yazarın dediklerine bir çoğuna katılsam da benim burada korktuğum şey: kadınlara tanınan çeşitli bireysel ayrıcalıkların zamanla büyük bir haksızlığa evrilmesi düşüncesi.
yoksa herhangi bir kadının da erkekler gibi çeşitli haklar almasına karşı çıkan insan sorunlu bir insandır.
akabenin toplumu gererek toplumsal huzursuzluğu artırması, hukuk sisteminin iyice adaletsiz ve yaptırımsız hale gelmesi, polisin korunmaya ihtiyacı olanları başından savması.
istatiksel olarak cinayetler arttı mı orasını bilemem ama bana göre artış olduğunun düşünülmesindeki en büyük neden insanların artık bu olaylardan daha çok haberdar olmaya başlaması. bunun da en büyük sebebi yine sosyal medya, internet vb. kullanımındaki artış. hal böyle olunca daha önceden kimsenin duymayacağı hatta umursamayacağı olaylar bile bir anda gündem olabiliyor. bence bu durum bile potansiyel katiller için caydırıcı olmalı çünkü yaptıklarının ortaya çıkmaması çok az ihtimal ama işte ülkede adalet diye bir şey olmadığı için bu caydırıcılık ortadan kalkıyor hatta daha çok teşvik ediliyorlar.
kadının değerli olduğu kendi kültürünü terkederek kadının değersiz olduğu arap kültürünü benimsemek başlıca sebeplerden biri. yanlış olan şeyler mahalle baskısı ile artık kültürel değerlere dönüşmüş durumda. amansız bir dincilik yarışı hakim toplumun belirli bir kesiminde. dinle imanla alakası olmayan insanlar birbirlerine dindarlık taslıyor, birbirleriyle dindarlık konusunda görünürde yarışıyor; amaç elbette ceplerin parayla dolması ile ilgili, din sadece paravan görevi görüyor.
toplum ahlakına yapılan sistematik saldırı da başlıca sebeplerin bir diğeri. siyasi kaygılarla dizayn edilmeye çalışılan toplum öylesine bozuldu ki herkes birbirine şüpheyle bakmaya başladı. ahlaki her alanda büyük bir çöküntü yaşıyoruz maalesef. ahlak deyince insanımızın aklına yatak geliyor, çıplaklık vs geliyor. bunlara tüm gücüyle karşı duran veya durmaya çalışan kişiler; yalandan, dedikodudan, haksız kazançtan, başkasının kuyusunu kazmaktan, iftira atmaktan vs imtina etmiyor.
bu toplum benliğini tekrar bulmadığı sürece, kültürünü yanlışlardan arındırmadığı sürece bu ve benzeri sorunlarla mahvolmaya mahkum.
kadınlar da hiçbir şey yapmadan işlerin iyiye gitmesini beklerlerse daha çok beklerler. ülkemizde maalesef herhangi bir güçlü kadın hareketi yok, mevcut kadın hakları herhangi bir mücadeleyle veya savaşımla kazanılmış değil, tepeden inme haklarla ancak bu kadar olur. ülke nüfusunun yarısı kadınlardan oluşmakta ve fakat halkı temsil eden meclisin 10 da biri dahi kadınlardan oluşmamakta. bu meclisten de kadın haklarına dair bir hayır beklemek gerçekçi olmaz. toplumun her alanında aktif bir şekilde var olmak için mücadele ve işbirliği içerisinde olması lazım ülkemiz kadınlarının.
Egosu tavan yapmış insan şaşırır.
Ezik ruhlular da kendini dev aynasında görür.
Birlikte yaşadığı iyi günde kötü günde diyip imza attığı evine hanım yaptığı kadınını sanki düşmana vurur gibi vurur.
Yazıkk.
Ahlak dersi verdiğini sanıyor. Erkeklik bu mu