kadınlara istediğini verme konusunda kararlı olan bünyelerin sorunsalıdır.
aslında biliyoruz ki istediklerini alamadıklarında çok daha fazla sizinle yakınlaşıyorlar ve belki de istedikleri de bu.**
bir erkegin bilmesi mümkün olmyan şeydir, kadınların sürekli bir gizli gündemi vardır çünkü, sürekli o amac ugruna hareket ederler, en basit konular da bile.
kısa bir zaman öncesine kadar, istediklerinin sevilmek olduğunu düşünüp yanıldığım xx kromozomlu türdaşlarımın aslında talep ettiklerinin ne olduğunu irdeleyen soru.
peki nedir aslında talep edilen şey? engin tecrübelerim neticesinde, kadınların aslında sevilmek değil, sevmek istediklerini anladım. sevebilmek istiyorlar. küçük hesaplar yapmak zorunda bırakılmadan sevebilmek. işini yaptırtmak için mi, annesine baktırmak için mi, haftada 15 dakika cinsel haz almak için mi, yemeğini yaptırmak için mi, arkadaşına hava atabilmek için mi vs. gibi birçok küçük hesaplar düşünmek zorunda bırakılmadan sevebilmek.
tanım: erkeklerin sıklıkla kendine sorduğu sorudur. *
cevabı oldukça komplike ve öznel olmakla beraber böyle olması ihtimaldir.
kadın sevilmek ister
ne kadar güçlü görünse de korunmak ister
anne olmak ister kimi zaman
kimi zaman sevgili olmak ister
bazen dost
bazen en iyi arkadaş
bazen de kardeş olmak ister
her ne kadar kabul etmeseler de sahiplenilmek ister
kadın omuzlarından tutulmak ister
gözyaşlarının silinmesini ister
hep yanında olmasını ister
aşık olunmasını ister
gözlerine sevgiyle bakılmasını
ellerinin hiç bırakmayacakmış gibi tutulmasını
kimi zaman sımsıkı sarılınmayı ister..
aslında kadınların bitmek tükenmek bilmeyen isteklerini düşününce ne istemezler ki diye durup düşünülecek soru cümlesi, zira asla bir kadını tümüyle mutlu etmek imkansızdır, çok çalışırsınız ama olmaz, aynen fizikteki sürtünme kuvveti gibi...
her soruda ihmal edilebilr denilir, en idealidir, ama sonuçta sürtünmesiz ortam asla bulunamaz, teoride kalır gider..
kadınları da mutlu etmek böyle bir şeydir..
tam mutlu olacaığını teoride hesaplamışsınızdır ama pratikle asla uyuşmaz, uyuşamaz.
en istediği kıyafeti alırsınız, çantasıyla uymaz, kredi kartı çıkartırsınız limtini az bulur, hafta sonu tatile götürürsünüz onbeş günlük tatil ister..
yani kadınlar ister, ister , ister.. devamlı ister ama asla yetinmez, yetinmez, yetinmez...
cevabının kesinlikle sabit bir şey olamayacağı sorudur. bu soruyu cevaplamak bir kadın için bile çok zordur. çünkü kadınlar erkeklere göre çok farklı yaratılmışlardır ve farklı gezegenlerden olduklarını söylemek pek de zor değildir. kadınlar erkeklere göre çok daha kompleks, karışık bir duygu ve zeka seviyesindedir. bir olayın bir kadın ve bir erkeğin dünyasında yarattığı sonuçlar çok farklıdır. erkekler ise daha basit yaratıklardır kadınlara göre. erkeğin temelde istediği şey sevilmektir. doğduğu andan itibaren annesinin bakımına muhtaç olan erkek, gün geçtikçe ve büyüdükçe tek başına yaşamayı öğrenmiştir ama teslimiyetin, savunmasızlığın bilinç altında yarattığı o boşluğu sevdiği/seveceği/hayatını beraber devam ettireceği kadında bulmak ister. bununla beraber cinsellikte bir erkek için kadın sadece bir araçtır. erkek gördüğü her güzel kadına sahip olmak ister. evli olup olmaması pek önemli değildir ve freud abimizin de söylediği gibi "Hiçbir erkek, cinsel ilişki kurmak istemeyeceği bir kadınla yakın arkadaş olmaz." kadınlar içinse bu durum çok farklıdır * bir kadın yaşayacağı tüm güzel şeyleri erkeğiyle yaşamak ister. genellikle bu erkek bir kadının ilk aşkıdır. ve kadın asla aldatmayı düşünmez fakat aldatıldığını öğrendiği an, kadın için aldatmak artık bir intikam biçimine dönüşür ve sevgilisinin en yakın arkadaşıyla bile bunu yaparak intikamın en büyüğünü alır, ve bunu yaparken sevgilisinin bunu bilip bilmemesi umrunda bile değildir. kadın bunu içinde hisseder, zafer naralarını içinde atar. ve hiçbirşey olmamış gibi hayatına devam edebilir... bir erkekle bir kadının sadece aldatmak yönünden farklarını anlattığım bu yazıda bir sonuca varmak amacı taşımasam bile; sonuç olarak: kadınlar bir çok şey ister ve temelinde ne yattığını tamamen kadının yaşamış olduğu çevre koşulları belirler. *
kadınların ne istedigiyle ilgilenmek kadınlara ne vermeliyiz sorusunu oldukça önemseyen bu noktada oldukça buhranlı dönemler geçiren ve eger ki kendince dogru bir sonuca ulaştıysa kadını elde edebilecegini düşünen erkekler tarafından hicvedilmiş bir kavramdır.
bkz: para için cinsiyet degiştiren tek yaratık erkektir bilinsin ister.
bunun en güzel cevabı aziz nesin'in bir kadını aglatmak adlı şiiri olsa gerek. okuyunuz, okutunuz.
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
Kadınlar her şeye ağlayabilir;bir filme,bir şarkıya,bir yazıya.
En az erkekler kadar yani!
Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
Eğer bir kadın yürekten ağlıyıyorsa,
ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir....
Ama o yüreğin değerini bilememiş olacakki
ağlatan gözünü bile kırpmadan teker teker
batırır iğneleri yüreğine!
işte o zaman koca bir yumruk gelir
oturur boğazına kadının yutkunamaz,
nefes alamaz!çünkü o koca yumruk
canını çok acıtır.Gözleri buğulanır kadının sonra.
Ağlamayacağım der içinden.
Ama engel olamaz işte;
Çünkü yüreğine, ulaşmıştır birileri
ve iğneleri saplamaktadır.
Bu acıya ne kadar karşı koyabilirki kadın!
ince ince süzülür yaşlar gözünden;
önce bir kaç damla,sonra bir yağmur seli...
Ve kadın ağlar ;hemde çok!
Sanmayınki gidene ağlar kadın!
Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan.
Orada bıraktığı yaradır...
O yaranın asla kapanmayacağını,
kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın!
O yüzden ağlar ....
Ama bilirmisiniz?ağlamak kadınları olgunlaştırır.
Her damla daha çok kadın yapar kadınları.
Her damla bir derstir çünkü.
Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan,
ağlama niye ağlıyorsun ki,değmez onun için derler.
Bilmediklerindendir böyle demeleri.
Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlayamazssa,ölürler.
içindeki zehirdir onları öldüren!
Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar,
o irirni temizlerler yaralarındaki!
Çünkü bilirler temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları...
Dönüşmemesi lazımdır oysa,o yüzdende bolca ağlarlar.
Zaman geçer sonra kadılar kendilerine sarılmayı öğrenirler.
Umarım öğrenirler,yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendilerini.
Sapan ruhların doğru yolu bulmasıda yeni acılar demektir.
Bunu bilir kadınlar;o yüzden eninde sonunda
öğrenirler kendilerine sarılmayı....
Çok ağlayan kadınlar,bir çok şeyden
vazgeçen kadınlardır aslında..
Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama
olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği
onların gözünde küçülür.
Küçüldükçe değerini yitirir ve işteo zaman
kendilerine sarılıp,yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
Güçlü,yenilmez,mağrur ve aşka inanmayan....
insanlar soruyor çoğu zaman neden?
Bu kadar çok bekar kadın var diye;
Çünkü o inançlarını yitirdi o kadınlar.
Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandıki,
o kadar çok acıdılarki!
Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar.
O yüzden kendilerine sarılıyorlar....
Çünkü biliyorlarki
Sarıldıkları adamlar onları hak etmedi;
Hemde hiç bir zaman!
Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların.
E.... o zaman niye sarılsınlarki!
Niye sarılalımki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa,
bilinki olgunlaşıyordur...
Bilin ki,gerçekleri kabul etmeye başlamıştır...
Bilin ki,artık sarılacak tek bir doğrusu kalmamıştır....
O,da kim diye sormayın artık.
Çokağlayan kadınlar eninde sonunda
kendilerine sarılırlar çünkü!
"Başını yiğidinin omzuna koyup sağ eliyle er kişinin belini kavrayıp, sol elinin işaret parmağına yiğidin göğüs kıllarını dolayıp göz göze romantik anlar geçirmek ister." gibi cevaplar beklediğimiz soru şekli.