son derece doğru bir tespit. dünyanın yazılı tarihinin başladığı zamanı bırakın arkadaşlar, dönmeye başladığının keşfediliği tarihten itibaren başlayın ve günümüze kadar kaç tane dominant kadın siyasetçi geldiğini söyleyin. benazir butto, margaret thatcher, tansu çiller. başka. yok. sanık sizin. evet.
duygusal yaratıkların bekarlarının, bulundukları yapı altında ona buna göz süzme, saç burma, evlilerinin çocuğunun, eşinin derdini kafasından bir türlü atıp profesyonelleşememelerinden kaynaklanan durum. bir de evde dayak yediklerini düşünün... kürsüde ağlayan kadın görmek hiç istemem doğrusu.
Siyaset demek gerektiğinde kritik kararlar vermek demektir. Bir bayan adet döneminde duygusal hormonları ağır bastığı için siyasi konularda doğru karar veremeyebilir. Bu yüzden hiçbir zaman liderlerin ve başkanların bayan olmasını istemem.
yapamazlar doğru. çünkü erkekler gibi atıp tutan türlerden değillerdir de ondan. çünkü kadınlar yapmak istediklerinin arkasındadırlar her zaman. yalan söylemeyi de beceremedikleri için siyasetçi felan olmaz kadından.
ancak, kadın; erkek kısmı tarafından estetik ya da cinsellik nesnesi olarak cisimlendirilmiş erkek egosuna ve iktidarına tehdit olarak görülmüşler ve dolayısıyla da hiç bir başarıları erkekler tarafından takdir edilmemiştir.
halbu ki; yoksulluk, işsizlik, şiddet, ırkçılık gibi korkunç siyasetlerin faturalarını en ağır ödeyenler kadınlardır. ayrımcılık, dışlanmışlık, yok sayılma, görünmez kılınma, ekonomik sömürüye maruz kalmadıkları ve iyi bir eğitim verebilen ülkenin kadınların da elbette iyi siyaset yapabilen kadınlar olacaktır. ancak hiç bi zaman başarıları erkekler tarafından kabul ya da takdir görmeyecektir.