kaderin mantıklı açıklaması

entry11 galeri0
    1.
  1. çoğu inanan insandaki dengesizliktir bu. hem tanrının zaman ve mekandan münezzeh olarak her şeyi bildiğini iddia ederler; ama iş kendi yaşayışlarına, hayatlarına gelince, tanrı zaten biliyorsa.. sen bilmiyorsun işte, tanrı biliyor! tanrının bunu da bilmesi seni kukla yapmıyor, sen yine istediğini yapıyorsun. nasıl olsun? o zaman tanrı her şeyi bilmesin mi? ama tanrının supreme being olduğuna and içip, yemin etmiştin. o da seni cennetine ancak bu şekilde kabul edecekti? inanışlara göre şöyledir, mesela: cehenneme gideceğin tanrı tarafından bilinir; ama cehenneme gitmek için bu yeterli değildir. onu kazanmak için yine tanrının bileceği; ama kendi istediğin işleri yapman gerekir. hemen tanrıya bok atmamamak gerekir, zeka felan vermemiş diye. yazıktır yaşlı adama, ayıptır.

    bir de "cehennem diye bir yer varsa, orayı inanan insanlar dolduracak" dediğimde ağzıma sıçmaya kalkmıştınız, neyse.
    2 ...
  2. 2.
  3. benim kafama cüzi irade-külli irade açıklaması yatmışdı şahsen.
    0 ...
  4. 3.
  5. külli ve cüz-i irade ile açıklanır. sen vatandaş olarak açıklamaya ulaşsaydın mefisto (faust) mezardan goethe'yi çıkartırdı. birinde sonsuz bir durum diğerinde en fazla 3-4 basamak ilerisi. açıklamaya kalkma boşuna. suçu da allah'a yönlendirme.
    (bkz: deep blue)
    0 ...
  6. 4.
  7. bu konuya çok kafa yormuş biri olarak yapabileceğim bir kaç açıklama var ama peşinen söyleyeyim herkese mantıklı gelmeyebilir.

    -bir şeyi yapmak veya yapmamak insanın elindedir. yani insanın iradesi vardır. ancak insanın yapmak veya yapmamak kararını vermesinde etkili olan çevresel faktörler vardır. akıntıda sürüklenen bir insan gibi düşünün. biz de hayatın akışında sürükleniyoruz. sürekli farklı kuvvetlerin, olayların etkisinde bir çok seçim yaşıyoruz. ve başımıza gelen herşey ama herşey bizim kararımızı etkiliyor. kader aslında başımıza gelen ve kararımızı etkileyen olaylara verilen isim. bizim bu olaylar karşısında nasıl hareket edeceğimiz ise bizim irademize kalmış.

    -gelelim allah'ın bizim vereceğimiz kararları bilebilmesine. hani yukarıda dedik ya olaylar karşısında verdiğimiz kararları kendi irademizle veriyoruz diye. 'eğer allah bu kararımızı biliyorsa ortada bir iradeden bahsedilebilir mi yahu?' diye sorduğunuzu duyar gibiyim. cevabı evet efendim bahsedilebilir. şöyle can alıcısından bir örnek vereyim. bir yamacın sonunda ki bir uçurumu düşünün. ve yamaçtan aşağıya doğru yuvarlanmakta olan bir taş düşünün. bir kaç saniye sonra ne olacağını bilebiliriz değil mi? neden bilebiliriz, çünkü taşın izlediği yolu biliyoruz bu bir. taşın üzerine etkiyen kuvvetleri biliyoruz, bu iki. üçüncü maddeye gerek var mı? hayır yok çünkü bu elimizdeki bilgilerle ve kısıtlı beynimizi kullanarak taşın akıbetinin bir kaç saniye sonra uçurumdan yuvarlanmak olduğunu biliriz. evet bir nevi geleceği görmüş olduk, başka bir deyişle taşın kaderini bildik. şimdi aynı denklemin kompleks halini düşünün. yani bir insanın hayatını. kendinizi taş yerine, yuvarlandığı yamacı hayatınız yerine ve geçen süreyi de hayatınız olarak düşünün. ve tıpkı taşa etkiyen bir kaç kuvvet gibi sizin de hayatınıza etki eden binlerce belki de milyonlar kuvveti düşünün. ve gözlemci olarak da allah'ı düşünün. siz kısıtlı bilginizle ve beyninizle taşın akıbetini bilebiliyorken herşeye gücü yeten, ilmi ve bilgisi sonsuz olan yüce yaratıcının bizim hayatımıza müdahil olan her türlü olay ve etkiyi bilirken vereceğimiz kararları, hatta hayatımızı bilmesi sizi neden şaşırtıyor? o allah ki kişiye şah damarından daha yakın olan, onun aklını, kalbini okuyan ve hayatına etki eden herşeyi bilen yüce varlığın, sen bile şu kısıtlı beyninle nice tespitler nice tahminler yaparken, senin yaşayacaklarını bilmesi neden sana imkansız geliyor? rıdvan dilmen bile gol olur dediğinde gol olmuyor mu ulan? şeytan rıdvan atağın gelişimine göre gol olup olmayacağını anlayabilyor da sonsuz ilim ve bilgi sahibi yüce yaradan neden bilemesin?

    ayrıca konuyla alakalı bir bkz veriyorum. benim hoşuma giden bir konu, yazıyı beğendiyseniz buna da bir göz atınız.

    (bkz: laplace seytani)

    her ne kadar bu fikrin bazı nedenlerden dolayı çürütüldüğü iddia edilse de bu kişiler allah'ın zamandan ve mekandan bağımsız olduğunu işin içine katmazlar o yüzden rahat rahat okuyunuz.
    2 ...
  8. 5.
  9. mantıklı açıklaması sanırım iyi bit futbolcu olduğunun söylenmesidir, en mantıklı hareket ise sağ açıkta oynakmaktır zira en verimli olduğu bölge de orasıdır.

    (bkz: abdul kader keita)
    0 ...
  10. 6.
  11. insanın kendi iradesiyle yaptığı seçimler sonrasındaki geleceğinin nasıl olacağını bilir tanrı. mesela ikiye ayrılan bir yolda birinci yolu seçersen başka bir yere, ikinci yolu seçersen başka bir yere çıkarsın. sen sadece kendi kararlarınla gideceğin yolu seçersin, bu yolun devamında nelerle karşılaşacağını ve yolun nereye çıktığını ise tanrı bilir. önemli olan insanın aklını kullanarak doğru olan yolu seçmesidir.
    2 ...
  12. 7.
  13. tanrinin yapacaklarimizi biliyor oldugu ama bunun bizim hur irademizi kisitlamak demek olmadigina dair yamactan yuvarlanan taslarla, hava durumu spikerleriyle yapilan tum benzetmelerin ilk bakista cok mantikli gelmesinin yaninda aslinda hic bir seyi aciklamiyor olmalarinin temel sebebi, bu benzetmelerde bahsedilen nesneleri gozleyen ve onunla ilgili tahmin yuruten oznenin, tanrinin bizim uzerimizde iddia ettigi gibi o nesnenin yaraticisi ve nihai yargilayicisi olmamasidir. kavramsal degil orneklerle konusalim, madem benzetme yapmadan anlatmak zor oluyor meramimizi; yamactan yuvarlanan bir tasin asagida masum bir kizin kafasina inecegini fani kul halimle ben öngorebiliyorsam, tanri da öngorebilir demek mantikli; peki o tasin yaraticisi ve yamactan asagi yuvarlanmasini saglayan ilk hareketi saglayan kudreti evrene veren bir varlik olsaydim ben, yine o tasi gozlemleyip asagidaki kizin kafasina dusecegini soyleseydim, bu durumda ne yazik ki o kizin kafasina inen tastan tasin kendisi ve doga kurallari degil bizzat ben sorumlu olurdum, cunku onlarin yaraticisi bendim ve ben sonsuz bilme yetenegimle onlari yaratirken de yamactan asagi nasil bir rota izleyeceklerini biliyordum. ayni sey lise din hocalarinin verdigi hava durumu spikeri ornegi icin de gecerli. evet hava durumu spikeri soyledigi icin yagmur yagmiyor, yagmur yagacagi icin spiker bunu soyluyor; fakat eger hava durumunu saglayan doga olaylarinin yaraticisi oldugunu iddia etseydi bu spiker, o zaman bu hava durumunu yaratan kosullarin da bas sorumlusu olurdu, dolayisiyla tam da "o soyledigi icin, hatta o oyle yarattigi ve buna dayanarak oyle soyledigi icin yagmur yagmis" olurdu.

    bu mesele tanrinin omnipotent olusu kabulune dayanan tum dinlerde her zaman bir problem olarak kalacaktir. din adamlari ne kadar durumu basit orneklerle bunu yiyebilecek olanlara sunsalar da, bu benzetmeler azicik irdelendiginde bosluga duserler. "teşbihte hata olmaz" diyecek olan akli evvellere teşbihte hata olmaz deyisinin aslinda "tesbih yaparken hata yapmamaya dikkat edilmeli, benzetmeleri hatasiz yapmali" manasina geldigini hatirlatayim da onceden, geri sarmayalim.
    1 ...
  14. 8.
  15. henüz bulunamamıştır. sonsuzluk kavramı işin içine girince paradoksların içinden çıkmak pek mümkün değil. size göre o her şeyi yaratır, her şeyi bilir, o halde daha yaratmadan önce yarattıktan sonra olacakları bilmesi lazım gelmez mi? bu durumda cehenneme atacaksan beni, aslında daha en baştan beni yaratırken bunu öngörebiliyordun, madem öyle yaratmasaydın. maksimum 100 sene dünyada sefa sürdüp ardından sonsuza kadar mokoko yapmak kendisine atfedilen 99 sıfattan minimum on üç tanesi ile çelişir herhalde.
    2 ...
  16. 9.
  17. mantik kavraminin neyin ustune insa edildigi ile ilgilidir. dini mantik ile her daim bir yol bulunur, uydurulur, aciklanir; bu mesele degil.
    ancak bilimsel mantik ile aciklamaya kalkisilirsa hadise daha bastan coker: bilim der ki, neyin ne olacagi onceden yazilip cizilmemistir. 13.7 milyar yil evvel buyuk patlama (big bang) ile baslayan evren macerasi, bir gun samanyolu galaksisinin ortaya cikacagini, bu galaksinin bir kosesinde bir gunes sisteminde dunya diye bir gezegen olusacagini, bu gezegenin uzerinde de bizim gibi maymunlarin tureyecegini bir yerlere kayit etmemisti. ayni sekilde, bundan sonra ne olacagi da belli degildir. evet, soyle soyle sartlar degismezse gunes bir milyar sene daha asagi yukari ayni isi ile yanmaya devam eder, ancak dunya'nin atmosferi bir milyar senede ne olur, insanlar on bin sene sonra nerede nasil yasar, iste bunlar belli degildir.
    bu belirsizlik ilk etapta inanan bunye icin kabul edilemez, anlasilamaz gibi gorunse de, olasiliklarin zenginligi acisindan bakildiginda gayet umut vericidir. zira an itibari ile kaderi dunya gezegeni ve gunes sistemine cakilmis olan insan turunun, kendisini astigi takdirde bu kaderine mahkumiyeti kat'i degildir. oysa dini kaderden kacis yoktur. gelgelelim, varligi ispatlanmamis, etkisi tespit edilmemis bir hayal kahramaninin, tum kaderi elinde tuttugu, neyin ne zaman nasil olacagini her daim biliyor olmasi her hangi bir kacisa izin vermez. din sahiplerinin ve bunlar'in kader anlayisinin mahkumiyeti, insanlarin da dahil oldugu bu evreni baglamaz; sadece kendilerini baglar.
    "ne olacagim onceden yazilmis" diyen kisi dogal olarak yazandan (allahi) merhamet ister. "ne olacagim belli degil, yazilmamis" diyen kisi ise kaderine sekil verebilecegini hesaplar, insanligin nereden gelip nereye gittigini gorebilir, hic bir seyin onceden bilinemeyecegini anlar. Elbette olumden sonra hayat olduguna inanan kisiler icin bir umut yoktur...
    1 ...
  18. 10.
  19. 11.
  20. şöyle olur o mantıklı açıklama :

    toplamışsın köyden 500-600 kişi; anlatıyorsun,

    random prophet : "hayvanoğluhayvanlar bugüne kadar hayvanlar gibi yaşadınız, sikilmedik am ellenmedik göt bırakmadınız, birbirinizi aldattınız, yalan söylediniz, öldürdünüz, yok ettiniz, savaş ettiniz, kadınları kızları ezdiniz. artık yeter. sizleri yaratan bir tanrı vardı ve iyi niyeti ile sizlerin doğru yolu bulacağınıza inanıyordu. ama olmuyor. yapamıyorsunuz. o sebeple tanrı beni size yol yordam öğreteyim diye gönderdi. benimle konuşuyor ve bana neyin nasıl yapılırsa onun çizdiği yolda yapılmış olacağını söylüyor. ben de bugünden sonra size onun bana söylediklerini aktarmakla görevliyim. hayvanl gibi yaşamayın. tanrının emridir. bundan sonra ysaktır. azıcık insan olun lan allahsızlar."

    kitle : olmazsak nolur lan ?

    random prophet: olmazsan hayvan gibi yaşarsan tanrı sizi ölümden sonra yaşatacak.

    kitle: orda da devam yani.

    random prophet : öyle değil muhterem. eğer hayvanlıktan başka birşey bilmediğin şu bedbaht yaşamından vazgeçip tanrı yoluna dönmez isen o zaman sonsuza kadar ateşte yanacaksın. tanrı seni yakacak ama sönmeyeceksin.

    kitle : vay amına koyim ya.

    random prophet : ha yok eğer tanrı yoluna döner ve öyle yaşarsan o zaman orada daha olgunlaşmamış kızlar, memeleri tomurcuklanmaış reşit olmayan kızlar sana elerinden şarap içirecekler. böyle bir nümayiş ki sorma gitsin. (kendine, "bunu iyi akıl ettim bak, zaten yanmaktan da herkes korkar)
    kitle : ooo supermiş. peki super de biz diyelim 500 sen de 600 kişiyiz, bu kadar mı tanrının kızdıkları ? sadece bize mi kızmış?

    random prophet : olur mu. herkese kızmış. onları da ikna edicez. tanrımız öyle istiyor.

    kitle : e peki nası olucak. kalabalık onlar. sikmesinler ayaküstü bizi.

    random prophet : öyle değil o işler. ikna dediysek de savaşmayacağız demiyoruz.

    kitle : az önce savaşmayın dedin ama.

    random prophet : evet. çünkü sadece tanrı yolunda savaşabilirsiniz. tanrı yolunda öldürebilirsiniz. öldürdüklerinizn karıları da helaldir size. sikilmedik am ellenmedik göt bırakmayın. inancınız için savaşırken.

    kitle : e yasaktı hepsi hani.

    random prophet : tanrı yolunda savaşana değil.

    kitle : ölürsek

    random prophet : ölmezsin. tanrı seni seviyor. (kendisine: bunu hristiyanlardan çaldım. "Iesus tu amat" hesabı. tanrı bizi sever.) ölürsen de onun yolunda savaşırken ldüğün için seni ödüllendirip bekletmeden cennetine alıor. bi yanda şarap bi yanda karı kız.

    kitle : kardeş herşey iyi güzel de. bu tanrı bizi yaratıp sonra salmışsa çayıra, takılın diye neden şimdi ilgilenesi gelmiş.

    random prophet : haaa. (kendisine: sıçtık ama du bakalım) şimdi kader diye bişi var biliyo musun.

    kitle : yok.

    random prophet : ha şimdi tanrı, herşeyi bilir bak. senin içini bilir. kime ibnelik yapıcan edicen bilir. çünkü onları kendisi yazmış. önceden yaratırken seni. senin ne bok yiceğini biliyomuş.

    kitleden biri : e biliyosa, neden suç işledik diye cezalandıryor o yaptırıyorsa.

    random prophet : öyle değil. senin seçim şansın var.

    kitleden aynı kişi : seçim şansım varsa onun istemediği bişi seçebiliyor muyum yani. onun yapmamı yazmadığı bir şey.

    random prophet : hayır. (kendisine : sıçıyoruz mütemadiyen)
    aynı birey : ee nası oluyo o zaman.

    random prophet : ya bak sen daha 15 dakka öncesine kadar hayvan gibi yaşıyodun. öyle aklın almaz hemen herşeyi. tanrının lütfu büyüktür. ama sana verdiği akıl sınırlıdır. düşünme herşeyi. zaten anlamazsın. tanrının hikmetinden sual olunmaz.

    aynı birey: ya bi git öyle iş mi olur. kendi dediğine inanıyor musun sen?

    random prophet : (kendisine: ya nabsak da sıvasak sıçtığımızı. hah. buldum)anam anam bişi oluyo bana. ay aman. (önce sendeler sonra doğrulur) inananlaaaaar. tanrıdan bilgi geldi. tanrı sizden onu küçük düşürenlere ölüm götürmenizi istiyor. kendi yapıp ettiklerini sorgulayan cahillerden hesap sormanızı istiyor. hemen şimdi burada.

    andolsun ki, tanrı hepinize cenneti müjdeledi az evvel.

    birey artık yoktur, kader artık vardır. subhaneke amin.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük