hayat rüya gibi
ask bir kumar gibi
kaybettim seni sevgili
yagmur gibi yaslar
akar gözlerimden
kahrettin beni sevgili
ask dolu geceler kadar yalnizim
sensizim sensiz
seni basima tac gözlerime yas ettim
su hasta kalbime askini ilac ettim
ben kendi kendimi sen mesut ol diye
kaderimle avutup nasil da harap ettim
ask bu mudur ey sevgili
bir ask vardir bir gönülde
kabahat seni seven
su benim deli deli gönlümde
sen baska dünyada ben sanki rüyada
bilemedim ey sevgili
ben mi çaresizim sen mi vefasizsin
bulamadim ey sevgili
ask dolu geceler kadar yalnizim
sensizim sensiz
her nereye baksam aci hatiran var
mazi hançer gibi derinden yaralar
ölmeyen askimi öldüren sen oldun
korkarim ki eyvah bize de ayrilik var
ask bu mudur ey sevgili
bir ask vardir bir gönülde
kabahat seni seven
su benim deli deli gönlümde
orhan gencebay'ın en şarkılarındandır. hayatınızdakilere hakettiğinden fazla değer biçip kendinizi harap ettiğiniz zaman dinlenmesi mübah olan eser. içtikçe dinleten dinledikçe içiren cinsten. *
göksel'in hayat rüya gibi albümünde seslendirdiği, daha önce orhan gencebay'dan dinlememiş bünyede dahi "bu şarkıyı orhan abi söylese çok süper olurmuş" şeklinde düşündüren, gönüllerde arabesk esintiler estiren, acıtan, sancıtan, yılmaz erdoğanlaştıran şarkı.
göksel'in yorumu da en az orhan baba kadar acıtan şarkı.
ha bir de pek fazla kimse bilmesin, ayağa düşmesin, hatta demet akalın bu şarkıyı dumtıs ezgilerle süsleyip bir dahaki yaza yetiştiremesin denilen şarkılardandır.
sözleri fena halde arabesktir ama melodisi biraz hareketlidir. orhan gencebay tarzının fırtına gibi estiği 70'li yılların, ilk dönem şarkılarından biridir. o döneme göre çok klas bir orkestra tarafından çalınmıştır. ara nağme geçişleri son derece başarılıdır.
uzun süre sonra göksel in sesinden dinlenildiğinde müzik, sözler hepsi yerine birbir oturup kişiyi kendinden alıp başka diyarlara götüren, oraların tam ortasında bırakıp giden şarkıdır.
okudum, hüzünlendim, günün geri kalanını bu hüzünle geçiriyor olacağımı bile bile okumaya devam edeceğim.
ne diyor yazar, sapı kırık hançeri kim sapladıysa, gelip o geri çıkarsın isteriz, gelmiyorsa eğer, o hançer hep orda saplı kalacaktır, kimsenin çıkarmasına izin vermeyecektir. o acıyla yaşayacaktır.
işte o hançer yazdırır bu sözleri sevgili sözlük...
orhan gencebayın müzisyenliğine diyecek bir lafım yok. fakat kendini pek fazla dinlemem. lakin şu sözlere bakınca vay be demek geliyor insanın içinden.
çok güzel sözlere sahip bir orhan gencebay şarkısı.
nasıl oldu anlamadım, kendimi bir anda lily allen, robbie Williams dinlerken burada buluverdim.
neyse, tanıma gelelim. ağzıma yapıştı kaldı bu şarkı. bazen sabahları bununla uyanıyorum. aklımda dönüyor oluyor, ağzıma yapışıyor. 'oha lan ne kadar gerçek!' hissi uyandırıyor. sitem değil, 'senden nefret ediyorum allah belanı versin' değil, 'bu b.ku ben yedim, kendi düşen ağlamaz' gibi biraz.
ha bu arada bir sürü cover versiyonu var ama açık ara göksel almış yürümüştür. tekrar tekrar dinletir kendini. bunun üzerine bir kez izel versiyonunu dinleme gafletinde bulundum, tahammül edemedim, kulaklarım yandı. sonuç olarak göksel candır.
Normalde arabesk sevmememe ve Orhan Gencebay’ın kendi sesinden hiçbir şarkısının bilgisayarımda olmamasına rağmen, Orhan Gencebay’ın usta bir besteci olduğunu düşünüyorum ve sevdiğim bazı bestelerini enstrümental olarak ya da hafif müzik çalgıları eşliğinde, biraz hafif müzik havası verilmiş tarzda başka sanatçıların yorumlarıyla dinliyorum. ‘kabahat Seni Sevende’ de Orhan Gencebay’ın en sevdiğim bestesidir. Azize Gencebay ve Kamuran Akkor yorumları güzeldir. Gitara da çok uyumlu bir beste olduğunu düşünüyorum. Yetmişli ve seksenli yıllarda enstrümental kaset çıkaran bir çok gitar sanatçısı bu şarkıya da mutlaka yer vermişleridir. Ben Cengiz Coşkuner yorumunu çok severim.