Bir defa gece vakti tenha bir sokakta bir kadını darp eden bir adam gördüm. Araba kullanıyordum, arabada çocuğum vardı. inemedim. Sanırım, çocuk olmasa da inemezdim.
Polisi arasam, gelmezdi ya da yetişemezdi. Yolda durdum, dörtlüleri yakıp kornaya bastım ard arda... Amaç adamı korkutmaktı, dikkat çekmekti. Velhasılkelam Allahın belası adam koşarak kaçtı. Camı açıp kıza ters yöne doğru koşup ailesini aramasını söyledim. Gaza basıp uzaklaştım.
Yani, çoğu zaman bir yol vardır. Kimse kimsenin eceli Olamaz. yanlışa yanlışla karşılık vermek yeni yanlış doğurur.
Söyle yapalım o halde.
Her erkek çevresindeki erkeği kadına şiddet uyguladığını gördüğü anda öldürsün o halde. Böylece adalet sağlanır sonuçda bir kadına şiddet söz konusu gebersin erkekler.
Şunu söylemek istiyorum olayda her ne kadar şiddet olsa bile bir cinayet söz konusu. Bu cinayette meşru müdafa sö konusu olabilmesi için orantı olması gerekir. Size yumrukla saldıran kimseye bıçağınızı doğrudan kalbine saplayacak olursanız sınırı aşmış olursunuz. Çünkü o bıçağı ölen kişinin hayati olmayan bölgesi olan ayağına falan saplayabilirdiniz.
Falat belki tck 27/2 kapsamında olup olmadığı tartışılabilir. Kanımca sanığın avukatı kendini buradan savunacaktır.
Tck 27/2 Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.
Fakat yanında bıçak taşınması bile suçken bunu cebinden çıkarıp kalbine saplaması bu kapsamda değerlendirilmemeli.
tartışan çiftlerin arasına savulun battal gazi geliyor moduyla uçarak dalan genç.
cezaevinden çıktıktan sonra karşısında iki seçenek olacak.
ya kaldığı yerden üniversiteye hazırlanacak, okuyup adam olacak.
ya da içeride tanıştığı haydut arkadaşlarıyla çete falan kuracak.
elinde tespih, belinde silah vaziyetleri.