oynadığı filmdeki rolüyle (bkz: altın ahududu ödülleri)nde en kötü yardımcı erkek oyuncu rolünde aday gösterilirse kazanacağına kesin gözüyle baktığım istanbul büyükşehir belediye başkanı.
kemal kılıçdaroğlu karşısında komik durumlara düşen bir nevi komedyen, istanbul büyükşehir belediye başkanı.
kemal kılçdaroğlu diyor ki, borç 2 milyar dolar, bu açıklıyor "karımız 17 milyon dolar, borcumu 1,5 milyar dolar" kılıçdaroğlu diyor, "neden benim açıklamamı bekledin, borcu açıklamak için?" cevap vermiyor, "ssk'yı batırdı" diyor, "ssk konusunda her platformda tartışmaya hazırım, benim verdiğim açıklar eğer bugün de devam ediyorsa, sorumlusu recep tayyip erdoğan'dır diyecek misiniz?" diyor, "ben onu muhattap almam" diyor. ido'nun "gider" kabul edilmeyen masraflarını "bu kanun chp'li belediyelerin aşırı harcamalarından sonra çıkarıldı" diyor. türkiye'de kaç tane chp'li "büyük" ölçekli belediye var kadir? komik olma allasen. kılıçdaroğlu da "kadir topbaş daha kanun nedir, yönetmelik nedir onu bilmiyor. ortada böyle bir kanun yok, yönetmelik var" diyor.
sonra topbaş-kılıçdaroğlu dışına çıkıp kendi özgün eleştirimi yapacağım bu kendisini bir şey zanneden muhallebici mimar abimize. halka çiçek dağıtıyor dolaştığı yerlerde, bir yerde kadının biri "sayın başkan, açız, işsiziz, çiçek istemiyoruz, iş istiyoruz" demesine sinirlenip "siz chp ile bağı olan birisiniz" ulan biat kültürüne, alkışlanmaya bu kadar mı alışıksınız be? siz demokratsanız bu tavrınız ne menem bir demokrasi çeşididir? eleştirilince hemen "siz chp'lisiniz" sanane ulan belki saadet partiliyim? belki mhp'liyim? sonra kadın "bizim paramızla bize çiçek dağıtıyorsunuz" deyince kadir çileden çıkıyor! "bu sizin paranız değil, partinin parası!" breh breh breh. yavrum kadir senin ak partin şimdi yardımdan mahrum bırakıldı anayasa mahkemesi kararıyla hani dediler ya "mahrum bırakılsın, çünkü laiklik karşıtı eylemlerin odağı" diye işte o sebepten. şimdiye kadar hazineden aldığınız para nereden geliyor? benim vergimden pay gitmiyor mu milyonda bir de olsa? benim param değil mi yavrucum o? senin siyasi partinin işletmeleri, fabrikaları falan var da para mı basıyor? o bir tane çiçekte milyarda bir ihtimal dahi olsa benim payım var yavrum.
mehmet ali şahin ayrı komedi, melih gökçek ayrı komedi, bu topbaş ayrı komedi, bunların başındaki şahıs ayrı komedi.
bir komedi kumpanyası ülkemi yönetiyor ama biz gülmek yerine ağlıyoruz. ama yeri geldiğinde de gülüyoruz ağlanacak halimize.
yıllarca istanbul'u her klasik akp'li gibi rant bahçesine, yandaşa ihale peşkeş çekme sanatına çeviren kişi.
ama halkımız o kadar bilinçliki yine verir oyunu topbaş'a.
kurban olurum oy rüşveti olan 200 milyona.
tam da olması gerektiği gibi, hiç şaşırtmayan...bu topraklarn sesi...gururumuz...sevinçten ağlayıp, mendilini ödünç almak istediğimin başkanı.
seçime 3-4 ay kala şehrin büyük meydanlarına iletişim noktası isimli/görünümlü tanıtım/promosyon/nasıldahafazlaoyalabilirim dükkanları açan bir politikacı. ve olması gerektiğinden bir milim geri kalmayan bir şark kurnazı. bu topraklarda eşine sık rastlanır bir cingöz.
bir sabah, işe geç de kaldığım halde, mecidiyeköy'deki şubesine girdim. bu iletişim noktalarının, vatandaş olarak bana ne reel fayda sağlayacağını sordum. efendi bir şekilde tabiki. kadın şaşırdı. yanındaki adam da şaşırdı. ilk defa soruluyormuşçasına:" belediye ile sorununuz olursa, biz yardımcı oluyoruz "u bıdı bıdı bıdıladı. "peki bi broşür, flyer filan var mı?" dedim. kadın şaşırdı, adam da şaşırdı, kalmadı dediler. çıktım dışarı. topbaş hazretlerinin sıcacık gülümseyen fotoğrafıyla göz göze geldim. ve şöyle dedim. "bizi yemeye devam et. yakışır. çünkü biz, komple bak, hıyarız." gülümsemesinden hiç bir şey kaybetmedi. seçime 1 ay kala açılışını yapacağı şeyleri düşünüyordu belli ki. ve gülmek ona kadar yakışıyordu ki...
burdan yinelemek istiyorum, sevinçten ağlayıp mendilini ödünç almak istediğimin başkanına:
"bizi yemeye devam et. yakışır. çünkü biz, komple bak, hıyarız."
ntv'deki "haber merkezi" programına konu olan ve milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyen büyükşehir başkanı. şu anki şişhane-atatürk oto sanayi metrosu çalışmaları kendisinin değil, selefi ali müfit gürtuna zamanında başlamıştır. maalesef vatandaşımız gündemi iyi takip etmiyor.
geçen kış taşlarını düzeltiyoruz ayağına istiklal caddesinin içine edildiği ve insanların çamurda yürütülmesinin ardından nedense!!! bir tek saray muhallebicisinin önünün hemen taşlarının takıldığında allah allah neden acaba? istiklalin sadece ortasında bir dükkan önünü düzelttiler diye düşündüren, sorunun cevabı dükkanın içindeki resimlerde saklı olan koltuğuna yapışmış belediyeci.
kendisi türkiye nin (bkz: medar ı iftiharı)meşhur (bkz: yusufeli)lidir.kendisi 1972 de marmara ilahiyat mezunu olmakla birlikte 72-74 yılları arasında 2 yılda mimar sinan üniversitesi mimarlık fakültesininden mezun olmustur.daha önce 92-96 yılları arasında istanbul büyük şehir belediye başkanı tayyib erdoğan ın danışmanlığını yapmış olup daha sonra beyoğlu belediye başkanlığıda yapmıştır.ardından 2004 (bkz: yerel seçimlerinde)ak parti den ist.büy.şeh.bel.başkanı olmuştur ve çok büyük ihtimalle şeçim anketleri sonucu varılan kanı üzere 2009 seçimlerinide kazanarak tarihte istanbulda üst üste 2 kez belediye başkanlığı yapmış tek insan olcakdır.