kesin ve net değişmezliği kabul edilen ancak insan hayatını amellerine göre yönlendiren yazgı.
kader değişir ki bunun en kesin bilinen yargısı şudur; sadaka ve allah rızası için yapılan iyi niyetli işler insan hayatındaki musibet vs. gibi belaların deffine yol açar. eğer ki insan bu iyi niyetli yaptığı işlerden ötürü hala başına olmaz işler geldiğini savunur ve böyle kurguların inkarına giderse, düşünmelidir ki başına gelebilecek kapsamlı ve daha fena işler ondan uzaklaşmıştır. nitekim ayetlerde de belirtildiği üzere insanın başına gelen hadiselerin hayır ve ya şer olarak adlandırılması bizim bakış açımıza göre yanlış yargılar içerisinde olur.' sizin hayır bildiğiniz şeyler de şer, şer dediğiniz şeylerde muhakkak hayır vardır' şeklindeki ayet meali de buna en güzel örnektir.
ve en sağlamıda bilindiği üzere imanın beş şartından biridir. inkarı şirke gider.
bu filmi izledikten sonra eminim ki biz hic sevmedik. sadece asik oldugumuza inandik, inandirildik. kimsenin sözde ask sendromlarina saygim yok artik.
--spoiler--
Öyle özlemişim ki seni, dönerken bir meyhane gördüm. Bi tek içeri girdiğimi hatırlıyorum bi de rakıya yumulduğumu. Arkasından en az dört cigaralık... Sonra gözümü bir açtım karşıdan karlı dağlar geçiyor. Bir daha açtım başımda bir çocuk, kalk abi diyor Kars'a geldik. Otobüsten indim, yürümeye başladım. Dedim Allahım nerdeyim ben, burası neresi. Sonra güç bela burayı buldum. Kapının önünde durup düşündüm. Dedim Bekir, bu kapı ahret kapısı, burası sırat köprüsü. Bu sefer de geçersen bir daha geri dönemezsin, iyi düşün dedim. Düşündüm, düşündüm. Ama olmadı. Dönemedim.
--spoiler--
--spoiler--
bekir abimin esas manitası. ama süper kızdır ugur abla. siz bakmayın evli barklı olduğuna abimin. esas hikayesi uğur abladır. kerem ile aslı'nınkinden bile daha büyüktür allahıma. eşsizdir, benzeri yoktur. bekir abim kurşunlar yemiştir bu yolda. kaç defa ölümlerden dönmüştür, bilekler kesilmiş, aylarca hastanelerde, yıllarca akıl hastanelerinde kalmıştır. uğur ablamın peşinden gezmediği şehir, yürümediği yol, görmediği diyar kalmamıştır memlekette.
--spoiler--
--spoiler--
o zamanlar dükkana takılıyorum. bu şükran market'in yeri bizim. halı, koltuk falan satıyoruz. lan bi gün uyuya kalmışım dükkanda; gözümü bi açtım bu orospu karşımda; lokum gibi ööle duruyo. ayağında çorap yok, şöyle basma bi etek dize kadar, üzerinde ince bi buluz, saçlar filan on numara anlicanız. onun bunun fiyatını sordu makara yapıp dalga geçmeye kalktı benle. bişey demedim. evli misin çıktığın var mı dümeni falan çekti. gene ses etmedim. efendi çocuğuz tabi biz o zamanlar. ama efendilik de bi yere kadar dimi? güzellikle buna dedim "hadi kızım al voltanı"-yook!. öyle mi? öyle. çektim bunu yazaneye, dayadım malı. nası baartıyorum ama biliyo musun? ver allahım ver. ver allahım ver. yer misin yemez misin? o bağırdıkça ben karamurat. o bağırdıkça ben karamurat...
--spoiler--