sabah işe giderken akşam eve dönerken zamanın değerli olduğu öyle saatlerdir ki efendim durakta saniye farkıyla kaçırılan bir otobüs bile insanı dumur eder günü işkenceye çevirir;kısaca ağız burun dudaklar ve tüm sinir sisteminin şaha kalktığı anın fotoğrafıdır.
bazen zamanında yakalar koltuğumuza kuruluruz otobüse koşan insanları kimi zaman keyifle kimi zaman süzülerek takip ederiz;kimi zaman da dışardaki biz oluruz ve araçtaki insanlar bizi mezelenirler ya da olayın verdiği sinirle biz kendimizi şekilden şekle sokarız kimbilir.
efendim bu hengame sırasında birbirinden enteresan fonetikler jargonlar ve jestiküller görürüz duyarız işitiriz.yaşlı bi amca ya da teyze genç bir delikanlı belki de orta yaşlı bir adam hepsi kompleks bir tepki verir kaçan otobüse;
-geahhhh beklesen ölür müsün
+bok var bok noldu gidince sanki
*yatacak yeriniz yok aluuuuu
"ben seni yakalarım ama elbet
'boyun posun devrilsin inşallah utubüs
vs vs vs tepkilerle pozdan poza girer talihsiz yolcular.
lakin bu ne ilk ne de sondur çünkü kalp vurdukça hayat devam edecektir...