bu tarz dünya görüşü dayatan kadın dergileri; aslında küresel ekonomide ürün kalitesinden ve özgünlüğünden çok marka değeriyle varolmuş, kadını hedef alan kozmetik, giyim gibi sektörlerin maşasıdır.
bu tip kadın dergileri tek prototipte kadın yaratır; kadına ne giymesini, nasıl makyaj yapmasını, nerelere gitmesini, ne yemesini söyler. ama asıl önemli olan nokta bu tip dergilere bağımlı pek çok kadın vardır. bu kadınların çoğu apolitiktir, çoğu tatlı su feministidir, hayatlarındaki en önemli şeyler "trendy" olan şeylerdir, "trendy" olmayan her şeyi küçümserler.
sokağa çıktıklarında ellerinde her zaman en "trendy" mağazaların torbaları vardır, bu torbaları yolda yürürken insanların suratına çarpacakmış gibi sallarlar. en üzücü nokta ise yeni gelen neslin bu tip kadınlara özenerek yetişmesidir. bunun kanıtı da son zamanlarda büyük şehirlerde özellikle istanbul'da 14-15 yaşındaki genç kızların hayatın gerçeklerinden bihaber, aynı giysilerle, aynı saçlarla, aynı konuşma tarzıyla, modanın esircikleri olarak küçük kadınlar gibi dolaşmasıdır.
cosmopolitan, marie claire, elele, vogue ve benzerlerinin yaymaya çalıştığı ipe sapa gelmez, zeka yoksunu ve dahası tiksindirici fikirlerden müteşekkil, dünyada olup bitenlere karşı derin bir vurdumduymazlığı da örtük biçimde bünyesinde barındıran dünya görüşüdür.
bu kağıt israfı dergiler, zengin, boş kafalı ve kokoş kadınlardan meydana gelmiş hedef kitlesine dünyada bir tek onlar varmış, sanki tüm kadınlar onlar gibiymiş izlenimi vermektedirler muhtemelen. o kalın, kuşe kağıda basılı sayfalarında okunmaya değer hiçbirşey yoktur. zaten yarısından fazlası, ünlü markaların kataloglarından alınan sayfalardan oluşmaktadır,
(okurlarına hem reklam gösterip hem para aldıkları için de ayrıca tebrik etmek lazımdır bu dergilerin yayın kurullarını)
geri kalanı da sözümona modern kadına hitap eden fasa fiso önerilerle, ünlü ve başarılı kadınlarla -örneğin hırs küpü, despotluk abidesi olup iş dünyasında başarıya ermiş muhtemelen ziyadesiyle şirret iş kadınlarıyla- yahut bu dergileri okuyan kadınların hayallerini süsleyen şöhret budalası erkeklerle yapılan röportajlarla doludur.
bu avrupa'dan birebir ithal, tercüme-i şahanelerle dolu dergilerin ve bunların yerli taklitçilerinin aşılamaya çalıştığı "gidin maldivler’de güneşin tadını çıkarın"temalı gündelik hayat önerileri, ülke gerçeklerinden çok uzak olduğu halde, satış grafiklerinin görece yüksek olması da ayrı bir garabettir.
dahası verdiği önerileri, asgari aklı selim sahibi birinin uygulaması imkan dahilinde değildir. misal, geçenlerde bir yerde gözüme ilişti. kadınlara "ölmeden önce yapmanız gereken şeyler" diye bir liste bahşedilmiş idi. aklımda kaldığı kadarı ile bir iki madde şöyleydi: "halka açık bir yerde öpüşün veya sevişin, yalnız başınıza ıssız bir yerde kamp kurun, durup dururken kalabalık bir yerde bağıra bağıra şarkı söyleyin." bunları harfiyen uygulayan bir kadının, gerçekten de hayatının geri kalanında unutamayacağı enteresan (!) deneyimler yaşaması muhtemeldir.
bu tip dergilerin erkek versiyonları da en az bunlar kadar fecidir
kadınların dişiliklerini ön plana çıkartıp çalışmadan da kazanabileceklerini ispatlamaya çalışan çalışmadan kazanılmış olanla moda güzellik kozmetik vb. şeylere kısacası alışverişe yönlendirmedir. bu bir döngüdür. dişi olan kadın deli gibi alışveriş yapar; alışveriş yapıldıkca dişi sayısı daha da artırılmaya çalışılır. çoğu aynı dergilerin dişileridirler.. bu diğer tüm etmenleri görmezden gelip sadece bu derginin dayattığı alışveriş çılgınlığı ne kadar harcarsan o kadar dişisin görüşünün yorumudur. tabii ki bu dergiler bilinçli zeki ve bakımlı kadınlar tarafındanda okunur. böyle kadınlarında kendi çizgileri vardır.dayatmalarla pek işi olmaz.