Taksime çıkan funikuler metro sayesinde denizyolu ile uskudar ve kadikoy den gelenlerin en kısa surede taksim e çıkma imkanı yakalayacakları iş semti. aynı zamanda turistlerin taksim e gitmek için yuruyuş yaptıkları bolge.
tramvayın son durağı. ya da ilk durağı. duruma göre değişiyor haliyle...*
her gün beşiktaşa geçme sebebim. yürüyerek tramvay sonrasında okul. şaka maka güzel oluyor lan. üsküdardan motor 5 dakikada geçiyor beşiktaşa. beşiktaşta kadıköy iskelesinin hemen yanındaki-dünyanın en güzel manzaralarının birinde- sigara içip oturuyorum saatlerce. bir gün bir termos alın gelin hacılar. bağırın uludağsözlük diye ben ordayımdır bulurum sizi...
o değil de dünyayı güzel görmeye başladım lan. inşallah kısa sürmez bu hallerim...
üniversite stajımı yaparken şişhane-kabataş diye mekik dokuya dokuya bir hal olduğum semt. sahili mahili iyidir hoştur, inönü'ye giderken geçtiğim için de ayrıca candır canandır.
her gittiğimde deri eldivenli yarı çıplak 90-100 kadar adamı gördüğüm yer. gezi olaylarından beri cinsel organlarını özellikle türbanlılara değdiriyorlar. devletimizin kamerada görünmeyen bu adamlara çare bulmasını istiyorum. artık yeter.
güzel semttir ha. böyle kallavi. her yiğidin harcı değildir orada yaşamak. 5 kilo taşak ön koşulu vardır. ful cam cephe manzaralı evleri vardır. kiralar ortalama 2bin liradır. şehrin heryerine ulaşım mümkün ve kolaydır.
beşiktaş desen değil, tophane desen hiç değil. arada kalmış, mudanya feribotundan inen köylü bursalıların istanbulun en güzel yeri sandığı boktan yer. bide kaptan kafe diye biryer var ki düşman başına.
1 yıldır uğramadığım ve uğramamak için büyük çaba sarf ettiğim semt; ancak bugün bir şekilde yolum düştü.
Kabataş iskelesi; geçen yıl tam orada bir taksi ve otobüsün altında sürüklenen ve iki bacağını kaybeden henüz 19 yaşındaki üniversite öğrencisi kübra dere'yi aklıma getiriyor; onun sözleri kulağımdan gitmiyor; yüzü ve bakışı aklımda öyle yer etmiş ki...işte bu yüzden önünden dahi geçmek istemiyorum.
bir de Küçükçekmece var böyle...3 yıl boyunca iş dolayısıyla şirinevler-tüyap metrobüs yolunu gittim; ne zaman Küçükçekmece durağına gelsek aklıma serap eser geldi; bir gün dahi aklıma gelmediği olmadı. otobüse Molotof atılarak yakılan 17 yaşındaki kızı unutamıyorum. 2009 yılında kızın başına bu olay geldiğinde aynı yaşlardaydık aşağı yukarı...ama aklımda öyle bir yer etmiş ki...ben büyüdüm, ama o hâlâ çocuk...hep de öyle kalacak.