--spoiler--
You can laugh a spineless laugh
We hope your rules and wisdom choke you now we are one in everlasting peace
--spoiler--
günün ışımadığı ender güzelliklerin birinde daha, kolumda sensizliğin vaktini göstermeyecek bir takısız amma velakin sendeki aitlikle huzura kavuşan bir bilek barındırmanın verdiği tebessüm ettirici duyguyla, milyarlarca kum tanesine inat spor ayakkabımla denize karşı durmak. bugün içimde tarifi mümkün olmayan bir burukluk besliyorum. sigaram yine şakaklarımı ağrıtmış, midemin açılışını sana çok yakışan o rengin kırmızılığıyla yapıyorum.
tam da gözlerimi kapatmışken beliriyor ya ellerin göz bebeklerimde, bu öyle bir duygu karşaması yaratıyor ki bedenimde vücudum buna göz yaşıyla tepki veriyor yine. en çok parmaklarını öperken seviyorum göz yaşımı tatmayı, bir de dudaklarına kavuşmuşken dudaklarım, titreyen nefesinde iyi hissediyorum kendimi. yeniden tutup elimi, sabahın sıçtın maviliğinde yürütüyorsun kumsal kumsal sevgimi.
--spoiler--
the emptiest of feelings,
disappointed people, clinging on to bottles,
and when it comes it's so, so, disappointing.
--spoiler--
acıkan karnımı doyurmak üzere eve kollarını kavuşturarak koşturmanı izlemek, mutluluk adına başlatacağım tüm mutsuzluklara karşı olan 3. dünya savaşına gereceğim göğüs kadar kabartamıyor kalbimi bugün. güneşin bu hırçın doğuşu öyle güzel vuruyorki bedenine, beynimin tek çalışan tarafı slow motion halinde sana beslediğim aşkı anlatıyor adeta gözlerime. bir insan, nasıl bu kadar güzel yürüyebilirken bu kadar güzel üşüyebilir uçuşan küt saçlarıyla birlikte?
--spoiler--
time is so short and i'm sure
there must be something more
--spoiler--
önceki gün yağmurlarından sertleşen kumsalda ezmek sigarayı ayrı bir keyif veriyor bugün. beni beklediğin evimizdeki küçük kaçamakları hayal etmesi bile tahrik ediyorken, yine 2 heceyi sayıklıyor atar damarlarım seni istercesine.
- kirpiklerini ne kadar sevdiğimi söylemiş miydim sana hiç sevgilim?
+ söylemedin..
- aşığım onlara.
+ gerçekten mi..
- ekmek mushaf çarpsın
+ deme öyle..
--spoiler--
I just got lost
Every river that I've tried to crossk
And every door I ever tried was locked
And I'm just waiting till the shine wears off...
--spoiler--
beni öpüşlerinde çınlıyor yine kulaklarım. dudaklarım yine seninle ıslanıyor bugün. artık yarın da, dün de, bir saniye öncesi de önemli değil benim için. her anımı bir öncekinden daha güzel kılıyorken sen, ebedi aşka mahkum ettiğin bedenimde tek dert yanacağım şey sensiz geçirdiğim yıllardır. düşünmek istemediğim yıllar.
- sana hiç milâdımsın demiş miydim?
+ demedin..
- iyiki dememişim biraz kıro bi şey.
+ yoo değil.
- milâdım..
-*-
ve uyandım. bugün ilk defa bir rüyamı sakladım senden. 1 saatlik uykumda yine seninle olmanın hayali içinde-babamı kaybetme korkusuyla uyandım. kolumdaki serum bilmem nelerini sökercesine çıkardım.
düşündüm de artık yanmıyor canım. böylesine açık bir yarada, tuz ile yaşamayı öğrendim.
geçicek, geçer elbet..
--spoiler--
Have I found you?
Flightless bird, grounded, bleeding
Or lost you?
--spoiler--
