1912 istanbul 'un Eyüp semtinde doğan Kadri Şençalar, Galata emniyet amiri Veli Rauf Bey ve Bahriye
hanımın oğludur. Kadri Şençalar 'ın çocukluğu Tarabya'da geçmiş ve 9-10 yaşlarında iken bir Rum müzik
hocasından ve Kemani Cemil Bey 'den keman dersleri almıştır. Keman 'la musikiye başlangıç yapmış fakat
daha sonraları Bursa'da ud hocası olan Tevfik Bey 'den nota ve usul dersleri almıştır.
istanbul'un işgali dolayısı ile Bursa'ya yerleşmiş fakat ne yazık ki, sonradan Bursa'da Yunan işgaline
uğramış olduğundan Burada ailece çok zor günler yaşamışlardır. Bursa Yunan işgalinden kurtulunca,
keman çalması nedeniyle ailesini rahata kavuşturmuştur.
Bursa Setbaşı Gazinosunda çalıştığı sırada, bir gece için gazinoya konser vermeye gelen meşhur keman
üstandı Bülbüli Salih Bey ve ses sanatkarı eşine bir akşam ud ile eşlik ederken, Üstat Salih Bey
Şençalar'ın ud çalış tavrını çok beğenmiş ve kendisine ud çalmaya devam ederse gelecekte memleketin
en iyi ud üstadları arasında olabileceğini söylemiştir.
Çok güzel saz çaldıkları için Bursa 'ya konser vermeye gelen sanatçılar yanlarında saz takımlarını getirmez
Şençalar 'ın kendilerine eşlik etmelerini isterlerdi , zira "Soyadı Kanunu " çıktığında "Şençalar " soyadı
kendilerine dinleyicileri tarafından verilmiş.
Yusuf Nalkesen, Abdullah Yüce, Zeki Müren ve daha bir çok ünlüleri yetiştiren Kadri Şençalar ,
Ortanca kardeşi Zeki 'nin keman ve küçük kardeşi ismail 'in de kanun öğrenmesini sağlamıştır.
(Küçük kardeşi ismail Şençalar ' da ülkemizin en iyi kanun üstatlarındandır.) .Ortanca kardeşi Zeki'nin
ölümünden sonra Kadri bey bütün aileyi toplayarak doğduğu istanbul'a gelip yerleşmiştir.
istanbul Belediyesi konservatuarına devam eden Şençalar , Darül-acize'de yıllarca müzik hocalığı yapmış ,
Türkiye'de ilk defa " Türk Musikisi Dergisi " ni çıkartmış, Türkiye'de ilk defa " Türk Musikisi Mensupları
Sendikası " nı kurmuş ve Türkiye'de ilk " UD ÖGRENME METODU " nu yayınlamıştır.
1950-1960 yılları arasında birçok yerli ve yabancı filmlerin müziklerini besteleyen Şençalar ' ın TRT
repertuarında 100 ' yakın birbirinden güzel besteleri bulunmaktadır. Şarkıları günümüzde hâlâ dillerden düşmez.
Udi Hırant'ın jübilesinde (Taksim Çamlı Köşk Gazinosunda) O devrin en değerli saz sanatkarları ile birlikte
40 kişilik saz heyeti ile iki kardeş ilk olarak istanbul'da sahneye çıkmışlardır. Fasıldan sonra
Şençalar kardeşlerden yalnız olarak saz eserleri çalmaları istenmiş iki kardeş eserlerini icra ettikten sonra
büyük takdir toplamışlardır. Bundan sonra başarıları devam etmiş, Kadri Şençalar Tepebaşı Gazinosunda
Alabanda revüsünde Safiye Ayla 'ya ilerde Ümmü Gülsüm 'e eşlik etmiş, Kemal Atatürk 'e çalmış ve sonradan
besteleri ve ud yorumu ile çok sanatçıya ideal olmuştur.
Son olarak ta, istanbul Belediye Konservatuarına Ud hocası olarak atanmış ve 1989 tarihinde istanbul 'da
vefat etmiştir.
Eserlerinden bazıları :
Karşı dağdan uçan turna Gerdaniye Nim Sofyan
Ah edip inlerim gurbet elinde Hicaz Nim Sofyan
Bu mu dur sevmek Hicaz Düyek
Eşimden ayrıldım gözyaşım durmaz Hicaz Yürük Semâî
Evlerinin önü boyalı direk Hicaz Sofyan
Gönlüm yaralı bilmiyorum yar bana n'oldu Hicaz Türk Aksağı
Görmedim ömrümün âsûde geçen bir demini Hicaz Aksak
Hasretle geçti ömrüm baharım hem de yazım Hicaz Düyek
Hicrân hastasıyım yapayalnızım Hicaz Düyek
iç durma iç güzelim Hicaz Sofyan
Kırık kalbimi incitme çünki kalbim yâreli Hicaz Curcuna
Meşesiz dağlarda meleyen kuzu Hicaz Nim Sofyan
N'EYLEYiM KÖŞKÜ N'EYLEYiM SARAYI Hicaz Nim Sofyan
YARALI CEYLANIM Hicaz Yürük Semâî
Zannetme seni şimdi görüp şimdi beğendim Hicaz Curcuna
Sevmek bilen elbet bulur aşkı da sende Hüseyni Yürük Semâî
Gezdiğim dikenli aşk yollarında Hüzzam Nim Sofyan
Gülsün diye hep gül yüzüne gülleri serdim Hüzzam Curcuna
Sevdâ budur güzelim aç gönlümü bak da gör Hüzzam Düyek
Yeşil olur şu Konya'nın Meram'ı Karciğar Sofyan
Sazını ağlat biraz yine ıztırâb var Kürdilihicazkar Düyek
Söylerim söylerim hastadır gönlüm Muhayyer Sofyan
Bahtından çileliye söylenecek söz var mı Nihavend Curcuna
Derindedir hâtıran içimden hiç silinmez Nihavend Semâî
Ey güzel istanbul benim sevgili yârim Nihavend Sofyan
Gizli bir sır dolaşır sanki gözlerde derin Nihavend Curcuna
Kararan gönlüme artık felek de olmuyor yâr Nihavend Düyek
Dağ başında tüter duman Nikriz Evfer
Bırak beni beni bırak Rast Düyek
Bağrı yanık bir anayım Saba Curcuna
Garib bülbül neden böyle feryâd edersin Saba Düyek
Kaçma ardınca süründürme ölümden ölüme Saba Düyek
Beni kimse eyleyemez benim gönlüm alan gelsin Segah Curcuna
Bin yara açarken diken bülbüle gülün dudağında Segah Düyek
DERTLi BÜLBÜL Segah Düyek
Dalda çıkmış bir elma elmalı yar Uşşak Nimsofyan
Hasretle geçen günler ne zaman son bulacak Uşşak Aksak
Kanatsız bir kuş gibi kaldım gurbet ellerde Uşşak Aksak
Kesik saçı kumralmış Uşşak Aksak
Ne olur unutma beni Uşşak Aksak
Sönmez artık yüreğimde yanan bu sonsuz ateş Uşşak Curcuna
Su doldurmuş testisini Uşşak Sofyan