eğer böyle bakacaksak insanın kabuğu derisidir. üzerine kara çarşaf örtülmüş domatesi kimse almak istemez asıl. içinde ne olduğu belli olmaz çünkü.
abovvvv o zaman o çarşafın içine bakmadan almayın gibi bir anlam çıkıyor.
bunu söyleyen insanın görüşüne katılmıyorum lakin içine bakmadan almayın gibi bir anlam çıkıyor diyenler için söylüyorum almaktan kastınız evlemek ise islam hiç bir insanın hiç görmediği biriyle evlenmesini emretmez.
Az önce haberlerde duyduğuma göre Günü birlik ve saatlik kiralanan evlere ceza yağmış.
Bu tarz evler En çok dini bütün fatih bölgesinde bulunuyormuş.
Anlaşılan Kabuklu domatesler soyulup soyulup tekrar kabuklanıyor buralarda.
Bayıla bayıla almak isteyenler vardır.
Soyma derdi olmadan, doğra ve löpçük tencereye, al sana beş dakikada menemen.
Ben alırım valla! Hem de kasayla!
Bir kadın düşünün ki, kendini domatesle özdeşleştirerek zırva tespit yapıyor.
Kendine saygısı olmayana, biz ne edelim?!
Hee bacım sen kabuklu domates ol!
en çok günlük kiralık evlerin bu arkadaşın muhtemel ikameti olan fatih ten çıktığını unutup yapılmış bir söylem. lakin insanlar o evlerde kimin neyi kabuklu yiyip yemediğini çok iyi biliyor merak etmemek lazım.
kabuğu soyulmuş domates daha kıymetlidir. el değmeden soyulup paketlenir ve alıcıdan hariç kimse dokunamaz. ama normal domates, tezgahta mıncıklanır, ellenir, hem de defalarca ve farklı kişilerce. kesinlikle hijyenik değildir, kirlenmiştir. o sebeple yikanmadan yenmez.
Allah nasip eder de görürsek, günün birinde, kadının da "insan" olduğunu anlayacak siktimin yobazları. eve, perdeye, domatese falan benzetmekten vazgeçecekler. zihniyetini siktiklerim. bi de bunu diyen kadın ya!
kim kimi niye alıyor diye soru sormak istiyorum ama soramam sorgulamak yok.
ayrıca vitamini kabuğunda desen daha sempatik olurdun tatlı şey.
kabuk örtü sadece dışa değil içe de işleyebilir o zaman günahlardan günah seçiyor olabildiğini düşünüyorum. gıybet mode on.
he şimdi tatlıya bağlıyorum bana kalsa herkes kendi kabuğunu kendi soysun sdwadfsaf
tanım : kendi memelerini domatese sanan, sevişmek için soyunmaya gerek kalmadığını bilmeyen, her tespitim hıyar diyene elinde tuzla giden bir yazar beyanı.