki yetersizliğimizin sonuçlarını her gün tv lerde görüyoruz.
valla benim kadınlarla bi sorunum yoktu ta ki 4 yıllık sevgilimin dünya üzerindeki hatırı sayılır orospulardan biri olduğunu öğreninceye kadar. ondan beri tiksiniyorum kadınlardan hepsi iki yüzlü içten pazarlıklı aşağılık orospular. bin kadından ancak on tanesi falan iyi çıkar.
erkeğin kadın karşısındaki ezikliğinden meydana gelen durumdur. insanlık tarihi boyunca kadının zekasıyla ve dirayetiyle başedemeyen erkek cinsi kaba kuvvet ile kadını hep arka planda tutmaya çalışmıştır ama zaman içerisinde artık kadının mevki kazanmasıylada başa çıkamadığı için kadının sosyal yaşam içerisinde varolmasıyla fiziksel gücününde gelişmeye devam etmesinin aynı oranda ilerlemesi erkeği iyice ezmiştir.
evet doğrudur geçmişte fiziksel güç olarak büyük farkı olan kadın ve erkek arasındaki bu fark hızla kapanmaktadır. böylelikle erkeğin elindeki tek kozda kaybolur.
Birinin bir varlığa sebepsiz yere genelleme yaparak nefret etmesi tamamiyle bir hastalıktır. ırkçılık gibi. insanların kafansında bir önyargı olabilir ki olması da gerek zaten ama geçmişte oluşan birkaç olay yüzünden ona benzer tüm şeylerden nefret etmek hiç mantıklı değil.
kadıb düşnalığı diye gennelemeylim de iş hayatında kadınların problemden başka bir şey çıkartmadıkları düşünüldüğünde iş ortamında kadınların çalıştırılmaması gerektiğini sonuna kadar savunuyorum.
aileden gelen, kaynaklanan psikolojik bir hastalıktır. kadın düşmanlığının temelinde anneye düşmanlık vardır. bunun sebebi annenin ilgisizliği, sevgisizliği gibi dolaysız nedenler de olabilir; annenin babadan şiddet görmesi, küçümsenmesi, sayılmaması, çocuklarına bile sözünü geçirememesi gibi mağduriyetten doğan dolaylı nedenler de olabilir. çünkü, annesinin baskılandığını gören, genelde erkek, çocuklar babayı taklit edebilirler ama aynı zamanda anneye öfkelenirler. neden buna izin veriyor? neden kendini de bizi de bu baskıdan kurtarmıyor? kendisine böyle muamele edilmesini nasıl kabul edebilir? işte bu salgın hastalığın tohumu daha çocukken böyle atılıyor, büyüdükçe toplumdaki benzerlerinin etkisiyle serpiliyor. sevgiliden yenilen kazıkla kadın düşmanı olunmuyor yani.
