ıslık çalmayı öğrenemediğim günlerin miladını ne ben bilebilirim, ne de annemi on yedi yaşındayken bir düğünde gören babam.
ilk görüşte aşkmış onları birleştiren. şimdilerde fazla revaçta değil. şimdilerde trend; çıkmak. kimin kime, veya kimin nereye çıktığı belli değil.
babam da çıkmış. elinde bir demet papatya ile, annemin odasının penceresine merdiven dayamış, çiçekleri yatağının üzerine koymak için çıkmış. anneme değil ama. anneme, 2 yıl sekiz ay sonra çıkmış. *
bu iniş ve çıkışlardan sonra, bir yokuşta arabaları geri giderken ben dünyaya gelmişim, dikmen'in en dik yokuşunda. o zamanlar benzinde fazla su yokmuş. yine de hava yapmış, babamın emektarı anadol'u.
bir yolunu bulup, en yakın hastaneye atmışlar annemi. ismimi, hemşire koymuş. ısırmışım göğüslerini. göğüs takıntım buradan gelir.
pipimi gelen giden komşuya gönüllü olarak gösterir olmuşum sonraları. onlar sıkılmış benden. hele ki sünnet olduğumda, bir kızın tutmasını istemişim bizim ufaklığı. anneannem tutmuş. yemin ederim o tutmuş. kirvem o olmuş.
istemeye istemeye kabul etmişim.
sonra düşmüşüm. yüz üstü. tepe taklak.
ilk önce, ilk adımımı attığımda düşmüşüm. koltuk altlarımdan annem yakaladığı için kanamamış hiçbir yerim. kabuk bağlayamamış varolmayan yaralarım.
yürümeye başlamışım sonra. koşmaya.
yaralarım artmaya başlamış. ve, her biri kabuk tutmaya. ilkokuldaki, sınıf arkadaşım nurgül'ün babasının tayini başka bir şehire çıktığında, o sabah ne çok koşmuşum kendisini götüren trenin ardından. mıcırlarla çizilmiş dizlerim. yara olmuş. kabuk tutmuş.
her birini soymuştum defalarca. ağlaya ağlaya. haz ala ala. içimi kanatırcasına.
daha sonraları hayaller kurmuşum. her biri gerçekleşecekmiş gibi. her biri olacakmış gibi. kaçırdıkça her birini. koşmuşum alabildiğince. her birinin peşinden. ayağım takılmış bir şeylere. düşmüşüm. soyulmuş her bir yanım. kalbim. yara olmuş her yerim. içim. dışım...
soğumasını beklemişim. kurumasını. üflemişim her birinin üzerine hafifçe. sonra...
kaldırmışım her birinin kabuklarını.
herkese ve her şeye inat yaralarla yaşamayı tercih etmişim.
çünkü; bedenimdeki her iz varlığımın bir kanıtı. yaşanmışlığımın delili!
sevgilinin açtığı yara türlerindendir. tam kapanacak iken giden sevgili tekrar gelir; "kanlı ve küççük elleri" ile tekrar bişeyleri kopartarak kanatır ve sonra tekrar gider... uzun yıllar can yakan ve kabuk altında kalmaya mahkum yaradır.