Kaderci bir insan olarak boşvermişlik ve hayatı salmışlık modunda yaşayan biri değilim. Kadercilik demek bu demek de değil benim baktığım ve yaşadığım pencereden.
Kişi Elinden geleni yapar, maddi manevi tüm emeğini ortaya koyar ve buna rağmen olmaz ise istediği şey bu kaderdir. Ya da emek etmese bile istediği şey olur bu da kaderdir. Nasipte var ise eğer olacak olan, istediğini yap olur. Nasibinde Yok ise dağı delsen olmaz.
Ya da bir yere gitmek için plan yaptığım zaman arkadaşlarım ile nasip olur ise gelirim derim genellikle. Çünkü eğer tamam, gelirim dersem kesinlikle gitmem gerekir, söz ağızdan bir kere çıkar. O gün hayat ne getirecek, ne yaşayacağım bilmediğim için de nasip olur ise derim. Bu da kaderciliktir.
Şimdiye dek bir kötülüğünü de görmedim, çevremden bana ve bu görüşüme dair kötü bir geri dönüt de almadım.
herşeyi kadere bırakan, kendi hareket ve eylemlerinin sonucu değiştirmeyeceğine inanan ve hayatını kendi yaşamayıp önceden programlanmış bir bilgisayar oyunu tadında yaşama durumudur..yurdum insanının vazgeçemediği hastalıklarından biridir..
türk milletinin yıllardır içinde bulunduğu, mustafa kemal döneminde bu geri düşünceden kurtulduğu fakat günümüzde giderek artan olayları tamamen kadere bağlayarak hiç bişey yapmama sendromu. türk milleti bu kaderciliğini üzerinden atamazsa daha da geriye gitmeye devam edecektir.
haa birileri kalkıp o var zannettiğiniz kölelik sistemini siki taşağına denk yürütebilmek için kader bak böyle bişey diye kakalamış millete, millette alnımın yazısı deyip çekiyor sineye çekiyor sineye.
determinizm de benzerdir, fakat bu özgür irade yoktur çünkü her şey sebep sonuca bağlıdır derken fatalizm denen kadercilik ise zaten her şey birtakım dış güçler tarafından belirlenmiş kafasındadır.
20. yüzyılda hâlâ inananın durumu vahimdir. belki fazla romantik biriyse bir ihtimal.