dedemin vefatı.
5 ocakta tam bir yıl oldu, bana göre sanki hala yaşıyor gibi, sanki hala o hastane odasında bizi bekliyor. acil'e her girişimde sözlük, oturup ağlıyorum, ne zaman bir ambulans görsem ''allah'ım dedem gibi gitmesin o da.'' diyorum.
insanlar birbirlerinin kıymetini kaybedince anlıyormuş.
keşke, geçen sene 1 ocakta yoğun bakımdayken yanına gittiğimizde biraz daha fazla kalsaydım.
keşke, o kapı biraz daha geç kapansaydı da 5 saniye değil daha fazla görebilseydim.
keşke, yaşasaydı da gidip elini öpebilseydim, sarılabilseydim ona.
bayramları sevmeme sebebim, işte tam olarak bu.
güzel kızların pötür pötür zıçıyor olması. Cidden bak kaç yaşıma geldim sevgilimi sıçarken görsem hayattan soğurum yeminle. ben sıçarken sorun yok ama*
Annemin bir gün ölecek olması. Düşündükçe boğazım düğümlenir, gözlerim dolar. Kabullenemem.
Annem benim telefon kullanmaz. Bugün yürüyorduk beraber. Bir yere uğramam gerekti. Beş dakika sonra şurada buluşalım diye anlaştık. Beş dakika sonra gittim, baktım annem yok. bekliyorum Bekliyorum yok. Yakınlarda dolaşmaya başladım hiçbir yerde bulamadım. Aklıma türlü şeyler geldi. Acaba araba mı çarptı, kaçırıldı mı gibi. Aklımı oynatacak gibi oldum. Neyse ki o da bir yere uğramış. Ben giderken seslenmiş şuraya uğrayacağım diye ama duymamıştım. bir Kez daha anladım değerini.
Anneciğim, canımın en içi, seni çok seviyorum. Bunları asla okumayacaksın biliyorum ama, o pamuk avuç içlerinden öpüyorum.
kendimi evli sayıyorum. değilim elbet ancak öyleymişim hadi. düşünün ki karım olacak hatun kişi aslında beni hiç tanımadı ve haliyle evlenemedik. başka bir anadan doğma erkek ergin kişi, bu kızı kapacak elbet... vakti gelince evlenecek gidecek ben de yokum piyasada... onunla sevişecek, ondan çocuk doğuracak ve belki de bir ömür geçirecekler. ne tuhaf, ben şahsıma taahhütlü değil, geberene kadar bana ait bir parçam olmasnı dilerdim. denk örnek olarak boşanmakta bunu düşünebilen ben için dramdır. ben yoksam başkası var ne sinir bi durum aslında.
o kadar kurulan hayallere rağmen semtteki dandik bir düğün salonunda düğün yapacak olmak, kiralık ev arayıp kıytırık mobilyalarla döşeyecek olmak, yine yakın bir yerde sıkıcı bir işte çalışacak olmak. yani arkadaşlarımın çoğu bunu yaptı, kalanlar bekar.
bu yüzden hayallerimin peşinde koşup bir şeyler başarana kadar düğün işini ertelemek zorundayım.