kadıköy’e nazaran muhafazakar bir semtte yaşıyorum. sokaklarımızda belirli bölgelerde belediyenin verdiği kedi kulübeleri olur ve semtimizin barınağı ve kendi maddi imkanlarımız el verdiği ölçüde sürekli kedileri besleriz. sağ sol muhabbetinizi hayvanlar üzerinden yapmayınız. solcu olsun sağcı olsun, kalbinde sevgi varsa insandır.
olayın bakan gözle ilişkisi var. iyi gözle bakıyorsanız ve kalbinizde sevgi varsa kediler sağlıklı oluyor. benim bulunduğum yerde insanlar sözde aydın ve % 70 i chp li; her hafta kedi besliyorum diye laf yiyorum..
bazen bir apartmanın girişinde, bazen bir evin çitinin üzerinde, bazen de bir arabanın üzerine çıkıp uyuyan tüylü dostlardır. insan, sevmeden duramaz, okşamak ister. kadıköy ve kadıköylüler sokak hayvanlarına sahip çıkıyorlar. kediler toplanmışlar, mamacı teyzelerin yolunu gözlüyorlar. tekiri, sarmanı, şişmanı, etlisi, boduru, zayıfı hepsi kavgasız, gürültüsüz biçimde bir aradalar. insanın ve tabiatın uyumu hissediliyor. hayat, buralarda ara ara galip geliyor.