erkeklerin egolarının bedelini kadınlar ödemektedirler. ama o egoyu yok edecek insanlık nerede. her türlü iktidar kendini var etmeye devam edecek bir yol buluyor. ne zaman ki halk gerçek anlamda dur diyene dek.
çözümü için bir zihniyet yıkımı gerekiyor. gelenek, görenek, din adı bilinçaltımıza işlenmiş bir sürü çarpık öğreti var. biz zehirlenmiş bir toplumuz. hala kadının ne giyeceğini, ne giymeyeceğini, nereye, kaçta gidebileceğini, bekaretini tartışıyoruz. kadının kişiliği, kimliği olan birey, yol arkadaşı, doğuran, vareden ama kimseye ait olmayan insanlar olduğunu, insan olduğunu, ayrılmayı bilmenin bir erdem olduğunu çocuklarımıza öğretmek zorundayız. öğretmek içinse önce öğrenmek gerekiyor. bu olmadığı sürece kadınlar ölmeye devam edecek. eğitim şart.
Özgecan Aslan'dan beri gelenek olduğu üzere ünlüler, siyasetçiler, fenomenler, büyük takipçili isimsiz hesaplar sosyal medyada vicdan parlatmayı, kadın örgütleri de 2011'deki gibi devletle beraber kanun yapmayı bıraksınlar artık. En yeni 6284 sayılı kanun bile en fazla uzaklaştırma ya da çağrılı-koruma kararı çıkarılmasına yol açıyor ve karar ihlal edildiğinde kadının dilekçe yazıp hangi saatte ne şekilde ihlal ettiğini delillerle beraber bildirmesini istiyor. Dilekçe yazılıp bildirilene kadar zaten ihlal sırasında 50 kere öldürülür bir insan. Her şeyden öte, Türkiye "aile içi şiddet"ten dolayı vatandaşını koruyamadığı için dünya tarihinde uluslararası mahkemeden ceza alan ilk ve tek devlet. Bu devlet yapısı gereği savunmasızları, masumları koruyamaz. Çünkü yasa-ceza işlerinden başka bir şey bilmez ve savunmasızları savunmasız bırakmaya dayanır. Yasanın uygulanması da zaten polise ve siyasal otoriteye bırakılmıştır ve diğer yasalarla bağlanmıştır. Özgecan Aslanlar, Emine Bulutlar için bir şey yapılacaksa, başka isimlerle halen yaşayan kadın kitlelerini ve emekçilerini bu düzene karşı devrimci araçlarla buluşturmak elzemdir ve gereklidir.
kadın cinayetlerinin çok büyük bölümünün ailesel meselelerden, kadına yönelik ailesel şiddetten doğduğu ve fail ile maktulün aralarında sevgili, karı koca yahut karşı hısımlık bulunan kimselerden olduğu gibi bir gerçek var.
yani erkeğin erkeği öldürmesindeki gibi türlü çeşitli sebeplerden doğmuyor..
bu yüzden 21. yüzyıl türkiyesinde korkunç bir hızla patlak veren kadın cinayetlerinin ayrı bir başlık altında üzerine gidilmesi ve pozitif ayrımcılık içeren uygulamaların öne çıkması son derece normal.
Benim doğup büyüdüğüm mahalle genel olarak iti kopuğu bol olan bir mahalleydi. Bir çoğu da gücünün yettiğine delikanlılık yapan sünepe tiplerdi. Doğma büyüme o mahalleden olduğum için bana artistlikleri pek sökmez genel olarak da hepsi sinirlenince ne yapacağımı bildikleri için bana asla bulaşmazlardı.
Her neyse, mahallede düzgün insanlar da vardı. ama mahallenin kızları genelde bu mahallenin itinin kopuğunun yanından ayrılmazlardı. Kolunda faça, elinde şarap şişesi olan sünepe tiplerin yanında kız hiç eksik olmaz, zaman zaman kötü davranır, zaman zaman kolyelerini paralarını alırlardı.
Kulağıma gelince kaç kızın gidip parasını, kolyesini, daha da aklıma gelmeyen el koydukları eşyalarını gidip geri aldım, kaç kıza akıl verip o ortamdan uzaklaştırdım inanın hatırlamıyorum.
Demem o ki bazı kızlar böyle tiplere bayılıyor, benim şahsi düşüncem bu insanların dış görünüşü itibariyle güçlü tipler olduklarını düşünmeleri ama işte aslında sadece kendisinden fiziki olarak daha güçsüz olanlara, daha kibar büyüyenlere, çocuklara ve kızlara gücü yeten orospu çocuklarıdır bunlar.
bunlar her zaman olacak, bu tipler her zaman olacak, bu tipleri twitterda hastag açarak, istiklal ve türevi alanlarda toplanıp gösteri yaparak yok edemezsiniz.
siyasal islamın egemen olduğu toplumda sıradanlaşmıştır. oğlum, şehit haberleri kanıksandı bunlar yüzünden millet şaşırmıyor bile. buna mı tepki konulacak? zihniyet tümden değişmeden ne kadın cinayetleri son bulur ne şehitler. benden demesi.
feministlere söylüyorum arkadaşım ne gerek var cinayetleri erkek cinayetleri kadın cinayetleri olarak ayırmaya. cinayetin her türlüsü kötüdür. fakat kadın cinayetlerini sık sık dile getiren feminatörler yeri geldiği zaman cinsiyetöiliğe karşıyız diye basbas bağırırlar. o halde cinayetleri sadece kadın cinayetlerine indirgemeyeceksin.
Kadinlar kiminle evlendigine kiminle sevgili olduguna dikkat etsinler durum gerçekten kötü bundan sonra iyiye gitmez daha da kötü olacak.
Sakin düzelir bu insan demeyin düzelmezler seçtiklerinize dikkat edin.
pek çoğu ailesel şiddet meselesinden kaynaklanan ve akabe döneminde zirveye tırmanmış olan, toplumdaki kanayan yaralardan bir tanesi.
kadına karşı ailesel şiddet ve cinayet gibi hassas bir konuda erkek cinayetlerinden farklı düşünülmesi ve özel bir konu olarak ele alınması hakkaniyetin gereğidir.
ancak farklı saiklerle bir kadını öldürmekle bir erkeği öldürmek arasında fark görmüyorum. zira her şeye pozitif ayrımcılık yaratmaya da gerek yok.
abartılan dandik cinayetlerdir. olur böyle şeyler bu millet bunları yutmaz basit olaylar. umrumuzda değil biz insansız hava araçlarıyla gündemimize devam edeceğiz.
Özgecan Aslan'ın öldürüldüğü 2015 yılında 303, 2016’da 328, 2017’de 409, bu yılın ilk 9 ayında da 329 kadın erkekler tarafından öldürülmüş. Türkiye’de 2015’ten bu yana 1369 kadın hayatını kaybetmiş.