mecburiyetten defalarca binmek zorunda kaldığım bildiğin ömür törpüsü. on metrede bir duruyor, yüz metreyi durmaksızın gittiğine şahit olmadım. izmir'den aydın'a daha çabuk gidiliyor. aklı olanın binmemesi gereken minibüslerdir.
bu minibüsü kullanan 60 yaşlarında, hafif kel, arabayı yaslanarak değilde, kamburlar gibi kullanan bir adam vardır. sakın ola arabasına binmeyiz. bu adamı fark ettiğiniz an, ücreti vermeden minibüsten hemen inin.
3 saatte kadıköy'den pendik'e gelmek nedir yahu? bomboş yolda 20km ile gidip, sağa sola ''yolcu var mı acaba?'' diye bakmak nedir arkadaş?
biri bu adama ''gaza basarsan acılar içinde öleceksin'' demiş sanırım.
çağdaş ülkede asla yer bulamayacak benzerlerine hindistanda pakistanda rastlanabilecek ilkel ulaşım türü. uygar ülkede hız alt üst sınır bellidir, keyfine göre istediği noktada yolcu alamazsın taksi dahil.
atarlı minibüsçü kardeşlerimizin sikinin keyfine göre gider, keyfine göre durursun. sağa çekerler, yolun ortasında dururlar, iki minibüs yanyana gelip sohbet ederler, taşak yaparlar, kimse de bunlara çıkıp bir şey diyemez. üstelik cadde boyunca her 5 metrede bir bunlardan bir tane vardır.
harem gebze minibüslerinin yanında pir lerdir.
lakin o minibüslerle pendikten kadikoye gitmek insanı kanser eder. akıllıcasi kartal köprüsünden metroya binmektir.
an itibariyle içinde bulunduğum minibüstür. şoförleri kadar yolcuları da gariptir efenim. hep bi komik olay olur. bu kadar sıkışık ve uzun bir yolda gitmektense demek ki.
not: maltepe'den kartal'a gitmeye uğraşıyorum neyse ki...
tüm yolda terör estiren, bütün trafiği kendi başlarına oluşturan bu minibüsleri süren tonla orospu çocuğuna sahip minibüslerdir. insanların mesai çıkışlarında evlerine gitmek istediğini düşünmek yerine onlarla birlikte takılmak istediğini sanan itlerdir aynı zamanda.