kabir azabı aslında islamla uzaktan yakından alakası olmayan, yahudilik inancından islama girmiş bir hurafedir. şöyleki kur'anda önemli konulardan (kıyamet, ahiret, cennet gibi) pek çok ayette bahsedilirken kabir azabı diye bir konudan asla bahsedilmez. sadece bu konuda uydurulmuş hadislerde bahsedilir. hoş aslında hz muhammed ve 4 halife kur'ana alternatif olmasın diye hadis yazılmasına, toplanmasına da izin vermemişlerdir.
islam inancında insan ruh + bedenden oluşur ki ölen ve mezara konulan kişinin ruhu mezarda değildir, berzah alemindedir; ahirete kadar ruh bedene dönemez. kısacası ruh ve beden ayrıdır. tanrı ruhsuz cesedi insan olarak muhatap alsaydı ahirette ruhları bedenlere geri gönderip yeniden diriltmezdi. tanrı mezarda çürümekte olan leşleri muhatap almaz, canlı, yaşayan, hisseden ve düşünebilen ruhu ve bedeni olan insanı muhatap alır.
tanrı madem ki ölülere azap ediyor; öyleyse ahirette yeniden niçin diriltiliyoruz ? ölü olarak devam edebilirdik, maden kabirde ölü iken öyle oluyor cehenneme ve cennete ölü olarak girebilirdik öyle değil mi ?
aslında aklı başında pek çok insanın yasin suresinin 51 ve 52. ayetini okuyup kabir azabı diye bir şey olmadığını anlaması gerekir. ahada aşağıya yazıyorum:
51 - sûr'a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden rablerine doğru akın ediyorlar.
52 - onlar: "eyvah başımıza gelenlere! mezarımızdan bizi kim kaldırdı? o rahmân'ın vaad buyurduğu işte bu imiş. gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler.
şimdi mezarda azap gören insanlar olsaydı haliyle ölümden sonra hayat olduğunu bilirlerdi. eyvah başımıza gelenlere, bizi mezarımızdan kim kaldırdı demezlerdi. " o rahmanın vaad buyurduğu işte bu imiş." sözlerini mezarda söylemeleri gerekmez miydi ?
şimdi diyeceksin ki yok tefsir, hadis vs, de geri edepsiz. kuran'da onlarca yerde " biz bu kitabı anlayasınız diye apaçık gönderdik." demiyor mu ? tefsire bakacakmışım, emevici emevi tefsiri, şii şii tefsiri, mütezileci mütezile tefsiri, taliban taliban kafasına uygun tefsir yapıyor. bırakın bunları.
islamda olmayan şeyleri islama sokmak bidattır ve büyük günahlardandır. cüppeli- züppeli takımının uydurduğu gibi hayırlı bidat vs de yoktur.
islam dünyasının en büyük uydurmalarından biridir. Kuranda olmadığı gibi hadislerle dine sokulmak istenmiş ve maalesef büyük ölçüde başarılıda olmuşlardır. Zira buna inanan çok müslüman var.
tabut içerisi çok sıcakmış gibi kıvranmak. samanyolu tv de bu şkildeydi. ha bi de yeşil balık adam kostümü giyen iki adamın sizi geniş bi kazanda pişirmesi. bu da samanyolundan.
kur'andaki firavunla ilgili ayetten kabir azabının olduğunu net bir şekilde anlıyoruz, zira ayette firavunun sabah akşam ateşe arzedileceği açıkça söyleniyor, sabah ve akşam dünyada olan bir kavramdır. zaten dünyayı onca kötülükle geçirmiş birinin kabirde buyur kardeşim istirahat et denmesi beklenmez, kabir azabı, suçlunun nezarete atılması gibi bişeydir, henüz hapse gitmemiş ama nezarette de bir nevi hapis hayatı yaşıyor, kabir azabı cehennem azabının demosu da denilebilir.
eğer kulak yemediyseniz etkilenmeyeceğiniz azaptır. zira kulak yemek en büyük günah olup ardından gelen burun boğaz la desteklendiğinde acaip bir azap oluşturur. azapta son nokta. diğer ruhlarda şöyle der bu sene iyi azap yaptı. derken jon röno aklıma geldi. nerden geldiyse amk.
neyse; tahtaya kafayı vurmak ya da vurmamak işte bütün mesele bu.
rivayettir. hadislere iman islamın şartı değildir. hadislerin yazarı buharidir ve peygamber değildir iki yüz küsür sonra yazacağı tutmuş yazmış. doğruluğu tartışılır. hadislerin tamamını peygamber kelamı olduğuna inanmak salaklıktır. buna inan varsa peygamberi küçük düşüren deve sidiği içme hadisinede inansın.
