kadın olmak, küçücük şeylerde bile mutluluğu bulabilmek demektir.
sevdiklerin ağladığında yalnız bırakmamak adına ağlayabilmek demektir.
fedakarlık demektir.
eş demektir, yar demektir, can demektir.
saygıyı bilmek demektir.
sadece kendi hayatını değil, bütün ailesinin hayatını yaşayabilmek demektir.
sevmeyi ve yeri geldiğinde gitmeyi bilebilmek demektir.
dış güzelliğini içe yansıtabilmek demektir.
ve Herşeyden önce Anne olmak demektir, kadın olmak...
neredeyse ne bok yesen bok yediğinin söylenmesidir.
eğer 18 yaşındayken biriyle yatmışsan "küçük şırfıntı"
eğer 35 yaşında henüz evlenmemişsen "as s.kilmiş kadın sendromunda yazık"
eğer 90 yaşında ve bakire isen "salak karı ne bekledin orada biz bu kadar abazan burada duruyorken"
25 yaşında evlenmişsen "bir gün geçirmemiş ideal yaştan azdın mı kız"
42 yaşında dul ve sevgilili isen "bu yolluydu zaten"
5 yaşında ve ruj sürmeyi seviyorsan " anasına benziyor zilli"
55 yaşında ve kırmızı rujlu ise "menapoza girince böyle kuduruyor bunlar"
yaftalarına hayatı boyunca sahip olmaktır.
kadın olmak, sadece cinsellik bakış açısı ile kesinlikle isteriklik çıkarımı yapılarak etiketlenmektir. kadının 18 yaşında tıp kazandığı; 35 yaşında genel müdür olduğu, 90 yaşında imanı bütün ve yardımsever bir nine olduğu, 25 yaşında sadık ve aşık bir kadın olduğu, 42 yaşında hayat mücadelesi veren güçlü ve sevilmek isteyen bir kadın olduğu, 5 yaşındayken yalnızca çocuk olduğu, 55 yaşında iken kendini güzel hissetmek istediği kesinlikle düşünülmez.
fındık kadar pipilerini gözlerinde dağlar kadar büyüten sikkafalılar tarafından sadece dedektör misali vajina olarak görülen bir yaratık olmaktır kadın olmak. bu yüzden feminizim vardır. bu yüzden mor çatılar, kadın sığınma evleri vardır. bu yüzden töre cinayeti vardır. bu yüzden kadınlar parmaklarına bir yüzük takınca "belki daha az rahatsız edilirim" diye düşünür. bu yüzden bağırıyor insanlar "kadınlara özgürlük" diye.
özgür olmayı "mini etek de giyinebiliyorsunuz çalışabiliyorsunuz da daha ne istiyorsunuz" diye değerlendiren beyinsizlere "kafam rahat olsun istiyorum sadece, düşüncelerimi rahat bırakın" diye anlamsız bir serzenişte bulunmaktır kadın olmak.
--spoiler--
Kadın olmak masallarda bile zor:
Ya yedi minicik adamla yaşarsın,
ya kurbağa öpersin,
ya en sevdiğin meyveden zehirlenirsin,
ya kuleye kapatılırsın,
ya elin adamı tırmansın diye saçlarını uzatırsın,
ya geceyarısı külkedisine dönüşür, yırtık pırtık elbiselerle kalırsın...
ve en kötüsü seni sadece ayak numarandan tanıyan bi salağa aşık olursun.
--spoiler--
Kadin olmak genel olarak zor her nerede ne konumda olursa olsun , ornegin evinin hanimi olan bir kadin; gun icerisinde yapilan ev isleri cocuklari var ise ugraslari, aksamin yemek telasi , ve sonrasi sonrasi . Birde calisan bir kadina bu az onceki ev haniminin sorumluluklarini arti olarak bindirirsek bu hepten zor oldu.Birde zorluklar icerisinde mutsuzluk , huzursuzluk , baski goren kadin dahada ne anlatayim ki genel olarak zor elbette. Diyeceksinizki sen kadinmisin bunlarin zorlugunu biliyorsun hayirr degilim sadece kadinlarin hayatinin paylasilarak ,zorluklarina birlikte gogus gererek , mutlu etmek icin caba gosterilmesi gerektigini bilen ve her kadinin degerli oldugunu hissettirilmesinin hayatta onemli bir rol oynadigini bilen birisiyim
erkek üstündür, erkek yapar kadın yapmaz, erkek basarır kadın basaramaz vb. düsüncelerin max. seviyede oldugu bi ülkede yasamaya direnmek, mücadele etmek...
sürekli ajitasyon yapmaktır. bencilliktir. erkek olmanın dezavantajlarına, erkeklerin -bazen kadınlardan, bazen hayat şartlarından dolayı- çektikleri sıkıntılara, acılara karşı tam bir duyarsızlık halidir. sokak çocuklarının çoğunlukla erkek olduğunu görmemektir. terfi edemeyince, 'kadın olduğum için terfi edemedim, yoksam ben süperim' demektir. tüm erkeklerin kadınlara karşı aktif bir birliktelik içinde olduğu şeklinde aptalca bir hikayeye inanmak, erkekleri de buna inandırabilmektir. ailesi için, ciğerleri gencecik yaşta iflas edene kadar madenlerde sürünen erkekleri görememektir. görkemli şatolarda zevk-ü sefa süren kadınları ve sokaktan çöp toplayan erkekleri es geçmektir.
Kadın olmak masallarda bile zor... Ya 7 tane minicik adamla yaşarsın, ya kurbaaa öpersin, ya en sevdiğin meyveden zehirlenirsin, ya kuleye kapatılırsın, ya saçlarını elin adamı tırmansın diye uzatırsın, ya gece 12de külkedisine dönersin elbiselerin yırtılır... Ve en kötüsü bazen seni sadece ayak numarandan tanıyan bi salağa aşık olursun.
sürekli ağda yaptırıcaksın, her ay adet olmanın getirdiği o lanet karın ağrısıyla yaşamaya alışman gerek, kilo alma ihtimalini göz önünde bulundurmuyorum, hayatı zindan ederler. zaten türk kadınısın. bi rus kadar övülmezsin kendi ülkende. her ne kadar 21. yy kadını olsan da erkek tarafından dövülebilirsin, verirsen arkandan şöyle böyle, vermezsen kezban derler. genel olarak ikinci plandasındır, ama iş yatağa gelince önceliklisindir aynı zamanda.
kimi çevreler 12 yaşınıza geldiğinizde sizi "evlilik düşecek helal" olarak görür. eğer sizi yetiştiren çevre de ona uygunsa cinsiyet rolünüz küçük yaştan itibaren o şekilde gelişir o şekilde kendinizi erkeklere beğendirme peşine düşersiniz.
Kimi çevreler ise kapitalizmin dayattığı cinsiyet rolüne tamah eder ve siz de ona göre yetişirtirilirsiniz. yakışmayan teşhircilik kavramı çok genel bir kavram olsa da en kısa şortu giyip erkeklere kendinizi beğendirme peşine düşersiniz.
kimi çevreler ise garip bir feminist anlayışın dayattığı cinsiyet rolüne değer verir siz de ona göre yetiştirilirsiniz. Bu sefer de "kadın" kavramından tamamen uzaklaşırsınız.
kendine sırf bu cinsiyete dahil olduğun için saygı duymaktır. sosyal çevrenden, görünüşünden, memleketinden, ailenden ve birsürü doğal durumdan dolayı adaletsizce yargılanmaktır. dış dünya size saygı duymaz. yeri gelir aşık olduğunuz adam size saygı duymaz bu işi tek başına becerebilmektir. ayaklarının üstünde olma gücüne sahip olmak demektir. yük taşırsınız omzunuzda. aileniz vardır, annenize bakarsınız evi çekip çevirir sizinle ilgilenir bir yandan eşini idare eder dertlidir o kadın hissedersiniz. en çalışmayanın da işi gücü vardır o evde. yük aldığını hisseder, büyümekten korkarsınız. öğütlenirsiniz daha sonra.
-oku kızım ekmeğini eline al kendi ayaklarının üstünde dur.
ödünlenirsiniz.
büyümeye başlarsınız. cinsel tercihiniz dahilinde bir adamı seversiniz ya da sevmezsiniz bakiresinizdir ya da değilsinizdir
ama artık kadınsınızdır.
sorumluluk sahibi olmayı öğrenirsiniz, aşık olduğunuz adam olan o küçücük çocuğunuzu idare edersiniz bir yandan çevreyle başa çıkarsınız, karşı cinslerinizden korunursunuz, arkadaş edinirsiniz yeri geldi mi en nezaketli en kadınsı yeri geldi mi ordu komutanı olursunuz. acırsınız, terkedilirsiniz, terkedersiniz, soğursunuz, aşk yaşarsınız, anne olursunuz, eş olursunuz en nihayetinde kadın olursunuz.
tek kelimeden envai çeşit anlam çıkarabilmek ve tek kelime ile bir o kadar çok anlamı ima edebilmek,
-istisnalar hariç- duygusal odunluk olan erkekliğin aksine psikopatlık vesselam...
9 ay bir bebeği karnında taşıyıp, göğös uçların yara oluncaya kadar emzirmektir. ve dahasında sırf sperm yollamakla o bebeğin babası olan zatlar ile, evladını paylaşmaktır.
erkek olmaktır.
çocuk olmaktır.
aşçı olmaktır.
temizlikçi olmaktır.
hanımefendi olmaktır.
doktor olmaktır.
öğretmen olmaktır.
palyaço olmaktır.
temiz olmaktır.
saf olmaktır.
hesapsız olmaktır.
sağlam olmaktır.
güçlü olmaktır.
iyi olmaktır.
komik olmaktır.
duygulu olmaktır.
sert olmaktır.
yumuşak olmaktır.
psikolog olmaktır.
deli olmaktır.
muhasebeci olmaktır.
şoför olmaktır.
dayanak olmaktır.
sığınak olmaktır.
aşık olmaktır.
orospu olmaktır.
namuslu olmaktır.
dakik olmaktır.
plancı olmaktır.
not defteri olmaktır.
alarm olmaktır.
duyan olmaktır.
gören olmaktır.
bütün bunları olmaya çalışırken "kadın" olmaya zaman bulamamaktır.
ve bu kadar kalabalık bir insanın erkeğe ağır gelmesidir.
günün 10 saati çalışmaktır
eve koşarak gidip yemek yapmaktır
yemekten sonra bulaşıkları yıkamaktır
ütü yapmaktır
çocuk bakmaktır
boş vaktınde kendine bakım yapmaktır
çocugu sabah okula bırakıp koşturrark işe gitmektir
toplam 4/5 saat uyumaktır
Kocasını memnun etmektir
buna rağmeh Türk kadınıysanız hala ruslara tercih edilirsiniz
yerinde haksızlığa ugramaktır
her türlü tacize uğramaktır (telefonda,sokakta,yolda)
ve yorgun oldugunu hiç göstermemktir.
zordur. hemde ne zor. akşam eve giderken adımlarını sıklaştırmaktır kimi zaman. sağına soluna bakmaya korktuğun halleri de vardır, hani hemen adın çıkar ya oğlum şuna bak kadın bana bakıyor diye işte ondan. içinize akıttığınız göz yaşlarınızda gizli olduğu anlar da olur. aldatılmanın en büyüğünü yaşar bazen, aldattıkları da olur aldanmışlıklara dair kayıpların içinde. bir sabah uyanıp beni neden erkek yaratmadın diye söylenişlerde bulunmaktır allaha. zordur dedim ya hakkatten çok zordur. koruman lazım kendini, çocuk yapman, temizlik, yemek, para kazanmak derken, kocanı memnun etmek de lazım. yuvana sahip çıkmak için kabullenmen, üzülmemek için de safa yatmak, aldırmamak gibi yetiler gerek. kapıyı vurup gidememektir kadın olmak, çocuğun vardır, annelik duygusu her zamanki gibi ağır basandır. bir erkeğin göremediği muhtaçlığı görüverir bir kadın çocuğunun bakışlarında. kaderine boyun eğmektir ne yazık ki. yaşamak, yaşamaya mecbur olmak ve yine de cehennemin çoğunu doldurmak. işte böyle bir şeydir kadın olmak. dedim ya zor işte çok zor.
* en azından ölüm yerin ve şeklin hakkında dahi sürekli beklenti hali içinde olman demektir... yoksa kel alaka biri kalkıp ardından "su testisi"'ne dair berbat bir yorum yapabilir... *
