kaderi tamamen yanlış anlamış birinin önermesidir.
kader: allah'ın, kişinin yaşamı boyunca yapacaklarını önceden bilip not etmesidir (alın yazısı). kaza ise kaderde yazılı olan şeylerin vuku bulmasıdır. örneğin sınavı kazanmak bir kazadır. insan iradesinin dışında gelişen bazı olaylar ise allah'ın biz kulları için takdir ettiği olaylardır. örneğin kişinin kendi anne ve babasını seçememesi, doğacak çocuğunun cinsiyetini belirleyememesi gibi. bu insan iradesi (cüz-i irade) dışında gelisir. yani allah'ın (külli irade) iradesidir.
kadere inanmayarak bir güç var demek o güçün kişinin kaderini önceden bilmesini inkar etmek demektir. madem bir güç var ve biz bazı noktalarda bu güçün bizim için öngördüğü şeylere müdahale edemiyoruz (ayağın takılıp düşerek zaman kaybetmek ve otobüsü kaçırmak sonrada o otobüsün çok feci bir kazaya karışması, yada ölüm zamanımızı bilememek ve ne bir saniye öne nede bir saniye geriye atamamak)o zaman bu güç bizim çok çok üstümüzde olan bir güçtür. ve kişinin inanmadığı kaderide zaman zaman yönlendirebiliyor. bu güç inanılması zorunlu olan güçtür.
kader yada alın yazısı ne dersen de,
şöyle düşün mesela; sen o yazıldığı içinmi onu yaşıyorsun, yoksa ne yaşayacağın bilindiği içinmi o yazılmış...
örneğin eğik duran bir masadaki yumurtanın düşeceğini bilirsin ve "oraya bırakma düşecek" dersin, peki oraya bırakılan yumurta sen dedin diyemi düşer, yoksa sen düşeceğini daha önceden bildiğin içinmi dersin?
yani kaderim böyle madem benim ne sorumluluğum var deme, her yaptığından sorumlusun kaçarın yok.