kaan ince

entry32 galeri3
    7.
  1. 2 Şubat 1970'te Ankara'da doğdu, 11 Ağustos 1992'de istanbul'da kendi isteğiyle yaşamdan ayrıldı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde öğrenim gördü. Şiirleri Çağdaş Türk Dili, izlek, Promete, Yazılı Günler gibi dergilerde yayınlandı. Ölümünden sonra izlek dergisinin girişimiyle "Kaan ince Vakfı" kuruldu.
    1 ...
  2. 6.
  3. "ve ben güzün ağlayacağım,
    sulara çekileceğim dönerken balıkçılar,
    yakamoz göreceğim dümensiz simsiyah gözleri,
    öleceğim,
    ve ben..."
    3 ...
  4. 5.
  5. altında adının yazdığı yaklaşık 60-70 şiirin çıktısını alarak o gittikten 15 yıl sonra kitap adını taşıyamayacak büyüklükteki dizelerini elime aldığım, yaşasaydı da tanışsaydım dediğim şair insan.

    "...yasak dizelere girebilirdi ancak kaçak sözcükler,
    ancak ölüm hüzünle şiirlere,
    acemi yüreğim girerken yirmisine,
    bilemiyorum gözlerim kimde ?..."
    3 ...
  6. 4.
  7. kaan ince, çok genç yaşta uçup gidenlerden, aramızdan biri, sıkı bi şair, 2 şubat 1970'de ankara'da doğar. ilk, orta ve liseyi ankara'da bitirir. 1986'da şiirle ilgilenmeye başlar. 1990'da ankara üniversitesi sosyoloji bölümüne girer. ocak 1991'de milliyet sanat genç şairler köşesinde ilk şiiri yayımlanır. çağdaş türk dili, yazılı günler, damar, promete, karşı dergilerinde şiirleri yayımlanır. nisan 92'de yaşar nabi nayır şiir yarışmasında "mektup" şiiri yayımlanır. 1992'de "gizdüşüm" adı altında yazdıklarını bir yayınevine verir. 11 ağustos 1992'de, istanbul kadıköy'de, ümit oteli'nde 05.00'de atlayarak canına kıyar. 20 ocak 1993'de "kaan ince kültür ve sanat vakfı" kurulur. ekim 1993'de de "izlek" dergisi çıkar.
    afşar timuçin, kitabın önsözünde "kaan ın bıraktığı" başlığı altında şöyle der: "zamansız ölüm yoktur, erken ölüm vardır. ölüm ölümdür. şu ya da bu şekilde oluşu birşeyi değiştirmez. yaşamı savunmak gerekir, ancak ölmeyi bilmek de birşeydir. bazen ölüm bizi yakalar, bazen biz yakalarız ölümü elimizle."

    * işte "mektup" şiiri:

    mektup
    yarım kalmış acılar denizi pencereme konardı geceyle, savrulurdum. gözyaşı kokusuyla dolu bir kuğu, zamanın sonuna kalkan, sürgünümdü; göz mavisi duman, sessizliğim. aktım ölü deniz kızıyla gökkuşağı saklı mektubun içine, pulumuz rüzgar oldu, postacımız güvercin. civa gibi eridik kabımızda. kırmızıya gittik. hemen yokladım yüzümü yağmurun yuva yaptığı ellerimle. iyice şaşırmıştı alıcısı vapur ıslığımızın. saplandı gözlerimin ışığı yeni güne.
    mermer bir kayıkla geri döndük
    diğer yarısına acının,
    usulca çekildi deniz,
    son bulduk, yenildik.
    artık yataksız bir liman yüreğim, soğuk ve loş. kırık
    düşlerim. serçelerde gözlerimin buğusu. buruk içim.
    böylesi bir yenilgiyi beklemediğim için
    sabahın en serin ucunda bağıran ben
    intihar edecekmiş gibi sıkıyorum
    düşük boynuma asılı sonbaharı.
    çekildi yaşanan hıçkırıklara, yaşanmayan düş kırıntılarımızla boğulduğumuz odaya. düştü saat duvardan, telefon diye çevirdim yelkovanı: imdat. akrep soktu kendini. çan sesleri, ezan sesleri, mart sesi, çatılarda kaldı gecenin gizi. unuttum mektubun içinde boğulduğumu. elveda.

    "haritası parçalandi ellerimde gecenin,
    bir yitiriş değil bu, sınırlari tutamadım yerinde, gözlerime doldu sular,
    şimdi zaman oynak bir gölge. nasıl başlasak geri dönmemek
    için? hüzünkıran ardında saklanan kalbimle, artık,
    okyanuslara açılmak geçmeli içimden. biliyorum. ama kavuşmalar
    ayrılıktır bazen."

    sibel poetry de şairin bütün şiirleri bulunabilir..
    2 ...
  8. 3.
  9. 2.
  10. 2 Şubat 1970 tarihinde Ankara'da doğdu, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde okudu. 11 Ağustos 1992 yılında istanbul'da kendi isteğiyle yaşamdan ayrıldı. Şiirleri Çağdaş Türk Dili, izlek, Promete, Yazılı Günler gibi dergilerde yayımlandı. Ölümünden sonra izlek dergisinin girişimiyle Kaan ince Vakfı kuruldu. 1992 yılında Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödüllerinde "Dikkate Değer Şairler" arasında yer aldı.

    Bir otel odasının camından kendini bırakmadan önce son yazdığı satırlar:

    "Düştü saat duvardan
    telefon diye çevirdim yelkovanı:
    imdat. Akrep soktu kendini
    çan sesleri, ezan sesi,
    martı sesi,
    çatılarda kaldı gecenin gizi.
    Unuttum mektubun içinde boğulduğumu... elveda"
    8 ...
  11. 1.
  12. hayatın ağırlığını 22 yaşında omzundan silkip atmış , kelimelere verdiği fahsoları gördükçe keşke yaşasaydı diye üzüldüğümüz bir şairdir .

    bulmacanın kara kutuları gibi cezalıyım.
    kuruyor ellerimde umutsuz bir güneş.
    gece öldü....
    ölüm öldü....
    ben gördüm

    dizeleri ne zaman aklıma gelse umud otel'in boş koridorlarında gezinen kafiyeli yalnızlıkların sesleri duyulur beyaz sayfalarında kadıköy'ün ...
    13 ...
© 2025 uludağ sözlük