öz yayıncılık'dan yayımlanan 2005 basımlı bir ilkim öz kitabı. arka kapak yazısı şu şekildedir.
Okuyacağınız öyküler, gerçek yaşam öyküleridir. Hayatı, erkekleri, cinsel kimliklerini, cinselliklerinin sınırlarını, ilişkilerini ve evliliklerini terapilerde sorgulayan bu kadınları okurken eminim siz de kendinizden duygular, benzer yaşanmışlıklar, sevinçler ve hüzünler bulacaksınız. Kim bilir belki de iç dünyanızda ilişkilerinizde ya da evliliğinizde karanlığa yatırdığınız ve asla bakmaya cesaret edemediğiniz bilinmezliklerinizin anahtarını keşfedeceksiniz... Geçmişlerinde ve bugünkülerindeki şiddetli depremleri ve bu depremlerin evliliklerinde yarattığı sarsıntıyı sizlerle paylaşan bu yedi kadın öyle sanıyorum ki pek çok kadının duygu dünyasına ve evliliğine de ayna tutacak...
yüzlerce cevabı olan bir soru. ama cevaplardan bir tanesi çok acımasız. kadınlar mahallede bahçeli evlerin ağaçlarına dadanan yaramaz çocuklar gibidir. iki üç tane ağaç gezer bu dadanma boyunca ilk ağaçta sadece hefes için vardır. ağaca tutunmayı , ağacı bırakmayı ve meyve toplamayı öğrenir. heyecan arayışları ona cidden heyecan olarak geri dönmüştür ama her zaman daha büyük daha ulaşılması zor ağaçlar seçer. büyük ağaçlarada tırmanmayı meyve toplamayı öğrendikten sonra yapacak hiç bir şey kalmamıştır ve kendi fidanını eker uğraşır didinir o ağaç için çabalar gerekirse büyük risklere girer işte o ağaç kendinin ağacıdır kimse gelip hak iddaa edemez evet uğraştığı ağaç kendine meyve vermektedir ama kendinin sayesinde verdiğini bildiği için meyvelerden asla çekinerek yemez bunun ezikliğinide hiç bir zaman yaşamaz artık ona göre bütün ağaçlar başkasınındır. haylazlıkta yapmaz hep kendi ağacındadır. kadınlar son ağacı yarattığında evlenir ve ona sımsıkı sarılır. kadınların bir çok evlenme nedeni vardır bu onlardan sadece bir tanesi tabi kişiliğe görede değişim gösterir nedenleri kimi kadınlar uğraşmadan başkasının ağacını istila eder ve meyve yerken utanmaz kimi kadınlar kendi ağacını kendisi yaratır karar onlara kalmış. saçmalamak ile mantıklı konuşmak arasında ki git gellerden sonra amacıma ulaştığıma inanarak entry mi sonlandırır kendi ağacını kendi yaratmayan kadınlara nefretlerimi kusarım.*
sevdiği erkekle hayatını birleştirmek isteyen kadınların duymuş olduğu çok özel istektir.
bir çok sebebi olabilir;
* evde kalacaklarından korktukları için.
* genç yaşta anne olmak istedikleri için.
* meteliksiz gezmekten yorulup zengin olurum hayyalleri kurdukları için.
* evli olan çift arkadaşlarının yanında kendilerini tek hissettikleri için.
* anne, abla, teyze, hala vs.. sürekli evlen evde kalacaksın baskılarından kurtulmak için.
* bekarken çok daha özgür olduklarını hiçe sayıp özgürlüğe kavuşacağım hevesiyle hayatlarını kapana kısıldıklarının farkına varamadıkları için.
* bekaretin ağırlık yaptığını düşünüp, çevreden aldığı ver kurtul tepkilerine sadece evlenerek vereceklerini düşündükleri için..
cevabi muamma olan sorulardan bir tanesi. cevaplamak isterim. kadinlar; sevişmeyi meşrulaştirmak için evlenirler. ciddiyim. erkeklerin zaten böyle bir problemi yok. ben babama ''eve kiz atacam, halamlara gidin'' desem, iki dakika beklemez boşaltir evi.
çok düşünceli insanlardir benim ebevenyler. aslinda annem bu konulara pek sicak bakmiyor ama babam ''sende gençliğimi görüyorum evlat'' deyip, her konuda destek oluyor sağolsun. benim ailemle aram iyi.
götü garantiye almak için evlenir bir çoğu. malum, kadın erkek eşitsizliğinden yakınılan bir ülkede, bundan en çok nemalanan kadınlardır. erkek günde 12 saat çalışsın, kadın evde keyif çatsın... yatın kalkın, kadın olduğunuza dua edin.
tüm kadınların evlenme nedeni aynı olmayacağından ve evlenme nedeninin bir tane olmayacağından cevabı verilemeyecek bir sorudur. (bkz: genellemelerden tiksinenler,bir adım öne)
ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar;
ağladıklarında başlarını koyacakları bir omuz, teri bile güzel kokan bir türk erkeği isterler.
dedikodularını dinleyen, onaylayan birine ihtiyac duyarlar. ego meselesi.
kadın erkek eşitliğini savunmakla birlikte;
herzaman hesabı ödeyecek, eve bakacak bir beyefendi ararlar.
dişini geçirebileceği, onu seven, para konusunda sıkıntısı olmayan bir erkek bulduklarında kaçırmazlar, evlenirler.
kadınlar akıllıdır... nereye sırtını dayayacaklarını iyi bilirler...
tek bir açıklaması olmayan soru cümlesi.
nedenleri evlenmek isteyen kadınına göre değişir.
en güzeli aşık olduğu adamla bir ömür geçirmek isteyenidir.
ama ne hikmetse kimilerinin doğru erkeği bulana kadar epey kurbağa öpmesi gerekir.
öpülünce prense dönüşenlere sevgiler.
'kadınların neden evlendiklerini anlıyorum : yalnız kalabilmek için.' demiş yusuf atılgan. ona katılmamak elde değil şöyle bir kafanızı iki yöne çevirip evli kadınları inceledikten sonra hele de.
cevabı gelin adayı bayana göre değişebilecek sorudur. örneğin, ev hanımı edasındaki kızlar için anne olma, özgürce cinselliğini yaşayamayanlar için seks, sikilmişler için ortada kalmama gibi sebepler olabilir.