valla lan. inanmıyorsan anıtkabire giden arkadaslara putperest diyen dindar sapkın sakallıya zor,sizde puta tapıyorsunuz işte peygamberimiz söyleymiş sunu yaparmıs bunu yaparmıs diye. aynı dine inananlardan nefret edecek kadar putperest olmusunuz * birde milleti eleştiriyorsunuz. seytan taslarken geberinde rahatlayalım pis sapkınlar.
kâbe allah'ın bu dünyada ki nişangâhıdır. kâbenin önemi budur. allah belli bir noktada olmadığı için müslümanlar kâbeye dönerler. bunu allah söylemiştir. allah'ın emridir yani. bunda sebep; siz ona dönün bana dönmüş olursunuzdur.
yani kimse kafasından bu işi yapmamaktadır. allah'ın emri bu.
ayrıca da kâbeyi müslümanlar nasıl görüyor görülmesi için;
--spoiler--
Habeşistan Krallığı'nın Yemen valisi olan Ebrehe, milâdî 570 yıllarında San'a şehrinde, 'Kulleys' adı verilen muhteşem bir kilise yaptırmıştı. Maksadı, Kâbe ziyaretine rağbet gösteren Arapların ziyaretlerini oraya çevirmekti. Bu duruma tepki gösteren bir adam da, gecenin birinde Kulleys'e girip içine pislemişti. Bu hakarete çok öfkelenen ve koyu bir hıristiyan olan Ebrehe, gidip Kâbe'yi yıkmaya karar verdi. Topladığı onbinlerce asker (altmış bin olduğu söylenir), Mahmud adlı büyük bir fil ve daha başka fillerle Mekke'ye doğru yola çıktı. Önüne çıkan bazı kuvvetleri de mağlup ederek ilerledi. Taif şehrine gelince askerlerin bir kısmını Mekke'ye gönderdi. Onlar da Peygamber s.a.v.'in dedesi ve Kureyş'in reisi Abdülmuttalib'in ikiyüzü aşkın devesiyle ahalinin hayvanlarını sürüp götürdüler.
Bu olayın peşinden Abdülmuttalib, gidip Ebrehe'yle görüştü, develerinin geri verilmesini istedi. Ebrehe dedi ki:
- Benden develerin istiyorsun da, Kâbe'den hiç söz etmiyorsun. Halbuki ben onu yıkmaya geldim.
- ben develerin sahibiyim kabenin de onu koruyacak sahibi vardır!
Bu görüşme sonunda develer geri verildi. Mekke halkı bu güçlü orduyla savaşamayacağı için, anlaşma gereği dağlara çekilip neticeyi beklemeye başladı.
Ebrehe ordusu büyük fili önden sürerek Mekke sınırına dayandı. Kâbe'yi halatla bağlayıp fillerle çekerek yıkmak istiyorlardı. Bu sırada Ebrehe'nin yol kılavuzlarından Nüfeyl b. Habib, koca filin kulağından tutarak şöyle bir şey söyledi, sonra da koşarak dağa çıktı:
- Ey Mahmud çök! Sakın ileri gitme, sağ salim geriye dön!
Mekke'ye girişte büyük fil direndi, zorlanınca yere yattı. Onu bir türlü Kâbe cihetine yürütemediler. O anda sürü halinde ebabil kuşları ortaya çıktı. Her birinin ağzında ve ayaklarında nohut gibi birer taş vardı. Bu taşları ordu üzerine mermi gibi boşalttılar. Kime rastlarsa delip geçiyordu. Askerlerin çoğu öldü; 'Fil Ordusu' dağılarak Yemen'e döndü. Ebrehe de dönüşte öldü. Kâbe ise olduğu gibi kaldı
--spoiler--
kabenin bir ismide beytullah'dır.beytullah ise allahın evi demektir,tabikide allah her türlü insan sıfatından münezzehtir.allah orayı biz müslümanlara bir yöneliş yeri olarak kılmıştır,aynı katolikler için vatikan,yahudiler için kudüste olduğu gibi.
islamiyet öncesi arap coğrafyasında kaç adet kabe varmış, bütün kabelerde hangi pagan ritüelleri uygulanıyormuş, bunların hangileri islamiyet'e geçmiş iyice öğrenin canlarım.
veya öğrenmeyin, bilgi cesaret gerektirir.
herkes de cesur olamaz.
omzunuzda melekler olduğuna, cennette hurilerle, gılmanlarla sonsuza kadar zevk alacağınız bir döngüye koştuğunuza inanmakla yetinin.
kimsenin ızdırabı olması gerektiğinden fazla değildir.
sizin ki de.
sizinle birlikte yaşamak zorunda olan bizlerin de.
kabenin etrafında dönenlerin kabeye taptığını zanneden din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden yeni çıkmış çocuğun düşündükleri.
hac vazifesinde kabe'nin etrafında dönülür, şeytan taşlanır, merve-say tepeleri arasında gidilir gelinir fakat bu ibadetin yapılma şekli öyledir. asıl ibadet edilen allah'tır. yazar ya bu ibadeti bilmemektedir ya da putperestliğin ne olduğunu.
şu da var ki putperest diye düşünülen hindular da belki zannedildiği gibi putperest değillerdir, çünkü onlara sorulduğunda yaratıcı'nın farklı şekillere girebildiğini, put dedikleri şeylerde de yaratıcının şekillendiğini düşündüklerini söylemektedirler. yine inandıkları bir yaratıcı vardır. bu yöntem de yanlış belki ama sonuçta herkesin inancı kendine.
(bkz: iftira)
kur'an'da kıblenin bir yön olduğunun belirtildiğini, islam'da kabe'ye tapma diye bir şeyin söz konusu olmadığını bilmeyen cahillerin çok çok hatalı ifadesidir.
delikanli arkadas madem o kadar iddiali baslik giriyorsun, rica ediyorum oku,
Bakara Suresinden:
Ayet 125 :Biz ta o zaman bu Beyt'i, insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kıldık. Siz de Makam-ı ibrahim'den kendinize bir namazgah edinin. Ayrıca ibrahim ile ismail'e şöyle ahid verdik: "Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rükû ve secde edenler için tertemiz tutun!"
Ayet 127 ;Ve ne vakit ki ibrahim, Beyt'in temellerini yükseltmeye başladı, ismail ile birlikte şöyle dua ettiler: Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur, hiç şüphesiz işiten sensin, bilen sensin.
Hac Suresinden:
Ayet 29 ;Sonra kirlerini giderip temizlensinler. Adaklarını yerine getirsinler. Kâbeyi tavaf etsinler.
Maide Suresinden:
Ayet 97-
Allah; Ka'be'yi, o saygıdeğer evi, haram ayı hac kurbanını ve (bu kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanlar(ın din ve dünyaları) için ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah'ın bildiğini ve Allah'ın (zaten) her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir.
Bakara Suresinden:
Ayet(144)-
(Ey Muhammed!) Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle), yüzünü mescid-i haram yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) hep o yöne dönün. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rabblerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir.
Bakara Suresinden:
Ayet(149)-
(Ey Muhammed!) Nereden yola çıkarsan çık, (namazda) mescid-i haram'a doğru dön. Bu elbette Rabbinden gelen gerçek bir emirdir. Allah, sizin işlediklerinizden asla habersiz değildir.
islamda kaynak 4 tur. Kuran , Sunnet , icmai ummet, kiyas i fukaha. Cok arastiramadan search ile bunlari yazdim , Hz.Muhammed s.a.s haccini tavafini yapmistir, ilgilenenler ayrica extra kaynak olarak hadis sunnet arastirabilirler, sorularlaislamiyet.com dan kaynaklari ile inceleyebilirsiniz
Bilmeden arastirmadan kendi varsayimlariniz dogru imis gibi yazmayin lutfen, saniyorum bazi arkadaslarin kabeyi tavaf etmenin kuranda yazdigina dair ,fikri bile yoktu ki oyle yazmislar,
kabeye tapilmaz, insan ilah olarak gordugu mabud a tapar, kabe nin etrafinda doner ki bu bir ibadettir ve Allah a taparlar, her bir hareketin bir anlami vardir,
Hac tamamiyla temsili hareketlerden meydana gelen bir ibadet seklidir, orada bembeyaz bir elbise ile insanlar mahser gununu hatirlar.
Tavaf, yani, Kâbenin etrafında dönme ise, kâinat nizamından alınmış bir ibadettir. Kâinatta gezegenler, güneş, elektronlar, çekirdek, pervaneler ateş etrafında dönerler; bu dönüşle merkeze olan bağlılık ve aşklarını göstermiş olurlar. Bu bakımdan tevhid dîninin sembolü olan Kâbe etrafında dönüş de, dîne olan aşk ve bağlılığı sembolize eder. Kâbeyi her dönüş bir merhale ve menzil aşarak 7 kat göklerin üstüne çıkmak, iç dünyamızda 7 basamaklı olan nefsin en aşağı tabakasından en üst basamağına yükselmek, insanî hayatın gayesine varmak, ruhanî hayata kavuşmak mânalarını da ifade eder.
ayrica anıtkabire giden arkadaslara putperest diyen dindar sapkın sakallı- , muslumanlarin yuzde kacini temsil ediyor?
herkes oyle bile olsa anitkabire gidince anitkabire tapmadiginiz icin ucbes sapkin sakalliya degil dinimize bakin,dinimiz yasak mi koymus anitkabire gitmeye , hayir. neden insanlari kullanarak dine karsi saygisiz entry ler giriyoruz acaba.
2+2= 5 mi 6 mi . bizde saftirigiz ya birsey bilmedigimiz icin ikisinden birini secicez.
Başlık açar açmaz kenara gecip,yan tarafındaki yazara dirsek atıp "bak nasıl kızdırdım,bak nasıl kudurdu" diyebilmek,köylü uyanığı tarzından ödün vermeyen,kendine malzeme çıkarabilmek için başlık açıp,mezarda niye yaptın dendiğinde götü dile gelip,bilmiyorum şeytana uyup attım dötümden diyecek olan bu kazayla müslümanlıktan çıkan trollere rica edeceğim prim vermeyelim...
Mekke'nin fethi sonrasında Muhammed Kabedeki putları bir bir kırıp bir tekine dokunmamıştır: Hacer-ül Esved. O taşı bugün hacıların öpüp okşadığını biliyoruz. Nedeni de Muhammed'in bu taşı öpüp okşamasıdır. Bu taş çok kutsal çok önemli olmalı ki Muhammed bunu bırak yok etmeyi saygı göstererek bu putu okşayıp öpmüştür. tıpkı putperestlerin yaptığı gibi.
Kabe 7 kez tavaf edildikten sonra Safa ile Merve tepeleri arasında da 7 kez koşarak gidilip gelinir buna "say" denir. Bu da hem islamiyet'ten önce vardır hem de daha sonra islam'da devam etmiştir. Bu iki tepe bir nevi puttu ve bu ikisi arasında koşmak da putlara yapılan ibadetti. Say edilmesinin islamiyet'te bile sürdürülmesi önce Ashabtan bazı kişilerin tepkisini bile çekmişti.
Câhiliye döneminde Safa ile Merve tepeleri üzerinde iki put bulunmaktaydı. Umretul-Kaza esnasında müslümanlar; "Bu iki tepe arasında nasıl tavaf ederiz? Çünkü biz cahiliye döneminde bu iki put için burada sa'y ederdik. Şimdi biliyoruz ki putlara saygı göstermek ve Allah'dan başka her hangi bir şeye ibadet için yönelmek O'na şirk koşmaktır. Bu iki taş arasında tavaf etmemiz de bunlardan biridir. Allah tarafından bugün islam gelmiş bulunmaktadır. ibadet kastıyla onunla birlikte başka bir şeyi yüceltmek için bir yol bulunmamaktadır"
öyle zeki bir peygamber var ki tarihte. peygamberler içindeki en zekisi. mekke'nin kabe ziyareti ile birlikte ne kadar gelir elde ettiğini, arapların nasıl da kültür empoze ettiğini biliyordu. tıpkı "son dindir" diye bir ifadenin konulması gibi, bu işlerde büyük zeka var. çok büyük.
akıllı olmak lazım. mantık, düşünmeden davranmak değil, öncesini sonrasını bilmektir.
bilerek mi yaziyorsunuz bilmedenmi anlayamadim ,komik ya,
numara 23 arkadasim:
akil ve mantikla birlik te bilgi de gerekiyor , yok bilgi yoksa akil ve mantigi kullanarak arastirip bilgi edinilebilir.
Haklisiniz kabe muslumanliktan once de vardi.Kabe yeryuzunde insa edilen ilk mabedtir.Hz. Adem insa etmistir ve biz Hz adem ide peygamber olarak kabul ediyoruz.Yeniden insa sini hz.ibrahim ve hz ismail yapmistir.
bakara suresi:
ayet 127: ibrâhim ile ismâil beytullah ın (kabenin) temellerini yükseltirken şöyle dua ediyorlardı. "Ey bizim Kerîm Rabbimiz! Yaptığımız bu işi kabul buyur bizden! Hakkıyla işiten ve bilen ancak Sen'sin."
Tipki allahin gonderdigi dinlere oldugu gibi insanlar kabeyide zamanla tahrif etmis icine putlar koymuslardir. Orada fal oklari aciyor, putlara tapiyorlardi.
yazinizda oncesinde de teksin allahim diyor sonrasindada , halbuki en basit kaynaklar bile cahiliye doneminde insanlarin bircok puta taptigini ve allahi sirk kostugunu bilir,
hacerul esvedi hz ibrahim zamninda hz cebrail vasitasi ile cennetten getirilen bir tas olarak kabul ediyoruz, ve bir tastir ama opmesi sunnet oldugu icin opuyoruz. Peygamberimizin s.a.v onu opmesi onun put oldugunu gostermez, Allah c.c kuran gondermis, onuda opuyoruz, sevdiginden bir hatirayi opuyorsun.
O zaman put ile hacerul esved arasindaki fark, birisini insanlar kendi elleriyle yapip tapip hatta yemisler(helvadan putlar) onu tanri olarak gormusler, digeri ise hz ibrahim doneminden kalma kabenin bir parcasi , tavafa baslama kosesi, bakin mantik akil hepsinden kullandik ayrica. Hacerul esved kabedeki putlarin yaninda dizili olan bir put degildir, sadece yaziyi yazmadan 30 sn google edin gorursunuz .Yani hacerul esved kabenin bir parcasidir , sonradan eklenmis bir put degil.
bu arada sunu paylasmak istedim:
kabe dunyanin altin oran noktasindadir, google earth ile kontrol edebilirsiniz.
peki say olayi nedir
ibrahim suresi :
ayet 37:
"Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe'nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler."
evet say olayi islamdan once hz hacer in (hz ibrahim in esi)iki tepe arasinda su aramasindan gelmektedir( merak eden arastirsin) ve oradan zemzem cikmistir, o yuzden hacc sirasinda hacilar bu iki tepe arasinda ayni sekilde kosarlar.
kafadan yazmayalim, hz muhammede s.a.v zaten islami birakmasi icin hersey teklif edilmistir ama o kabul etmemistir, en azili dusmanlari dahi onun emin oldugunu , asla yalan soylemedigini kabul ediyorlardi zaten.
buda konfucyusden gelsin,
-dusunmeden ogrenmek faydasiz , ogrenmeden dusunmek tehlikelidir-.( akil ve mantik devrede zannediyoruz ama kisa devrede, tabi bilmeden arastirmadan insani dinden uzaklastiracak yerlere gelebiliyoruz).arastirmadan ogrenmeden dusunup dusunup hayal gucunden yazmayalim lutfen.
bu başlığın altına entry girerek ve başlığı sol frame'de tutarak, farkında olmadan trolleri besleyen iyi niyetli ve saf yazar arkadaşları da anlamıyorum. çocukla çocuk oluyorlar.
bu saatten sonra din kültürü ve ahlak bilgisi dersi mi vercez eşşek kadar adamlara? amaçları ilgi çekmek işte, besbelli. ver eksi oyunu geç.
putperestlik islam' dan önce arabistan' da yaygın bir inanıştır. özü itibariyle put denilen bir nesneye tapılıyor gibi gözükse de aslında put burada bir aracı konumundadır. yani o zamanlarda yaşamış insanlar bir şey istediklerinde putlara aracı koyar, ibadet ettiklerinde onun önünde ederler ancak işin özünde ona tapmazlar. tabi zaman içinde her inanç gibi bu da çarpıtılmış ve putlar tanrı yerine koyulmuştur. putperestliği ilk anlamda alırsak kabe' yi tavaf etmek elbette putperest bir kökene sahiptir ancak tabi ki putperestlik değildir.
putperestlik islami kaynaklar tarafından ısrarla putların tanrı yerine koyulduğu bir inanç olarak gösterilmiştir. yukarıda değindiğimiz gibi putları tanrı sanan putperestler vardır ancak putlara olmasa da türbelere adak adama ve dua etme geleneği islam'da da vardır ve eğer putperestliği bu dar anlamda kullanırsak asırlar sonra birileri de islam' ı böyle değerlendirecektir.
açıkçası buradaki yanlış anlama islam' ın ilk yıllarından kalan bilinçli bir propagandadan başka bir şey değildir. putperestliğin aslında putlara tapma değil de putlara hürmet gösterme olduğunu göz önünde bulundurursak haccın da bu gelenekten geldiğini ifade edbiliriz.
ilkel inanç sisteminde var olan ve birçok dini etkileyen bir ritüeldir.
örneğin;şaman inancında hasta olan kişinin etrafında dönerek ondaki laneti paylaştıklarını düşünürdü şifacılar ve hasta kişinin yakınları.bu sayede hasta kişi iyileşecek ve ayağa kalkacaktı.şaman inanışına sahip türk kavimleri, x. asırdan sonra kitleler halinde islamı seçmelerinden sonra, bu adetlerini islam toplumlarına da geçirmişlerdir.özellikle türklerin ehl-i beytle olan yakın ilişkileri dolayısıyla dönüş biçimindeki ayinleri ehl- beyti daha fazla etkilemiştir.aradaki tek fark; şamanların dönerek hastayı iyileştirdiklerine inanmaları, ehl-i beytin ise dönerek hastalıktan kurtulduklarına inanmalarıdır.
kabede tavaf ise daha çok kutsama özelliğiyle önplana çıkar.ehl-i sünnet şaman türklerle çok yakın ilişki kurmadığından dönüş ayinini daha çok pagan inanışlardın ve yahudi topluluklarından almıştır.
sonuç itibariyle tüm dinsel inanış ve uygulamaları birbirine benzer.zira hepsi korku/kutsama/tapınma gibi kavramların ortaya çıkardığı ve yine aynı kavramların beslediği felsefelerdir.