necip fazıl' ın harika bir şiiridir. tabii ahmet altan yazınca vatan haini olur o ayrı. oysaki benim gözümde ikisi de insanlığa okudukça keyif veren iki güzel eser bırakmıştır.
necip fazıl'ın çöpe attığını bizzat belirttiği şiirdir. hal böyle olunca da çöp karıştırmaktan zevk duyan insan müsveddelerinin diline doladıkları şiir paçavrasıdır. döneklik meselesi o kadar kanınıza dokunuyor, nazım hikmet'in mevlana için yazdığı şiiri okuyun, andaval güruhu! bu arada o karıştığınız çöplere dikkatli bakın, karnınızı doyuracak bir şeyler bulursunuz belki, ezikler!
fizyolojik olarak erkek bacağından farkı yoktur ancak anatomik olarak farkları mevcuttur.
güzel bacaklı kadının bacakları ne ince ne kalındır ancak bilekleri bir kuğu misali inceciktir. güzel bacaklara bak bak doyum olmaz, birçok kadının sahip olamadığı güzel bacaklara sahip olmak nimettir nimet.
yalancılığı, karaktersizliği, örtülü ödenek lüpletmeye, yoksul devletin okusun diye verdiği bursu paris batakhanelerinde yemeye merakıyla bilinen, adı bugünlerde "çocuklar aynen onun gibi olsun" diye okullara verilen necip fazıl'ın şiirlerinden biridir. olmuşken okullarda okutsalar tam süper olurdu. bir de seçmeli olarak kumar dersleri verilmesi... üstad çok meraklıydı. öyle ki millete din ve yalan satarak geçimini sağladığı yıllarda bile vazgeçememiş, kumar oynarken polis tarafından basılmıştı.
hayranları "çöpe attım, unutun" dediği için şiiri yok sayma eğilimindedirler. insanın yapısının ellisinden sonra değişebileceğine inananlar inansınlar...
muhafazakar kesimin ölüp ölüp dirildiği üstadlarının şiiri. bir çoğu necip fazıl'ın hayatının büyük bir bölümünde alkolik olduğunu öğrense komaya girer üzüntüden belki.
aydın, çağdaş, ileri görüşlü bir insan olarak necip fazıl kısakürek`in sevdiğim şiirlerinden biridir. sanata kesinlikle ideolojik olarak yaklaşmıyorum ve estetik değer taşıyan her sanat eserine saygı duyuyorum.
Bir kadının, içinden ağlayışı, gülüşü
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü
Kadınlar, onlar varken konuşmayınız sakın
Necip Fazıl'ı hiç bir zaman gerçek yüzüyle tanımayan-tanıyamayan islamcılar elbetteki onu olduğu gibi tanımadılar.
Necip fazil her şeyden önce bir varoluşçudur kendi otobiyografisi olan kafa kağıdı kitabını okursanız Fransa'da geçirdiği varoluş bunalımlarını en net şekilde görürsünüz, tabi önce varoluşçuluğu bilmek anlamak gerekir, annenizden öğrendiğiniz Elif alfabesi dışındaki bütün fikirleri yabancıların üzerimizdeki oyunları olarak gören insanlarsanız necip fazil size istediğinizi sunar hak yolu bulmuş büyük mütefekkir olarak. Namaz kılmayan kumarbaz bir mütefekkir.
Işin aslı ise öyle değildir cancağzım necip fazil senin o Elif alfabesinden öte geçememiş sikko beyninle anladığın tarzda bir mücahit değildir, Fransa'da senin Elifini bile bilmediğin felsefi akımların içinde yoğurulmuş büyük hocalardan ders almış bir varoluşçudur, kitapları şiirleri buram buram varoluşçuluk kokar anlayabilene, geçirdiği varoluş bunalımlarından bıkmış ve teselliyi kendini madde üstü mistik-metafizik akımlardan birine vermekte bulmuş biridir, tıpkı dostoyevski gibi. Işte onun kendine varoluş tutamağı yaptığı metafizik akımın adıdır islamcılık hepsi bu.