şöyle zırvalar yazan vatandaş .... bizleri şikayet etmiş ...
Kürtlerle birlikte yaşamak zorundasınız
12 Temmuz 2010
“Türk ayrılıkçılığı” demiyorum, çünkü “Kürtlerden kurtulmayı”
savunan bir siyasi akım (henüz) mevcut değil; ama “ayrılıkçı Türkler” var .
“Doğu ve güneydoğunun büyük bir kısmını Kürtlere verip, Batıdaki
Kürtleri de oraya sürmeyi” sözümona çözüm diye savunan
“ayrılıkçı Türkler”in toplumda bir dip akıntısı halinde var
olduklarını, asıl olarak “açılım” marifetiyle saptadık.
“Kürtlerle bundan sonra hangi modele göre birlikte
yaşayacağız?” şeklindeki geçerli soruya, “Kürtlerle birlikte
yaşamak zorunda mıyız?” diye demagojik bir karşılık veriyorlar.
Ütopya, “olmayan yer” demektir. Onların da sözde bir
“Kürtsüz Türkiye” ütopyası var.
Aslında “Kürtsüz Türkiye” sadece bir “anti-ütopya”dır.
Kötü ve karanlık bir geleceğin tahayyülüdür.
Kürtsüz Türkiye, “olamayacak olan yer”dir.
Şimdi, ayrılıkçı Türklerin ırkçı fantezileri üzerine kafa yoralım.
Türkiye’yi böldük, bir bölümünü devlet kursunlar diye
Kürtlere verdik... Kürt sorunu çözülecek mi? Hayır.
Kürtlerin yarısından fazlası batıda yaşıyor. Sanki bu ülkenin
vatandaşını kovmaya hakları varmış gibi, “Ya Kürtlükle
ilgili hak taleplerinizden vazgeçin ya da gidin” diyecekler.
Kürt sorunu bir başka biçimde yeniden yaşanacak.
Bölünmenin Kürt sorununu çözemediği trajik bir biçimde görülecek.
Bazı aklı evveller bu ülkenin etnik temelde bölünmesinin
küçük ama homojen, uyumlu ve müreffeh bir Türkiye yaratacağını
düşünebiliyorlar. Alakası yok... Türkiye bölündüğüyle kalsa o bile iyi...
Homojen olacağım diye kendi vatandaşını göçe zorlayan bir ülke
demokratik olamaz; uluslararası statüsü de paryalıktan ileri
gidemez, bu bir. Avrupa’yı unutun.
ikincisi, çalışan nüfusunu kovan bir ülkenin ekonomisi küçülür, çöker.
Refahı da unutun.
cevap verelim .....
1912 - 1922 yılları arasında ....
araptan , bulgardan , rumdan , arnavuttan , ermeniden ayrıldık .
asker olanını öldürdük , sivilini memleketine gönderdik . şimdi
çok daha iyi durumdayız . ancak kürtlerden ayrılmadık . tabii
yüz senedir kürtlerle beraber yaşıyoruz, yani boğuşuyoruz . sonuç ....
* iki trilyon dolar civarında zarar .
* yıpranan ordu ...10 bin şehit , bunun tanesi 300 subay .
kısacası doğru tercih kadir gürsel gibi kuklalara bakarak değil ,
tarihe bakılarak yapılır ...
Sürekli takip edilen değerli gazeteci.
Bugün şirin payzın'ın yokluğunda programı emin çapa ile götürmeye çalıştı.
Korkarım bugün çok fazla konuştu, ayarını kaçırdı. Umarım birilerinin eline malzeme vermemiştir.
aylardır haksız yere içerde tutulan değerli gazeteci. sonunda tahliye edilmiş. darısı fetö ile hiç bir bağı bulunmayan, iftiraya uğrayan diğer gazetecilerin başına.
Ergenekon ve balyoz kumpasları ile Türk ordusu yıpratılırken(saldırıya uğrarken) kendisi korkmadan cemaatin karanlık ve hıyanet dolu yüzünü anlatmış ve bu yüzden tv programlarında ak partililerce eleştirilmiştir. Nagehan alçı canhıraş cemaati savunmuştu kadri gürsel'e karşı. programlar youtube'da.
Suçu gerçekleri söylemek ve olacakları önceden görmek olan gazeteci. Analizlerini veya üslubunu beğenmeyebilirsiniz. Ancak benim nazarımda son derece birikimli ve değerli, gerçek bir gazetecidir. Özellikle Suriye konusunda yaptığı tespitler son derece isabetlidir ve yorumlarını da bunlar üzerine inşa eder.
Cemaatin iç yüzünü erkenden görmüş ve hükümet ile girdiği ittifakı 9 yıl önce söylemeye başlamıştır. Yıllarca fetoya yalakalık yapan, onun yükselmesi için elinden geleni yapan, istihbaratta, emniyette, askerde kadrolaşmasında hiçbir sıkıntı görmeyen hatta bunun için elinden geleni yapan, ne istedilerse veren, sınav sorularının çalınmasını bile görmezden gelen hak yiyici bir zihniyetin onlarca üyesi bugün doğru düzgün ifadeye bile çağrılmazken, fetonun en yakın yol arkadaşlarından olan ve işlediği suçların neredeyse her birinde yardakçılık yapmış herif tanık olarak bize yutturulurken, feto yu senelerce yalamaktan dilinde tüy kalmamış insanlar darbe komisyonu başkanı yapılırken kadri gürsel gibi bir insanın iddianame yazılmasını beklemek için 9 ay içeride kalması ve hakkında yazılan onlarca garabete, neden yayın politikası değişti gibi sadece otoriter rejimlerde sorulabilecek sorulara karşı bile hukuk içinde savunma vererek bütün saçma iddiaları tek tek çürütmesine rağmen hapiste yatıyor olması çok acıdır. Bunu hiçbir vicdan, hiçbir adalet duygusu kabul edemez.
Ancak içinde bulunduğumuz dönemde ne hukuk ne adalet ne de vicdan kriterleri işlemediği için onun gibi dürüst ve onurlu aydınlar hapislere atılıyor ve çocuğuyla bile sarılması engelleniyor. O çocuk bugünü hiç unutmayacak ve büyüdükçe, bazı şeylerin farkına vardıkça babasıyla daha da fazla gurur duyacak. Gazetecilik kisvesi altında aldığı avantaya bakan, sadece çıkarları için ve savunduğu biricik hükümeti zarar görmesin diye onlarca haberi görmezden gelen muktedir yağcılarının ekranlarda ahkam kestiği bir ortamda kadri gürsel gibi gazeteciliğin yüz akı isimlerinin hapiste yatması insanı çıldırtmaya yeter de artar bile. Umuyorum ki en kısa zamanda ailesine ve okurlarına kavuşur.
geçmişte de şimdiki gibi ak parti, fetö ve pkk'nın hedefi olmuş gazetenin saygıdeğer yazarı, televizyon programlarında yandaşları zorlanmadan maymun etmesiyle tanınıyordu.
an itibariyle tarafsız bölge programında demirtaşın bu güne kadar pkk yı hiç olumlu bulmadığıni ve desteklemediğini ifade eden şahsiyet. yok artık ulan illa mualif olcam diye milleti salak yerine koymaya çalışmanın beyaza kara demenin ne anlamı var.