bitse de gitsek türünden bir psikolojidir, oldukça zordur.. çok zor azizim.. daha önce aynı duvara işediğin, sarhoş olup yanında kustuğun, "bu sigara çok iyimiş olm" tepkileriyle keyiflendiğin arkadaşlarının da orada olması durumu daha da yokuşa sürer. hele bir de daha önce hiç bir kız isteme ritüeline katılmamışsan durum daha da vahimdir.
ben açıklayayım da en azından bundan sonrakiler bu duruma düşmesin. kız istenir ve kız evinin büyüğü kızı verdiğini beyan ettiği anda herkes bir anda ayağa kalkar. o anda telaşlanıp herkes ayaktayken bi oturan siz olmayın, evli olan bireyler "öp öp" şeklinde tempo tutarlar yoksa..
ve en önemlisi de el öpmedeki hiyerarşidir. öyle bir ayarlayacaksın ki kimin elini önce öpeceğini o anda sudan çıkma balığa dönmeyesin. zaten ilk 4 saniyeden sonra kendini kaybedip uzatılan tüm elleri öpüyorsun. hatta hızını alamayıp çocukların bile elini öpebilirsin. bu boşluğundan yararlanmaya çalışan muzip arkadaşların varsa o anda sana elini öptürebilirler dikkatli ol.
sonra yüzükler takıldığı anda tanımadığın bir sürü akraba edinmiş olacaksın ve hepsine gülümseyerek "teşekkür ederim" diyeceksin. terli terli yanakların biri gider diğeri gelir. hayatında en fazla eli o anda öpeceğinden emin olabilirsin. fotoğraflarda gülümsemeye dikkat et seneler sonra kendine bakıp "burda ne mal çıkmışım amk" dememek için, çekilen fotoğrafların facebook'a konulacağını ve senin de ekleneceğini "yeni akraba" olduğun için etiketi kaldıramayacağının farkında ol, titre ve kendine dön!
b?k gibidir. her şeye uyuz olur. kahveyi alırken kıza hafif bir tebessüm edeyim mi etmeyeyim mi bile büyük baskı oluşturur kız evinin büyükleri yanında.yani hangi birini anlatayım. ailenizdekilerin gaftaları karşı tarafın saçmalamaları her şey batar size.
"ulan zikcem şimdi seni kayınbirader bozuntusu bakma lan öyle hassktir bakıyo zıçtın zıçtın sen al böyle boktan bi ülkede yaşarsan kız istemeyle de uraşırsın. lan it herif bak hala bakıyo. vermicek lan kızı bana vermicek galiba." damat adayının psikolojisi daha buna benzer türlü moral bozucu şeylerin içinde boğulur.
bu konuda, uzun süren gözlemlerim sonucunda çok ağır komedi durumlar tespit etmiştim; ta ki sonuncusunu görene kadar.
efenim, küçük halam, birkaç kuzen, arkadaş vs. derken bir sürü kız isteme ritüeli ve söz görmüşlüğüm var, ama sonuncusu çok fena idi...
haber verildi, "müsaitseniz, rahatsız edicez" diye ve geldiler. damat olacak adamın babası, kız isteme stresini gayet normal yaşıyor; hakeza annesi de. fakat, damat adayı hiç öyle değil, adam yoga yapıp gelmiş. huşu içinde, kartal gibi bakıyor, böyle kendine güven erdoğan da yok, o kadar kendinden emin. baktım acaba numara mı yapıyor, terleme var mı, en küçük bir ter belirtisi.. yok, zerre yok efenim, tane tane konuşuyor, kızın babası kızı değil evi de beraberinde paketleyip vericek birazdan diye düşünüyordum ki, stresli ve normal damat babası söze girdi, birden ellerimin terlemiş olduğunu farkettim ben.* neyse, her şey yerinde güzel bence, kız isteme zamanı damat dediğin terler, biz türk anarşistleriyiz, klişeler canımızdır bizim.* kaldı ki, ben istenen kız olsaydım, bu korkusuz damadın yüzüne bakmazdım ertesi gün!**
işin tuzlu kahve kisminda allak bullak olan psikolojidir.
na buraya yaziyorum, o kahveyi icmeyecegim arkadas. icerde uc-bes kiz o halini gorup kikirdayacak diye sen les gibi seyi icmek zorunda kalacaksin.
vurun abaliya durumu. ortamdaki her saniye damat adayinin psikolojisini derinden sarsar. o esnada evlenmesek daha mi iyi? diye dusunmuyorlarsa ben de damat adayi olmayayim.
uzun zaman tanıdığı, sevdiği kızı sırf yanında anne babası var diye neredeyse tanımazdan gelen damat adayıdır.
kaçak bakışlardan başka sevdiğine bakamaz. eğer iyi bir işi varsa oğlumuz ne işle meşgul sorusunu bekler. eğer işi iyi değilse içkisi sigarası yok kısmının gelmesini bekler.
aslında sonuç bellidir lakin yinede fena streslidir damat. abimden hatırlıyorum çocuk buram buram terlemişti. ilk kez bu kadar heyecanlı görmüştüm onu. hele ailelerin ilk buluştuğu akşam tamamen tutulmuştu sanki. yemek esnasında masanın tüm esprileri benden çıkıyordu. abim için yapmalıydım bunu. yaptımda fena ısıttım ortamı.
saygıdan götünün ayrıldığı bir psikolojidir. bilimsel olarak araştırılıp üstüne tez yazılması gereken psikolojidir. öyle ki psikoloji yakalanmışken tuzlu kahve dahi içirilir.*