çok uzun olduğunu düşündüğüm film,süre kısaltılsaymış ortaya daha anlamlı bir film çıkabilirmiş,filmin sonlarına doğru sıkılmaya ve saatime bakmaya başladım,bu davranışı zaman zaman çevremdeki diğer kişilerde de gördüm.filmin konusuna gelirsek;filmin konusunun barındırdığı öğeler aslında biraz klişe;bir oğlunun olduğunu yıllar sonra öğrenen ve ölmek üzere olan bir adam,devlet destekli bir mafya babası,bir kız için çekişen iki erkek ve filmin sonunda klasik ''aşıklar herzaman buluşur'' sloganı...bu tip klişeleri hem kendi sinemamızda hemde yabancı sinema filmlerinde rahatlıkla görebilirsiniz.bence filmi izlettiren,ve filme geçer not aldırtan kişiler oyuncular...şener şen ve kenan imirzalıoğlu ortaya çok güzel bir iş çıkarmışlar,özellikle kenan imirzalıoğlu'nun oyunculuğunun dahada geliştiğini gördüm...filmi izlemek asla bir zaman kaybı değil yalnız size katacağı çok fazla birşeyde yok,şener şen ve kenan imirzalıoğlu'nun oyunculuklarını izlemek için gidilebilir..
şaşırtan film. elde şener şen ve kenan imirzalıoğlu varken daha fragmanını görünce hayatta kaçmaz denen filmin aslında öyle kaçırılsa çok da bir şey kaçırılmış olmayacağını görünce enteresan geldi. konu güzel aslında. ama çekimler, vurgu yapılan yerler bi tuhaf. gayet basit geçilebilecek yerler kocaman altı çizili çekilmiş de, esas vurulabilecek yerler es geçilmiş sanki. o da yönetmenin yorumu herhalde...
devranın yaptığı tüm katliamın ve filmdeki olayları çıkış noktası, karaca denen salak kızın yaptığı penis boyu muhabbetidir.
senin yüzünden kaç kişi öldü a salak...
işte bu yüzden boyu değil işlevi önemli demiş büyüklerimiz.
kabadayı ile mafya ayrımını başarılı bir şekilde yapmıştır. ali osman bu farklılığı şöyle dile getirmiştir; " benim arkamda milletvekili yoktu, karı satmadım, uyuşturucu işine girmedim, herşeyi kendi bileğimde yaptım." yerinde göndermelerdir bunlar.
her ne kadar orjinal bir senaryoya sahip olmasada şener şen için gidip izlenmesi gereken filmdir. bunun disinda rasim öztekin'in yine iyi performans cikardagi film olmus. ayrica kenan imirzalioglu adina besledigim tüm önyargilari bir cirpida silip atmış filmdir. kisacasi cok iyi olmasada oyunculuklari acisindan göz dolduran yapimdir. gidip izlemekte fayda vardir.
hakkında başrol oyuncularından kenan imirzalıoğluyla röportaj yapılırken, kendilerinin yıldız teknik matematik öğretmenliğinden mezun olduğunu öğrenmeme vesile olan türk filmi.
bu filmi izledikten sonra dudaktan kalbe tat vermemeye başlar. * bunun nedeni de lamiayı her görüşümde, aklıma aslı tandoğan ın kenan imirzalıoğlunu çok pis rezillediği sahnenin gelmesi olsa gerek.
Mükemmel oyunculukların olduğu mükemmel bir film. senaryosu tırt gibi dursa da aslında mükemmel temaların işlendiği bir senaryodur. Tüm oyuncular ismail * dışında iyidir. en çok kenan imirzalıoğlu şaşırtmıştır mükemmel oynamıştır. sinema çıkışında arkadaş diyologları:
-şener şen harcanıyor Türkiye'de
+abi şener şen'e alıştık da Kenan imirzalıoğlu dağıtmış yaa, süper oynamış adam.
-susun lan racon bitmiştir.
ali osman : bugün birileriyle bir görüşme yaptım
murat: hangi birileriyle ?
ao: bu devran denilen adamın patronuyla
m: devranın patronuda mı var ?
ao: varmış
m: ne istediler ?
ao: senin tanıklıktan vazgeçmeni
m: sen ne dedin ?
ao: konuşurum dedim
m: ee
ao: işte konuşuyorum
m: hayatta olmaz
ao: dur öyle hemen...
m: hayatta vazgeçmem
ao: oğlum bir dinle
m: yok konuşulucak bir şey yok
ao: dinlesene yahu
m: neyi dinleyeceğim ya teoman abimi öldürdü o herif karaca nın haline bak. o alçağın o şerefsizin yanına mı kalıcak yaptıkları
ao: hayır ama karşıda kimlerin olduğunu bilmiyorsun adamlar çok güçlü çok karanlık. kim vurduya mı gitmek istiyorsun evladım
m: bpşuna konuşmayalım hiç
ao: inatçılık yapma bu alemi tanımıyorsun daha mahkeme kapısına varmadan yok ederler adamı dinlerler mi seni belki
m: belki seni dinlerler nede olsa eski mafyasın.
ao: ne dedin sen
m: mafyasın dedim
ao: ne diyon ulan sen ağzını topla ağzını kim söyledi sana mafya olduğumu ben mafya değilim hiçbir zamanda olmadım benim arkadamda polis yoktu milletvekilim yoktu ben ne uyuşturucu ne silah ne fahişe sattım. ben işimi tek başıma gördüm. düşmanlarımla tek başıma hesaplaştım. ve yaptığım herşeyin bedelini ödedim. sen kim oluyosun da sen kim oluyosun da ... ( ali osman hastalığı nedeniyle lafını unutur.)
şener şen'in oyunculukta artık en üst noktalardan birine ulaştığını bize gösterdiği filmdir. gönül yarası'ndaki oyunculuğu da muhteşemdi. öyle ki ben sinemanın teknik yönünden anlamayan sıradan bir izleyici olarak bile şener şen'in mimklerindeki, bakışlarındaki ustalığı anlayabiliyorsam bu adam bu konuda aşmış artık diyordum. kabadayı'yı izlerken de şener şen'in oyunculuğuna odaklandım, yüzünü izledim ve duyguyu mimikleriyle bu kadar iyi anlatabilen bir oyuncuyu izlemenin tadına vardım.
spoiler ihtiva ediyor diye silinmesi üzerine düzeltme:
--spoiler--
eski topraklarda arkadaşlığın ne demek olduğunu ve hangi şartlarda dostun satılacağını, aşkı işe karıştırmanın nelere sebebiyet verdiğini, mertliğin ve ortaya yüreğini koyarak sevdiklerini savunmanın kısaca "baba" olmanın getirdiklerini götürdüklerini ve hatta günü geldiğinde bir eşcinselin de ne kadar "delikanlı" olabileceğini, baba bildiği kişi için ölüme posta koyabileceğini anlatan usta işi bir türk yapımı. sinema salonunda maskeli beşler bilmem nerde, çılgın dersane gençliği ne frikikler veriyor tarzı tek organa hitap eden filmler arasında adını görmek bile insana bataklıkta açan çiçeği görmüş etkisi yapıyor.
ayrıca; rasim öztekin'in izlerken helal olsun "ibneye" dedirten bir performans çıkardığı "sürmeli" karakteri ve kenan imirzalioğlu'nun adını sözlükte unutulmayan kotu karakterler başlığına "devran" diye bakınız verdirecek kadar mükemmel bir aşık, bıçkın bir muhbir, aşk uğruna adım adım kendi sonunu hazırlayan psikopat mafya karakteri kompozisyonu çizdiğini,
son olarak da şener şen'in eşkiya'daki baran'dan sonra kabadayı'daki ali osman rolü ile yine benzer bir karakteri kendine has tarzıyla ve olağanüstü oyunculuğuyla kotardığını, biz sinemaseverleri mest ettiğini şener ustanın önünde saygıyla eğilerek belirtmek gerekir.
filme damgasını vuran cümle ise : dördünüz toplansanız bir sürmeli etmezsiniz...
--spoiler--
ilk yarım saati beni pek sarmayan daha sonra özellikle ikinci bölümde insanı alıp götüren süper ötesi bir film. ayrıca kenan imirzalıoğlu ilkleri yaşatmıştır. ilk kez kötü adam oynamıştır ve ilk kez süper esprilerle yarmıştır. kötü adam olmasının sebebi sonradan anlaşılıyor* ama sonuçta kötü karakter olmasını değiştirmedi. ayrıca bir insana takım elbise bu kadar çok mu yakışır. üstüne bir de karizmatik gözlük takma sahneleri çekince kenan imirzalıoğlu bendeki sevgisini ikiye, üçe katlamıştır. bir tek o dansöz elbiseli resimleri çektirmeyecekti.*
eşcinsel olan sürmeli karakteriyle rasim öztekin filmde bombalar patlatarak seyirciyi epey güldürmüştür.
şener şeni zaten hepimiz biliyoruz anlatmaya bile gerek yok. özellikle filmin bir bölümünde aynaya attığı bakış hala süper oyunculuk yapabildiğinin en iyi göstergelerinden biriydi.
mutlak surette gidilmesi gereken başarılı türk filmi. ömer vargı yönetiminde, yavuz turgulun başarılı senaryosuyla buluşan film, ilk denebilecek sahneleri, replikleriyle kendine çeken dehşetül vahşet bir şey.
--spoiler--
"en çok kızdığım şeylerden biri, bana mafya denilmesi. mafya silah kaçakçılığı, uyuşturucu ve kara para ile uğraşır. allahıma binlerce şükür, benim bu konularla yakından uzaktan ilgim yok. zaten suçlandığım konular bellidir. onun için diyorum ki, ben mafya değilim, kabadayıyım. hatta iddia ediyorum, en son kabadayıyım. zira gerçek kabadayı kalmadı. eline silah alarak savunmasız insanları korkutan, uyuşturucu, silah kaçakçılığı yapan, büyüğüne saygı, küçüğüne sevgi göstermeyen kişiler mafyadır. ben, yaşı benden bir ay bile büyük olan kişiye ağabey diye hitap ederim. halen annem bağırdığında cevap vermez, susar, siniri geçince sarılır elini öperim. bu saygı, gelenek göreneklerimizde vardır. kabadayı gücü ne olursa olsun düşmanı bile misafir gelse, o an husumeti bir kenara bırakır, ayağa kalkar en iyi şekilde ağırladıktan sonra gönderir. kabadayı savunmasız insanlara korku salmaz, tam tersine yardım elini uzatır, ama ülkeyi soyanların haksız kara para kazananların korkulu rüyasıdır."
--spoiler--
filmdeki ali osman karakterinin savunduğu da tam olarak budur. acaba...?
film beklentileri altüst edecek derecede ilginç. abartısız olması gereken yerlerde abartılı; abartılı olması gereken yerlerde ise tam tersi bir durum izlenmiş.
--spoiler--
örneğin son sahnelerin gerilim ve dramatik olması gereken yanları var. ama devran adlı karakterin karaca hakkında yaptığı espriler silsilesi olayın tadını kaçırıyor.
mesela ali osman (şener şen'in) diğer kabadayı arkadaşlarından son ana kadar sürpriz bir hareket bekleniyor ama gelmiyor.
adam patronunun boğazını kesiyor ama üstüne bir damla kan bile sıçramıyor. ve sanki yönetmen de bunu farkındaymış gibi, devran üstüne bakıyor sıçramış mı diye? /kontrol çekiyor ama yine de tık yok.
--spoiler--