aile bütün toplumlar için daima en önemli kavramlardan biri olmuştur. küçük
sosyal gruplar içinde en sürekli ve vazgeçilmez olanı ailedir. tüm türk destanlarındaki gibi
dede korkut hikâyelerinde görülen aile yaşayışında gelenekler ve anayasa yerine geçen töre
hakimdir. türk destanlarının tümünde olduğu gibi dede korkut hikâyelerinde aile çok
sağlam bir temel üzerine kurulmuştur. aile kavramı içinde en önemli bir yere sahip olan
soyun devamlılığının kaynağı olan, yuvayı yapan, fedakârlık ve sadakatiyle toplum içinde
farklı bir yere sahip olan kadındır.
türk destanlarında kadın bazen evin reisliğini üstlenir ve erkeğinin en büyük
destekçisidir. o da gerektiğinde erkeği ile ata binip ava gider ve her türlü tehlike karşısında
uyanık olur. erkek kahraman kadar yiğitlik özelliklerine sahiptir.
göçebe toplum yapısı içinde ata binen, kılıç kuşanan, ok atan, ava çıkan kadın destan
kahramanları, benzer yapıya sahip altay yöresi destanlarında altın arığ ve diğer destan
örneklerinde görülebileceği üzere son derece etkindirler. kırgızların cangıl mırza, uygurların
nözüğüm, başkurtların zaya tülek, hakasların altın arığ destanlarında baş kahramanlar hep
kadındır. manasın hanımı kanıkey, bozkır kültürünün ideal kadın tipi olarak karşımıza
çıkar.
danişmentname'deki efrumiye adlı kadın kahraman destanlardaki kadın tipinin
idealleştirilmiş bir örneğidir. yine battal gazi destanında, battalın eşi zeynep ve gördüğü
rüya sonucu islâmiyeti kabul edip battal gazi ile evlenen mah piyruz, kayserin askerlerine
karşı kahramanca savaşır, tutsak olur ve kulede tutsak iken kurtulurlar.
destanlardaki kadın kahramanların kuvvet, kudret ve cesaret yönünden erkekten hiç
farkları yoktur. kadının destanlardaki yeri sosyal hayattaki üstün mevkiinin aynıdır. analık
görevi, türkler arasında kadına büyük değer kazandırmış, onu ilâhî bir varlık konumuna
sokmuştur.
yaratılış destanında tanrıya insanları ve dünyayı yaratması ilhamını veren ak-ana
bir kadındır. oğuz kağanın ilk karısı ışıktan, ikinci karısı ağaçtan doğmuş kutsal kadınlardır.
türklerdeki kadın anlayışının islâmiyetten sonraki türk destanlarında da devam ettiği
görülmektedir. dede korkutta kadınların yeri ve önemi çok büyüktür.
manasta ise kadın evin kaderinin ve namusunun koruyucusu olarak gösterilir. dede
korkutta kan turalı, düşmanlar tarafından sarılınca eşi selcen hatun at biner, kılıç kuşanır ve savaşır. bayındır hanın ziyafetlerinde oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa, oğlu
kızı olmayanı kara otağa oturtması kadının da toplumda işlevine göre büyük önem
kazandığının işaretidir. türk destanlarındaki kadın tipinde karı koca sevgisi ve kocaya
bağlılık ön plandadır. dede korkutta da aile bağına büyük önem verildiği görülmektedir.
daha çok tek kadınla evlenilir. aile dışında aşk hayatı görülmez. beyler eşlerine karşı
saygılıdır. onların duygularına önem verirler. kadınlar, çoğu kez erkekler gibi savaşçı ve
onun imdadına yetişecek kadar cesaretlidir.