17. ve 18. yüzyıllar feodal toplumlardan kapitalist toplumlara geçiş dönemidir. sömürgeleşmeyle birlikte köle ticareti başlar. bu durum afrika toplumundaki kadının konumunu değiştirir.
'... max weber'in tezinin tersine katolik anlayışının da aylaklığı mahkum ettiği bir toplumda, fransa'Da, ingiltere'de, amerika'Da erkeklerin durumu ve değeri meta üretimindeki yerlerine ve ellerindeki paraya göre ölçülüyorlardı; oysa yüksek ve ortak burjuvazinin aylak kadınları erkeklerin horladığı bir duruma düştüler. evlenme sözleşmeiyle kadının getirdiği çeyiz sayesinde burjuva erkek daha baştan bir sermayeye kavuşurken buna bakıp 'vaktiyle toprağa yatırım yapılıyordu yeni kapitalistler şimdi kadınlara yatırıyorlar.' deyişinde olduğu gibi kadınları aşağılama katmerleşmişti. tıp ya da cerrahlık gibi meslekler rönesans'tan başlayarak kimi ülkelerde kadınlardan esirgenirken her yerde yok edildi; ingiltere'de ebelik, yoksullara özgü bir iş kılınırken, fransa'da kadınlar bu mesleğin düzeyini yükselterek direndiler' server tanilli.
biracılık, mum imalatı gibi mesleklerden ve loncalardan atılan kadınlar tekstil sanayisini ellerinde tutmaya devam ettiler.
18.yüzyılda yeni makinelerin bulunmasıyla en ucuz işler kadınlara bırakıldı ve kadınların alıkları ücret erkeklerinkinin yarısına erişmiyordu.
soylu ve zengin sınıf kadının eve kapatılmaya karşı çıkışı toplumun her kesmindeki kadına ulaştı. ingiliz kadınları için kurtuluşyeni dünya'ya göç etmekti. fransa'daki girişimleri ise kilise ezdi.
öncelikle kraliçeler kadınlara dayatılan baskılara karşı çıktı. II. katherina feodallere karşı çıktı.
mary wollstonecraft (1759 - 1797) 'kadın haklarını savunma'adlı kitabında bütün ülkelerin burjuvalarına karşı çıkarak kızların eğitim hakkını savundu. kızların eğitimde sadık ve süslü birer eş olarak hayata hazırlanmalarına karşı çıktı.
"kadınları yetiştren örflerde bir devrim yapmak zamanıdır; kadınlara kaybettikleri saygınlığı yeniden vermek ve onları insanoğlunun üyeleri olarak dünyaya reform getirmek işine katma zamanıdır!"
18. yüzyılda ingiltere'de kadınlar için emek piyasası daha da daralır. zor işler ucuza yaptırılmaya başlanır. kimi kadın fuhuşa kimi de orduya girer. amerika'Da özgürlük adına göç eden çoğu kadın amerikan bağımsızlık savşı'nda büyük görevler almalarına rağmen anayasada siyasal hakları olan vatandaşlar değillerdi.
17 yüzyılda halk katından kadınlar fransa'da devrimi savunup, kadın haklarını ileri sürüyorlardı ve versay'a yürüdüler.
1793'te kadınlar konvansiyon meclisi temsilcilerine;
1- paris'te kadınlar toplantı yapabilirler mi?
2- kadınlar siyasal derneklere veya halk derneklerine toplaşıp tartışabilirler mi?
3- kadınlar siyasal haklarını kullanabilirler mi ve yönetim işlerine karışabilirler mi? diye soruyorlardı,
17. yüzyıl yazarlarında kadın sorunu üzerine göülen kararlılık, 18. yüzyıl filozoflarında aynı heyecanını korumaz.
17. yüzyılda; poulain de barre; insan soyuna yakışır olmanın tek ölçütü olarak aklın kullanılmasını ve tabii kadınla erkeği mutlak eşitliği ile sağnabileceğini söylüyordu.
18.yüzyılda diderot; kadını cinsine özgü organı ile tanımlıyordu. montesquieu; kadınları devlet içinde devlet haline getiren entrika dahası saman altından su yürütenler... olarak görüyordu.
jean jacques rousseau; kadın aleyhine cinsiyet ayrımı yapan biri olarak görülür. emile'de; 'kadın erkeğe terkedilmek için yaratılmıştır ve onun adaletsizliğine de tahammül etmelidir.' der. kadının eşini seçme hakkı olduğunu da savunurdve bu onun kadınlarında içinde bulunduğu bir hayran kitlesine sahip olmasını sağladı.
1789 fransız devrimi; edebi ve siyasal salonlardaki kadın erkek birlikteliğini tehlikeli bulur.
1792'de evlenme ve boşanma yasalaşır. kadında erkekle aynı halara sahip olur. thermider rejimi ile boşanmaya karşı çıkanlar yeniden ortaya çıkarlar.
5-6 ekim'de kadınlar versay'A geçim sıkıntısı sebebiyle yürür, 1795'te ise ktlık sebebiyle kadın işçiler ekmek ve 1793 anayasası için seslerini yükseltirler.
ancak diğer yandan belirtmekte fayda var: devrimin hıritiyanlık karşıtı önlemlerine, dine soğuyanları, papazları boykot eden ve inatla gizli tapınma örgütleri kuranlar da kadınlardı!