Münker ve nekir meleklerinin sorgu yapacağı gecedir.
1) rabbin kim?
2) dinin nedir?
3) peygamberin kimdir?
Bu sorulara doğru cevap verenlere:
kabirin içinde cennet manzaralı bir pencere açılacaktır.
Yanlış cevap verenlere ise bir cehennem zebanisi musallat edilir. Bu zebani elinde tokmakla size vuracaktır. Her vurduğunda yerin 7 kat altına gidersiniz!!
Hani mezarlıklardan gece vakti geçerken bazen tuhaf sesler duyarız.
işte bu sesler kabir azabı çekenlerin yalvarışlarıdır.
Sorulara doğru cevap veremeyenlerin...
evet başka bir bilgilendirici, uzun, öz, güzel bir yazıyla karşınızdayım.
Ölümle bedenden ayrılan ruhumuz, kabir alemi denilen yeni bir alemle tanışır. Ölüm anında Azrail'i (aleyhisselam) gören insan, bu yeni alemde sorgu melekleriyle karşılaşılır.
Müminin güzel amelleri, bu yeni hayatta birlikte olurlar. Ölümle başlayıp, ahiret hayatının ikinci devresi olan tekrar dirilme anına kadar devam eden devreye kabir hayatı veya berzah adı verilir.
iki çeşit kıyamet vardır. Birisi israfil (a.s.)'in Sur'a üflemesiyle kopacak olan ve Allah'ın dilediğinin dışında kainatta her şeyin öleceği kıyamettir ki, buna büyük kıyamet denir.
Diğeri ise her insanın kendi ölümüdür ki, buna küçük kıyamet denir. işte bu iki kıyamet arasında geçen zamana berzah denir.
Kabirdeki hayat dahil, ölümden sonraki ahirete ait bütün devrelere ait bilgiler, gayba ait bilgilerdir. Akıl ve duyularla bilgi edinme ve hüküm verme imkanı olmayan bu gibi konular Allah ve Resulü'nün haber verdiği bilgilerle sınırlıdır.
Yani Kuran ve hadis bu konuları yeterince aydınlatmaktadır.
Kabir hayatında, sual, azap ve nimet olarak üç durum söz konusudur. Kabirde sorgu-sual: insan öldükten sonra kabre konulunca münker ve nekir adında iki melek kendisine gelerek,
"Rabbin kimdir, dinin nedir, Peygamberin kimdir?" diye sorular soracaklar ve imân ve salih amel sahipleri bu sorulara doğru cevap vereceklerdir.
Bu sorulara doğru cevap verebilen müminlere cennet kapıları açılacak, cennet kendilerine gösterilecek ve bundan sonra kıyametin kopmasına kadar nimet ve mutluluk içinde bekleyeceklerdir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) kabir suali için, "Ölü mezara konulunca birine münker, diğerine nekir adı verilen iki melek gelir. Ona derler ki: 'Şu Muhammed (s.a.s.) denilen zat hakkında ne dersin?'
O da şöyle cevap verir: 'Allah'ın kulu ve resulüdür. Ben şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Muhammed O'nun kulu ve resûlüdür.
Bunun üzerine melekler biz böyle diyeceğini zaten biliyorduk' derler. Sonra onun mezarını yetmiş arşın genişletirler. Daha sonra ölünün mezarı ışıklandırılır, aydınlatılır." buyurur. (Tirmizi, cenaiz)
sayın ulu yazarları şimdide kabir azabının ne olduğuna bakalım ;
Berzah âlemi hakkındaki ayet ve hadislerde en çok kabir azabından bahsedilir. Kabirdeki azap ya da nimet, kişinin dünyadaki yaşama şekline göre olacaktır. Yani herkes berzah hayatında karşılaşacağı durumu bu dünya hayatında hazırlar. Çünkü berzah, dünyadaki iyilik ve kötülüklerin ceza veya ödülün verileceği ilk aşamadır.
Kuran ve hadislerde kabir azabı ile ilgili açık ifadeler bulunduğu için kabir azabına inanmak gereklidir. Kabir azabından haber veren ayetlerde
"iyilerle, kötülerin, müminlerle, kafirlerin hayatlarında ve ölümlerinde kendilerine yapılacak işlemlerin farklı olacağı, herkese yaşayışının karşılığı verileceği, ilâhi adaletin bunu gerektirdiği bildirilmektedir." (Casiye, 45/21-22; Tâhâ, 20/124; Tövbe, 9/101)
Firavun ve yakınlarının ölümden sonraki durumlarını açıklayan ayette, "Onlar (kabirlerinde kıyamet gününe kadar) sabah ve akşam ateşe arz edileceklerdir. Kıyamet koptuğu gün de 'Firavun ve kavmini en şiddetli azaba sokun' denilecektir" (Mü'minun 23/46)
Peygamber Efendimizin (s.a.s.), "Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur" (Tirmizi, Kıyame: 26) hadisi, bu konuda bir başka delildir.
Yine Efendimizin, "Kabir azabından Allah'a sığınınız" (Müslim, Cennet, 17) buyurması kabir azabının şiddetini ifade etmektedir.
Rabbim biz tüm müminlerin kabrini cennet bahçesine çevirsin inşallah.
Münker ve nekir meleklerinin sorgu yapacakları gecedir. Bu melekler simsiyah ve gözleri mavidir.
Rabbin kimdir, dinin nedir, peygamberin kimdir?
Diye sorarlar. Eğer mezardaki insan soruları doğru cevaplamazsa, melekler ipucu verip senin peygamberin hz. Muhammed...
Diyecektir. Bunun üzerinde kafir olarak ölen adam sorgudan yırtmak için:
+ evet hatırladım onu. Hakkında hep güzel şeyler duydum dünya'da...diye yanıt verecektir.
Akabinde göklerden bir ses yükselir:
+ yalan söylüyor. Ona ateşten bir yatak hazırlayın...
Ve kabri de daraltılır. Kaburgaları birbirine girer.
Tabi sorulara doğru cevap veren müminlere ise cennet manzaralı bir pencere açılır ve kabri genişletilir.
Münker ve nekir meleklerinin bizlere sorgu yapacakları gecedir.
Dört tane soru sorarlar. Bunlar:
1) Rabbin kim?
2) dinin nedir?
3) peygamberin kim?
4) hayattaki amelin neydi?
Bu sorulara doğru cevap verenlere cennet Penceresi açılır. kabir genişler ve toprak altında rahat edersiniz.
Şayet yanlış cevap verenler ise azap çeker. Onlara cehennem manzaralı bir pencere açılır.
Gözleri kör, sağır ve dilsiz bir adam gelir. Elinde büyük bir balyoz vardır. Ve size vurmaya başlar. Ayrıca bir yılan da musallat olur. işte bu işkenceye kabir azabı denir.
insanlar ve cinler hariç tüm canlılar bu azap çeken kişinin seslerini duyar.
Bazı insanların Geceleri mezarlıktan geçerken işittiğini iddia ettiği sesler aslında gerçektir!
O zalimler, ölümün boğucu dalgaları içinde, melekler de pençelerini uzatmış, onlara: «Haydi canlarınızı çıkarın! Allah’a karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve O’nun âyetlerine karşı kibirlilik taslamış olmanızdan ötürü bugün alçaklık azabı ile cezalandırılacaksınız!» derken onların hâlini bir görsen! Enam.93
ilk gece son gece saçmalıkları iyi prim yapar.
Arkadaşlar zaman kavramı mekan kavramı yok ölümden sonra.
Öldün zaman kavramından çıktın ayrı bir boyuttasın.
Orada gün ay yıl nedir bilmiyoruz. Sadece kıyamette dirilmek ve adaletle hızlıca yargılanmak var.
Gerisi efsane.
Ölumle ahiret arasi ne dense yalandir.cunku yaratici bize kuranda hic birsey bildirmemis.ama kiyametle herkez dirilecek ve o aradaki zamanin birkac saatlik bir uykuya benzettikleri tipki asabi keyf hadisesindeki gibi olacagi asikar.
kabirin dışında kalanlar için hayat durur. herkes için olmasa da bir insanın kaybı acıdır. ama asıl zor durum kabirde yatan için geçerlidir. asıl olay oradadır. ilk gece özellikle en zor olanıdır. çünkü ilk gece sorular başlar. kabirdeki insanın aklında cevaplaması zor olan çok önemli bir soru vardır: "bu diriler her gün helva mı yiyor?" (bkz: ölüler de sanıyor ki diriler hergün helva yiyor).
Oraya gidince sorulacak sorular bellidir. insanın o sorulara uygun yaşaması gerekmektedir.
Eğer sen zaten islama göre yaşadıysan Allah'ın emirlerine uyduysan orası sana göre kurtuluş yeridir. Eğer ki yaşamadıysan diyecek bir şeyim yok. Bilemem. Son olarak peygamber efendimizin şu sözüyle bitirmek istiyorum.
"Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahut cehennem çukurlarından bir çukurdur." Vesselam...
Her ne kadar fantastik kurgulara malzeme olsada koca bir hiçlikten başka bir şey değildir. bilincin yok ama soru soruyorlar cevaplıyorsun, azap falan çekiyorsun çok ilginç.