kapitalizm her türlü ırkçılık ve ayrımcılıktan beslenen bir yapı olması sebebiyle cinsiyet ayrımcılığı da ona can veren bir olgudur.
kadınların iş yaşamına dahil olması, sendikalaşmaları, örgütlenmeleri ve eşit ücret mücadeleleri kapitalist düzen için birer kayıp olarak görülmüştür, görülmektedir. Kadınların işgücüne katılması 19. yüzyılda, Sanayi devrimi ile ortaya çıkmıştır. o güne kadar evlerinde oturup, çocuk bakmakla ve kocasının yemeğini hazır etmekle yükümlü olan kadınlar, erkeklerin çalışamayacağı zamanlarda-ki bunlar savaş veya aile bütçesinin yetmediği durumlar oluyordu- önce yaptıkları çeşitli el işlerini satmakla yani bir nevi evlerini kendi işyerleri olarak benimsemekle işe başladılar. gün gelipte savaş gibi durumlarda erkek işgücünün kullanılamayacağı durumlarda kadın işçiler fabrikalardaki yerlerini aldılar. tabi ucuz emek ve daha ucuz ücrete tabi olmaları işvereninde işine geliyordu. kadınlar ve çocuklar fabrikalarda daha ucuza çalıştırılıyordu.
tabi orta sınıf ve üst sınıftan olan kadınların çalışmasına gerek yoktu ancak gelecekte orta sınıfta proleterleşecek ve orta sınıf kadınları işgücü olarak üretime katılacaklardı.
işte kadınların iş yaşamına adım atması böyle olmuştu. kadınlar eşit ücret ve eşit haklarını savunmanın yanında kendi sınıflaının haklarını da savunmanın peşine düşmüşlerdi. fakat savaştan dönen erkek nüfus artık kadınların evlerine dönmesi gerektiğini savunuyordu ve erkekler daha ucuz ücrete işveren tarafından daha fazla tercih edildiklerinden kadınları kendilerine rakip olarak görüyor ve onların evlerinde çocuk bakmaya geri dönmesi gerektiğini savunuyorlardı. hatta çoğu sendikacı bile bu görüşü paylaşıyordu.
yirminci yüzyıl nazi almanya'sında kadınlar zorla işlerinden atılıyor ve yerine erkek işçiler işe alınıyordu. 1930 krizinde kadınlar sigortasız çalıştıkları için işsizlik yardımını da alamıyorlar ve çok ağır koşullarda çalıştırılıyorlardı. Sendikalar kadınların çalışma hakkını koruyamıyordu. Nazi almanyası anneliğin kutsal bir görev olduğu için çalışmamaları gerektiğini ve kendilerini üstün alman ırkı yaratma çalışmalarına adamaları gerekiyordu, hatta çocuğu olmayan almanlar para cezasına çarptırılıyordu. fakat 1940'lara gelindiğinde ve almanya savaşa girdiğinde kadın işgücüne ihtiyaç duyuldu ve kadınlar yeniden çalışmaya başladılar.
ingiltere'de ise işgücü sanayi sektöründen hizmet sektörüne kayıyordu. ve hizmet sektöründe çalışanların çoğu kadın idi.
kadınlar sendikal olarak da örgütlendiler zor olsa da! kadınlar grevlere katıldılar.(1842 Çartist genel grevi.)
--spoiler--
Sendikalar, politik olarak Liberal Partinin kuyruğuna takılmış Applegarth ve Broadhurst gibi saygın sendika önderleri tarafından yönetiliyordu. Bunlar kadınların sanayide çalışmalarına karşıydılar. Broadhurst şunu iddia ediyordu, 'Erkekler çocuklarının ve ülkelerinin geleceğini düşünmek zorundadır, karılarının güçlü erkekler dünyasında yaşam mücadelesi verip sürünmek yerine güzel evlerinde oturmalarını sağlayacak koşulları yaratmak için en büyük gayreti göstermek bir erkek ve koca olarak onların görevidir.' Karılarını çalıştırmayacak kadar parası olan 'işçi aristokrasisi'nin bakış açısı buydu, fakat bu egemen sınıfın da ekmeğine yağ sürüyordu. Almanya’da Ferdinand Lassalle da Alman Genel işçi Birliği içinde aynı tutumu takındı. Lassalle, kadınların çalışmasının tüm ailenin ücretlerini azalttığını iddia ediyordu. 1869 gibi geç bir tarihte, Alman Sosyal Demokrat Parti Kongresinden kadınların çalışmasına karşı çıkan bir karar geçirildi.
--spoiler--
fakat kadınlar ordaydılar işte, çalışıyorlardı. ve sendikacılara kadınları örgütleyip onlara bu ucuz ücret karşılığında çalışmamaları için sendika içine katmak düştü.
ve son bir not daha dünyanın önde gelen kapitalistlerinden 'ford' kadınlara eşit iş ve eşit ücret ve ayırca grev hakkını verdiğinde yıl 1968'di!!
kadın, evde görünmeyen ve bir değeri olmayan emeğinin yanı sıra dışarıda kendi ekonomik özgürlüğünü kazanmak ve ailesine parasal olarakta destek olmak adına, erkekten daha düşük ücretle çalışmaya hazırdır.
ve sermaye tarafından bu sonuna kadar kullanılmakta ve sömürülmektedir.
erkeklerin ise, kadınların erkek ücretlerini düşürdüğünü söyleyip, kadınları çalışma hayatından uzaklaştırma mücadelesi günümüzde hala görülmektedir.
bunun yerine erkekler dahil herkesin eşit işe eşit ücret mücadelesi vermesi daha yerinde olacaktır.
kadın ve kapitalizm birbirini iten iki zıt kutup değildir
işçi ücreti üzerinden tespit kasmışlar, patron belirler işçi nin ücretini git bi' iş kur adaletli ol erkeğe de kadına da:) Herkes in patron aradığı yerde 2. Sınıf kadın yoktur kapitalizm in mihenk taşı kadınlar vardır