kadıköy

entry1434 galeri89 video3
    108.
  1. balonuyla, nostaljik tramvayıyla sevilendir. lakin bağımlısıysanız, eviniz de pek yakın değilse iett kanseri olma riskiniz her zaman vardır.

    edit: tramvay çakma değil orjinaldir, mazisi 40 yıla dayanır. nuhungemisini ne teşekkürler.
    0 ...
  2. 107.
  3. bağımlılık yaratan yer. insanları çok çeşitlidir.
    0 ...
  4. 106.
  5. vapura binmek için güzel bir sebeptir. *
    0 ...
  6. 105.
  7. kadıköy nursuz bir yerdir. evet kesinlikle.

    nursuz derken yani türk-müslüman kimliği yoktur diğer yerlere göre. mesela üsküdar ile karşılaştırılamaz bu konuda. kadıköy geçmişte üzerinde yaşamış rum,ermeni nüfusun bıraktığı gibi sanki. onların ardından ağlar, onları anar hep...
    2 ...
  8. 104.
  9. okulum sayesinde son 2 yıldır hayatımın çoğunun geçtiği semtlerden biri, taksim'den farklı olarak daha nezihtir. herkes gelmez, çok mekan çeşidi vardır ama herkes bilmez. canınız sıkkınken rıhtımdan moda'ya kadar sahilden yürürsünüz. eğer gece-gündüz sınırlamanız olmayan özgür bir insansanız. keşfedecek bir sürü şey bekler sizi kadıköy'de.
    1 ...
  10. 103.
  11. çocukluğumun geçtiği, güzel semt.

    eskiden daha güzeldi tabii. insanları güleryüzlüydü bir kere. komşuluk ilişkileri başkaydı. şimdi kimse kimsenin yüzüne bakmıyor. mahallemizde biz ermenilerden başka müslüman ve rum komşularımız yaşardı. ramazanda fırından alınan sıcacık pideler, paskalya'da boyayıp tokuşturduğumuz yumurtalar, birbirimize dağıttığımız çörekler, aşureler, kurban bayramları, noeller, hepsi bambaşkaydı. zamanla kayboldu.

    kadıköyü kadıköy yapan o çok kültürlülüğüydü. şimdiyse geriye 15 yaşında hayatı çözdüğünü sanan kızlar*, rexx sineması önünde ordu gibi dolaşan liseliler, kimsenin birbirine selam vermediği, saygı duymadığı sıradan bir semt kaldı. hiçbir özelliği yok. yine de seviyorum kadıköy'ü, moda'yı. halen daha başkadır. bunca yıldır burada yaşayıp da o balona binmemek de ayrı bir ayıptır tabii, "yaparız bir gün" diye diye erteledik. ama yapacağım bir gün. *
    2 ...
  12. 102.
  13. tüm güzelliklerine rağmen dershane çıkış saatine denk gelinirse acilen kaçılması ya da bir mekana saklanılınması gereken semt.
    0 ...
  14. 101.
  15. istanbul denince aklıma gelen ilk semt. kendine has evleri ve insanları ile otantik bir yer. benim alışveriş merkezim. boğa meydanı etrafında istenilen bütün markaları çok uygun fiyatta satılır.
    sokak şarkıcıları vardır köşe başlarında. özgürce çalarlar ve dinletirler. ayrılmak istemez insan. mutlu olmak için sadece sokaklarında gezmek yeterli.
    1 ...
  16. 100.
  17. 99.
  18. havasi, suyu, trafigi , tozu topragi, buram buram kokan balikcilar carsisi, sevgili ile el ele dolasilan sokaklari, sahaflari burunda tuten yuvam...
    2 ...
  19. 98.
  20. yağmur her yağdığında trafiği çekilmeyen semt.
    0 ...
  21. 97.
  22. türkiye istanbul dur, istanbul kadıköy dür.
    1 ...
  23. 96.
  24. rahat nefes alabildiğim tek yer.
    0 ...
  25. 95.
  26. içinde her turlu insanı bulabileceğiniz kalabalık caddeleri barındıran ve bazen bu yönü ile çok sıkıcı olabilen bir semt.
    0 ...
  27. 94.
  28. 20 mayıs 2009 günü belki de ilk ve son kez sınırları dahiline bir avrupa kupası girecek istanbul semti.

    (bkz: 2009 uefa kupası finali)
    0 ...
  29. 93.
  30. bahariye caddesi ile beyoğlunu andıran semt. ancak beyoğluna göre oldukça ruhsuzdur. beyoğlu akşam 7'den sonra daha da kalabalıklaşıp hareketlenirken kadıköy'de insan kalmıyor. anadolu yakasında oturanlar için yeri başkadır, o ayrı.
    0 ...
  31. 92.
  32. çok karışık bir köy.

    bir güçlü bir güçsüzler diyarı...

    dişil.
    1 ...
  33. 91.
  34. aynı bakırköyüm gibi, o kadar olmasa da, kendi içerisinde bir dünya barındıran ilçe. fazlasıyla anı mevcuttur, yer yer itinayla hatırlanır.
    1 ...
  35. 90.
  36. 89.
  37. 88.
  38. 87.
  39. en kisa zamanda gormeyi umut ettigim semt.
    0 ...
  40. 86.
  41. istanbul'a başka bir şehirden geldiysen, istanbul'daki denize rağmen inatla ''ankara'' diyen azınlıktansan, evcimen bir insansan dışarıda gittiğin yerlerin eve benzeyen yerler olmasına dikkat ediyorsan, toplumcu gerçekçi yalnızlıklara karışmak dışında üstüne üstüne yürünmesinden -istediğin zamanlar dışında- hoşlanmıyorsan, sevmiyorsan kalabalıkları, eskiden yalnızlıktan korkarken şimdi köşe bucak kalabalıklardan kaçıyorsan, her şey elimin altında olsun- fi tarihinden kalma kitapları bulabileyim- 7/24 şahane müzikler dinleyebileyim bunun yanında ağzıma layık yemekler yiyeyim (eh biraz da ucuz olsun) yemeğimi yerken iki kelam edebileceğim sevimli insanlar bulayım diyorsan, kahve dünyası'nda portakal suyunu içerken kendini bildin bileli okumak istediğin o kitabı okuyabilmenin tadını merak ediyorsan..

    kadıköy tam sana göre bir yer.

    bir kere daha istanbul'a ilk gelişinde seversin. bunda en az dört seneni geçirecek olmanın verdiği psikolojik baskı da etkili olabilir tabi, ama bu durumdan bağımsız baktığında dahi hemen seviverirsin kadıköy'ü. kalabalıktır belki ama rahatsız etmez seni o kalabalık. yollar dardır ama seve seve paylaşırsın o yolları insanlarla önüne dikilen topak teyzelere rağmen. deniz aşığı biriysen mesela, kafanı uzattığında anahtar kilidi kadarlık bir alan da olsa, denizi görebilirsin. hiç çöp kutusu yoktur, çok rahatsız olursun ama istanbul'un pekçok yerine göre gayet ''adım başı'' sayılabilecek yakınlıkta bakkal vardır. alıştığın bakkallar gibi de değillerdir hani, otuz beş çeşit dergi satarlar.

    sonra seviyorsan eğer değişik takı tukaları, otantik kıyafetleri, gümüşçüleri, akşam üzeri okul çıkışı belki bir fırt demlenmeyi yığınla mekan bulabilirsin. ha bir süre sonra onlar da sıkmaya başlar ama tabiat.. karga denen bir yer vardır çok meşhurdur, nesinin meşhur olduğunu asla anlayamazsın ama alpay erdem'i ya da vedat özdemiroğlu'nu izlemeye gidebilirsin mesela pek ala. sokak aralarında bazı bazı korkarak ama genellikle başı dik ve cesurca yürüyebilir başını her kaldırışında seni çağıran yasal ya da yasadışı pekçok afiş, yazı bulabilirsin.

    her şeyi geçtim, buranın bir belediye başkanı vardır selami öztürk diye. o yeter. herhangi bir işine seni hiç tanımadığı halde kendi işiymiş gibi koşabilme potansiyeline sahip bir beydir kendisi. haspelkader bir yerde karşılarsan bil ki az sonra senin de yanına gelecek ve senin de halini hatırını soracak. eğer görmezse ve bunu sonradan fark ederse gelip bir de özür dileyecek. (ahan da yazıyorum, yazdım.) kadıköy'ü holivuud yapma iddiası vardır bir de ve emin adımlarla ilerlemektedir bu iddiasında.

    bak misal, bir eylem olacak diyelim, tüm ilçelerin belediye başkanlarının kapısı çalınır, sonuç: red. ama git selami başkana, sonra gel kadıköy'e.
    8 aralık nükleere inat yaşasın hayat mitingi, 8 mart dünya emekçi kadınlar günü, 15 mart 5 yıllık işgale son mitingi, 27 nisan nükleere hayır mitingi.. 1 mayısta da olacaktı da neyse.

    kısacası, kadıköy istanbul'u sevme aparatıdır. bu uğurda kullanılacak bir araçken amaç oluverir, anlamazsın.
    6 ...
  42. 85.
  43. kalabalık üstüme,üstüme geliyor. artık burasıda yaşanmaz hale geldi.
    0 ...
  44. 84.
© 2025 uludağ sözlük