kadeh

    8.
  1. bir kadeh daha var oktay rıfat'ın elinde:

    Burası dalyan kahvesi
    Ortalık süt mavisi
    Apostol bu ne biçim meyhane
    Tabağımda bir bulut
    Kadehimde gökyüzü
    4 ...
  2. 16.
  3. 10.
  4. buğday çekmek için kullanılan ince tahtadan yapılmış bir aletin adıdır aynı zamanda.
    2 ...
  5. 14.
  6. ayaklı bardak.

    sırra kadem ve kadeh basmak.
    1 ...
  7. 7.
  8. a- kadehi masaya vurmak: kadehler tokuşturulduktan sonra kadehi masaya vurup içmek karşıdaki sizden küçükse "bu masada hepimiz aynıyız, eşitiz" anlamında bir jesttir.
    b- kadehi karşınızdakinin kadehinin alt kısmına vurmak: karşınızdaki sizden büyük birisi ise "saygı duyuyorum" anlamında bir jesttir ve genellikle yukarıdaki (a) şekilde karşılık görür.
    c- kadeh tokuşturmak: içkinin görme, koklama, tad alma, dokunma duyularına hitap etmesinin yanında duyma duyusuna da hitap etmesi için geliştiği söylenen gelenek.
    d- kadeh kırmak: salgın hastalıklar yüzünden içki içilen bir bardaktan başkasının da içmesinin uğursuzluk sayıldığı günlerde yaygınlaşmış daha sonra gelenekselleşmiştir. bugün şampanya içilirken yapılır.
    1 ...
  9. 1.
  10. içinden içki içilen bardak.
    ayrıca içki ölçü birimi.
    1 ...
  11. 17.
  12. bira kadehlerine leylak diktik, mis gibi içiyoruz.
    1 ...
  13. 4.
  14. asıl hali "kadah" olup dilimize arapçadan geçmiştir.
    1 ...
  15. 12.
  16. Ayaklı kadehler gibidir bazı yürekler; ayağı başka yerdedir, kadehi başka...
    1 ...
  17. 2.
© 2025 uludağ sözlük