çok nadir hatun kendisi çıkıyor. bebek olunca biraz zor oluyor o işler tek başına.
beyler, ben bebek arabasını sürüyorum yengeniz kolumda. olum çok zevkli bir şey lan hayalimdi hep. ama "verin eline lolipopu(jelibonu) fayanslarda gezsin dursun" tespiti de doğrudur yani.
dayısıyla çıkacak hali yok, kadın erkeğiyle alışverişe çıkacak tabi kimle çıkacak başka.
güzel erkektir, hoş erkektir.
ne kadar onlar kadar eğlenemesekte kadınını rahat ettirmen, ondan yana olman, ona hizmet etmen her zaman güzeldir. hem allah'da böylesini sever. oh mis ne güzel.
hem olum öyle kolay değil ev kadını olmak. (tam)bir gün durun bak neler dönüyor o evde ne eforlar sarf ediliyor ben çok şaşırıyorum. çok ciddi emek var, evi çekip çevirip döndürmek öyle kolay iş değil. karşılık anlamında söylemiyorum ama o kadar hizmet-emek var alışverişe götürmüşsün çok mu. az anlayışlı olun.
Gerçekten, hatun ile her alışverişe çıktığımda kendimi böyle hissediyorum.
Her sefer "bu son" diyorum, bir daha çıkarsam hayvan oluyum diyorum ama hayvanlıktan olacak ki; yularımdan tutup beni yine alışverişe götürüyor.
Örn: semt pazarına çıkılacak, domates biber alınacaktır.
Evden çıkış hazırlıkları falan neyse, çıkıp sokağa iniyoruz. Merdiven de gördüğü komşusu ile muhabbet ile işkence başlıyor.
Kapı önüne çıkıyor bekliyorum, ya da kapı önünde gördüğü komşu ile muhabbet ben ileriye gidip bekliyordum.
Şunu alacağım bunu alacağım, pazar nasıl kalabalık mı, fiyatlar nasıl, ürünler iyi mi, en iyi domates biber hangi tezgâh da, akşam ne pişirsem acaba...
Ben, ya sabır!
Yolda gördüğü başka komşusu ve pazarda gördüğü komşusu ya da arkadaşları ile aynı muhabbetler ve daha gelişmiş konular, falanca çocuğu nişanlanmış, bilmem neyle çıkıyorlarmış, istemeye gelmişler, kavgalar ayrılıklar, ölüm doğum hastalıklar, tatil memleket seyahati, pazarın fiyatları, malların kalitesi, geçen hafta toplandıkları zaman kek börek lezzeti beğenilip alınan tarifler veya beğenmeyip filanca yemek bilmiyor diye yapılan dedikodular.
Tabi ki ben yanlarından biraz uzaklaşıp ya sabır çekerek sigara içiyorum.
işkence bu kadar mı?
Değil, pazar bu sırada ilk önce baştan sona gidilir.
Tüm fiyatlar ürünlere bakılır.
Nereden alınacağına karar verilir.
Git pazara bak ilk tezgâh da ne güzel domates biber var, beğendin al çık.
Ama olmaz, belediye zabıtası gibi tüm pazar gezilir fiyatlara bakılır, fiyatı olmayan ürünün fiyatı sorulur. Bu sırada görülen el dost akraba komşu ile muhabbetler edilir.
Bunun bir de giyim için mağaza ve market alışverişi var ki bir insan olarak dayanmak imkansız.
Alışverişin amacı yiyecek içecek değilse,
Kadını elbise seçerken diğer kadınlara bakan erkektir.
Ve genelde kadın erkeğine "sen de gel" diye eziyet eder...
Mantık= 0.
Ayrıcaa,
Bir kere o adamın onca kadın arasında işi yok.
ikincisi elbise seçen bir kadını beklemek ve askı yerine koyulmak kadar sinir bozucu bir şey de yok.
Üçüncüsü o adam fikir alıp verme bakımından bir halta yaramaz. Her şeye "fena değil" der geçer. Umrunda değil kusura bakmayın.
Vee henüz hiç görmediği bir şeyi onun için taşımak daha güzel.