hakan ile eşanlamlı sözcüktür. köken olarak da aslında aynı sözden gelirler. ingilizce ve diğer batı dillerinde khaqandır bu sözcük.
türkçe'deki değişimle ilgilidir bu. -kh- sesi zamanla ya yumuşayarak h'ye ya da sertleşerek k'ya dönmüştür. q ise anadolu'da ğ'ye dönmüştür. azerbaycan'da hâlâ khaqan yazılır.
Eski Türkler baba yönünden Kağan oğlu olanlara "Tigin", ana yönünden Kağan oğlu olanlara da "inal" derlerdi. Bir prensin Kağan olması için; hem Tigin, hemde inal olması gerekliydi.
Kaynak: Mert Açıkgöz, Büyük Türk Milleti, Ankara 2012, s.193 *
Kağan veya kaan, Moğol ve Türk devletlerinde hükümdarlar tarafından kullanılan unvanlardan birisi ve göreceli olarak en eskilerindendir. Avarlar döneminden beri Türk devlet kültürü "kağan" sözcüğünü barındırmaktadır. Bu bağlamda "kağan",
Tanhu , Hakan , Bey , Toktamış , Giray gibi Türkçe bir sözcük olup Türk devletleri için ayırt edici bir özellik de oluşturur. Kağanın eşine ise kağatun denilir.
Kağan, Orta Asya Türkleri'nde ülkenin sahibidir ve imparator anlamına gelir. Kağan, ülkenin asıl sahibi olduğu için Osmanlı imparatorluğu hariç federal yapı(ikili teşkilat) ile yönetilen Türk devletlerinde kuzey ve doğu yönlerinde otururdu. Bunun en somut örneği Asya Hun imparatorluğu ile Gök Türk Kağanlığı gibi Orta Asya döneminde Türk siyasi birliğinin sağlandığı eski Türk devletleridir. Asya Hunları, Kuzey Hunları-Güney Hunları; Gök Türkler ise Doğu Gök Türkler-Batı Gök Türkler olarak ikili yapıya ayrılmışlardı.
Kağanın yardımcısına yabgu denilir.