"benim gibi düşünen adamlar etrafımda olsun, daha çok kazanayım" mantığıyla hareket edilir ama bu yüzden kimse rahat edemez, çalışamaz. çünkü sürekli gözlem altında olmak insanların işlerini yapmasına engel olur/oluyor. türkiye'de özellikle devlet kurumlarında işlerin ilerlememesinin büyük nedeni de budur. çalışanlar asla işlerine bakmaz içinde bulundukları kadronun elemanlarını gözlemekten. bu kadar haset sahibi olup da, hala nasıl kendimizle övünebiliyoruz, hiç aklım ermiyor.
bir siyasi görüşün kendi yandaşlarını, herhangi başka bir kriteri dikkate almadan, sadece kendi yandaşları olduğu için bazı işlere yerleştirmesi ve bunun sonucunda işe yerleştirmelerin geçekleştiği kurumların, o siyasal görüşün etkisi altına girmesidir.
ayrıca melih aşık - milliyet;
Kamu Personeli Seçme Sınavı'nı (KPSS) kazanan yüz binlerce genç dururken iktidarın kamu kadrolarını kendi yandaşlarıyla nasıl doldurmakta olduğunu bir yandan muhalefet milletvekilleri dile getiriyor, diğer yandan biz yazıyoruz. En çarpıcı örnekleri son olarak Elektrik idaresi Etüd işleri (EiEi) ve Toplu Konut idaresi'nde (TOKi) görülen bu haksız uygulamanın bir benzerini de eski SSK Genel Müdürü, CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu bakınız nasıl anlatıyor:
"Kamu kurumları işçi ihtiyacını Türkiye iş Kurumu'ndan (iŞKUR) karşılamak zorundadır. Bu bir yasal zorunluluktur. Bazı istisnalar dışında geçmiş iktidarlar hep böyle yapmıştır. Ama AKP iktidarına bu yasanın da çiğnendiğini görüyoruz. Örneğin iŞKUR'un internet sitesine girerseniz şu rakamlar karşınıza çıkar: 2004 yılında sadece 14 bin 285 kişi iŞKUR aracılığıyla işe alınmışken aynı yıl tam 69 bin 264 kişi iŞKUR devre dışı bırakılarak dışarıdan alınmış. 2005 yılında iŞKUR aracılığıyla işe yerleştirilen işsiz sayısı 32 bin 753 olurken, kamu kurumlarının iŞKUR'u baypas ederek doğrudan kendilerinin aldığı işsiz sayısı 232 bin 682'yi bulmuş. Yani bu iktidar sadece 2005 yılında yasayı tam 232 bin 682 kere hiçe saymış, çiğnemiş."
Kemal Kılıçdaroğlu, bu durumda ne yapılabileceğini de şöyle anlatıyor:
"2005 ve öncesinde iş için iŞKUR'a başvuru yapmış olanlar iktidarın bu uygulamasına karşı dava açarlarsa eminim ki kazanırlar ve tazminat alırlar..."
hakimlerin mülakatla alınacak olması,
yök başkanının alakasız biri olması,
ülker grubu, fetocuların ve milletvekillerinin garip bir şekilde zenginleşmesi (bkz: unakıtan) (bkz: rte)
yeni anayasayı zaten biliyorsunuz,
kadrolaşma diye biz buna diyoruz.
bir zamanlar akp nin politikalarini destekleyen biri olan beni kendisinden nefret ettiren olaydir. söyleki yurtdisinda master yapip mezun olduktan sonra benle ayni bölümden mezun olan dogru dürüst yabanci dil konusamayan tanidigim kisinin sinavsiz bir sekilde dis türkler bakanligina alindigini duydugumda dahasi kadrolar bos oldugunda bir milli görüs bir nurcular diye paylasildigini thy ve yurtdisi konsolosluklara sinav kurallari hice sayilarak cemaat yandaslarinin doldurulduguna sahit oldugumdaki ruh halimi anlatamam. yaziklar olsun baska ne denir ki?
birçok partinin yaptığı, ama muhalefette ise yapan partiye bok attığı adam kayırma durumudur. bir kamu dairesinde bilhassa müdürler hükümet değişimi ile birlikte değişir.
örnek için herkes okuduğu lisenin tarihine bakabilir..