kadim dolunay

    1.
  1. Şiirlerine hayran kaldığım bir yazardır kendileri. Aslen elazığlı lakin malatyada doğup büyümüştür. Önceleri sadece kişisel sitesinden şiirler yazan daha sonra Fasl-ı aşk adlı kitabını çıkaran güzel kişiliktir. Favori olarak bir kaç eserini eklemek gerekirse;

    Kalbimde gül, yüzümde gonca yetiştiren yâr,
    Yüreğin aşina bakıyor, gözlerin ağyar…

    Bugün, yokluğunun uçurumunu çiziyorum suretime,
    Hece hece sensizliğe düşüyorum.
    Bakışlarımdan okunuyor gidişinin salâsı,
    Kefensiz gitmelere gömülüyorum.
    Nedir bu sevgimizin payına düşen inkâr?
    Yüreğin hüzün çığırıyor, gözlerin ikrar…

    Bugün, bir şeyler var boğazıma düğümlenen,
    Her düğüme bir ah sürüyorum.
    Dalgalanıyor zaman zihnimin en köhne yerinde,
    Bir anıdan bir anıya sürülüyorum.
    Olmaz mı bu ayrılık kavuşmaya feda?
    Yüreğin vuslat okuyor, gözlerin veda…
    Bugün, sükût perdesinden seyrediyorum dünyayı,
    Haykırış desenli yorganlarda üşüyorum.
    Acının örtüsüne dikiyorum bakışlarımı,
    iplik iplik sökülüyorum.
    Ne zaman açılır ki bu geçit?
    Yüreğin gel diyor, gözlerin git!…

    Bugün, karanlık yine itiyor güneşi dağların ardına,
    Kızıllığın kan renginde yüzüyorum.
    Bir sen kalıyorsun aydınlıktan geriye,
    Hüznün avuçlarına dökülüyorum.
    Artık bu yorgun çelişkiden uyan!
    Yüreğin dayan diyor, gözlerin yan…

    Bugün, sürükleniyor vakitler yine yarına,
    Bir ömrü, bir günden süzüyorum.
    Bi dünya sessizlik boşalıyor ışıksız odama,
    Boynumdan kalbe bükülüyorum.
    Mecnun ellerimden tutarken, nerede Leyla?
    Yüreğin sükût içinde, gözlerin vaveyla…

    ==============================================

    Dönmese dilim, lal olsam da ne fark eder, düşüncelerimi kuşatsın selaset..

    Çirkin olsam da bakılmasa yüzüme, bakışlarıma düşsün asalet..

    Eli bastonlu âmayım, sallanıp dursam da, ruhumu sarsın metanet..

    Zenginlerin dünyasında karın doyurma telaşım var… Bu mu adalet..?

    Bir canım vardı benim sandığım, anladım ki o da emanet…

    =======================================================

    Kalbinin çirkinliğini seyreylemeyip,
    Yüzünün güzelliğine mi kanayım?
    Heyhat! Fani olanı seriyorsun önüme…
    inan diyorsun! Hangi ispatsız sözüne inanayım?
    Yine gam iliştiriyorsun günüme..
    Sevmiyorsan eğer sevda rahlesinde aşk okumayı,
    Uçurum kıyılarında raks edeceksin…
    Gözlerinin renginden midir
    Hayata böyle solarcasına düşüyor bakışın.
    Her düş kırıklığının sonuna lanetler diziyorsun.
    Yüzünü değil, kalbini okumaya talip olan gönlüme,
    Ne diye suretini çiziyorsun?
    Bilmiyorsan eğer yürek mehtabında yürümeyi,
    Su üstünde koşmayı deneyeceksin..

    Aşk’ı nerede arıyorsun da,
    Düşüyorsun her adımda bir çukura.
    Sonra gururuna gömüyorsun her hatanın hesabını.
    Haykırışlarına kurban ediyorsun vicdanının sesini…
    Duymuyorsan eğer sükûtun feryadını,
    Kıyametin gürültüsünde uyuyacaksın…

    Kusur gören gözlerle bakma bana!
    Yürek tahtına oturanlar arınırlar kusurdan.
    Yüreğinin bir ayağı kırık tahtına her oturan düşecek..
    için yansa da, ruhun üşüyecek…
    Okuyamıyorsan eğer gözlerin manasını,
    Söz üstünde lehçe lehçe döküleceksin..
    1 ...
  2. 2.
  3. "sen, susuyordun. ben, susarken bile seni konuşuyordum." diyendir, sevilir.
    1 ...
  4. 3.
  5. dünden kalma kaygılarla geçiyor bugünler.
    tebessüm bilmez yüzümü çevirmişken yollara,
    sevinçlerin üzerine toprak atıyor hüzünler.
    1 ...
  6. 4.
  7. --spoiler--
    Seven, sevdiğinde bitmez tükenmez bir muhabbet bulmalı.
    Sevilen, sevenin gözünde ahsen ve latiftir. Kalbin aynasında süslenen her maşuk, aşığın gözlerinin gördüğü yegâne güzelliktedir.
    --spoiler--
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük