kesinlikle yanlis uygulanan veya uygulanmasi yanlis anlasilan hak. devlet isteyen kadinlara kizlik soyadini da kullanma hakkini veriyor ama bu kanun iki soyadindan birini kullanmalarini amacliyor. bizde ise uygulama acayip bir sekilde yapiliyor. diyelimki kadinin ismi ayse hatice kendi kizlik soyadi suleymanoglu kocasinin ise ulukan olsun. normalde bunun ayse hatice suleymanoglu veya ayse hatice ulukan olmasi gerekirken bizde ayse hatice suleymanogluulukan oluyor. bu da bir cok sektorde karisikliklara sebebiyet veriyor. mesela turizm sektorunde ucak biletinin uzerine yazilabilecek karakter sayisi belli iken boyle bir durumda isim eksik yaziliyor ve problem cikiyor.
gayet yerinde olan bir uygulamadır bence, zira asıl mantıksız olan kadının kocasının soyadını kullanmak zorunda bırakılmasıdır, bu haksızlıktır ve kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak görmenin bir göstergedir. şimdilerde çok şükür kadınlara da sahip olmaları gereken haklar tanınmıştır ve kadınlar kendi soyadlarını koruyabilmektedirler. iki soyadının birlikte olması durumuysa kişinin kendi seçimi olması dolayısıyla yadırganmaması gereken bir durumdur, aslında çok da garip değildir. örnekleri için lütfen (bkz: meksika)
türk erkeklerinin tasvip edip onaylamadıkları ,bayanların kullanmaya özendikleri , teoride olabilir gibi gösterilen ama pratikte uygulaması zor ve anlaşılmaz olup , bir sürü probleme yol açan ve çoğu sektörde geçerli olması için türlü prosedürlere bağlanan ( banka kartları,pasaport,kimlik vs gibi ) zor bir durum .
kısa soyadlılar için uygun olabilir belki hatta karizmatik bile gösterebilir ama ya bir soyadı 15harften oluşan bir kelimeyse? özellikle kodlamak çok sinir bozucu olurdu herhalde. (bkz : uzunkavaklaraltındayataruyumazoğlu)
evlenene kadar yirmi küsür yıl taşıdığı kimliği değiştirip başka bir kimliğe bürünmek istemeyen bayanların içinde bulunduğu güzel davranış. düşünün ki 28 yaşında evleniyorsunuz ve de bir iş kadınısınız. belli bir yere kadar gelmişsiniz ve o edindiğiniz mevkiye kadar hep aynı kimliği taşıyorsunuz. belki makaleniz yayımlanıyor, odanızın kapısı var isminiz yazıyor, kartvizitiniz var adınız soyadınız yazıyor, yurt dışı görüşmeleriniz var ve sizi babanızın soyadı ile tanıyorlar. ama bir gün geliyor ve evleniyorsunuz. ve bütün bağlantılarınıza tekrar ulaşmanız gerekiyor, o güne kadar yapmış olduğunuz işleri tekrar gözden geçirmeniz gerekiyor..haydi bütün bunları bir kenara bıraktım bir insanı büyütüp yetiştirmiş, o yaşa getirmiş babalık yapmış bir insanın soyadını taşımak daha anlamlıdır bence. dünyaya o kimlikle geldikten sonra kafa karıştırmanın mantığı nedir? ayrıca soyadını aldığınız insan belki de sizi bir gün yarı yolda bırakıp gidicek ama doğduğunuzda almış olduğunuz soyad sizinle kalacak. bu yüzden yapanların ayakta alkışlanması gereken bir durumdur. ayrıca sorarım bayan arkadaşlara, soyaddan başka en anlamlı baba yadigarı nedir?
sadece babasının değil aynı zamanda kendinin de soyadıdır evlenene kadar kullandığı soyadı. ama ikisini birlikte kulanma durumu kimlikte artık yok. ya eski soyadını ya da eşini soyadını seçmek zorunda kalıyor bayanlar. eşinin soyadını almak babana ihanet gibi geliyor *, eşinin soyadını almamak eşini kırıyor ve sonunda benim gibi sadece karar vermeyi ertelemek için eski kimliğinle geziyorsun.
saçma hadise. gerçekten öyle işte.. neymiş kadın hakkıymış falan filan. yok ben de öyle bildiğin öküzlerden değilim gerçi ama; bu mevzu çok laçkalaşıyor. feminizm adı altında yapılan bir saçmalık bu benim görüşüme göre.. ne yani kocanın soyadının yanına kendi soyadını kullannınca mı güçlü görüneceksin? bırak bu işleri ya.. öyle kağıt üstünde olmuyor eşitlik, kafalarda oluyor. adamın soyadını alıyorsun ve o sana hakettiğin değeri, sevgi ve saygıyı gösteriyorsa mesele yok demektir.. böyle basit mevzularla uğraşmayın..
cinsiyet ayırmadan düşünelim bakalım: bireysin, doğduğunda edindiğin bir adın var (soyadınla birlikte) yaşıyorsun, birine aşık olup evleniyorsun. adam seni alıyor ama şartı var, değişeceksin. (cıks, hiç hoş değil) bu evlilik mevzuunun kanunlarla düzenlenmiş bir sözleşme olduğunu akıldan çıkarmamak lazım. bir tür ortaklık gibi yani.
birinin ismini ortak isim gibi kabul etmek, taraflardan diğerini doğrudan "küçük ortak" haline getiriyor. olmaz kardeşim, işletme hukukuna aykırı.
asıl daha büyük mesele var ki, hiç açmayayım daha iyi...(duramayacağım)
kütüğünü taşıyorlar bir de. sen bilmem kaç yıl istanbul'un göbeğinde bir yerde kayıtlı oluyorsun, sonra yüreğin bir aşka düştü diye bilmem kaç yaşından sonra kalkıp maraş'ın bir yerlerine gidiyorsun. ne gerek var ki? asıl bunu halledin siz.
aile iki insanın gönüllü (mutual) anlaşmasıyla kurulur hale gelmeden, toplumun resmi organları mühürlü-damgalı .ezevenklikten vazgeçmeden, tartışma, kadının şımarık ve bilinçsiz feminist tutturması diye hükümsüzleştirilmeye devam eder.
o kadar önemsiz madem, erkek sözlük kullanıcıları evlendiklerinde karılarının soyadlarını alsınlar (kanunen mümkün. örneği de tansu çiller'dir.) hatta evli olanlar idari bir işlemle (dava açmak gerekmiyor) kimliklerini değiştirsinler. (samimiyet istiyorum, başka bir şey değil.)
çocuklarında annelerinin soyadlarını almak isteyebileceği olaydır. eğer bu çocuk kız olursa evlendikten sonra üçüncü soyadına sahip olacak onun çocuğu dört.... uzayıp gidince bir bakmışsınız brezilyalı ismi gibi isimlere sahipsiniz. yanlış bir uygulamadır sadece feministlikten ibarettir.
kadınların feminist duygularıyla ,eslerinin soyadına ek olarak kizlik soyadlarını kullanmaları.sanki kocasının soyadını alsar ezilmis olacaklar.tam anlamıyla bi kompleks diyebilirim.
Ataerkil zihniyetin devamıdır. Zira hala kadınların tanımı çoğunlukla gönüllü ya da zorunlu olarak üstlendileri roller üzerinden yapılmaktadır. Bilmem kimin kızı, bilmem kimin eşi. Bu uygulama da bu sosyal psikolojinin bir ürünüdür.
eşinin soyadını kullanmayı reddetmesinden iyidir. kendi soyadını seviyor, kocasının soyadını da aynı oranda sevmiyorsa böyle birşey yapabilir; saygı duyulmalıdır. ama eşinin soyadını taşıması elbette ki en güzelidir. kız olsam soyadı yemiş, kayan, kayar, satılmış vb. olan adamın soyadını almazdım şahsen. ne lan öyle o?