"firavun'a ait kraliyet arabası mısır'da müzede sergileniyor, bu arabanın benzerinden denizin ikiye ayrıldığı yerde yapılan araştırmalarda bulundu."
gibi yalanlarla açıklanmaya çalışılan gerçektir.
söz konusu araba, öyle denizin ikiye yarıldığı yerden filan değil, tutankamon'un mezarından çıkmış olup, tutankamon'un efsanevi firavunla bir alakası yoktur. mısır müzelerinde söz konusu araba dışında firavunların döneminden kalma başka araba da yoktur; zira tutankamon'unkiler hariç tüm firavun mezarları binlerce yıl önce soyulmuştur.
şu müminleri kandırmak ne kadar kolay! işlerine gelen bir şey söyle, ötesini berisini hiç araştırmadan inanırlar. bak "rusya bilimler akademisi bülteni"ni referans gösteriyor! sayı, tarih, link?
her şey iyi güzelde konu neden dine gelince din kanıta ihtiyaç duymuyor, din tartışılmıyor. hadi allah tartışılmasa anlayacağım da din neden tartışılmıyor diye düşündüren bir serzeniş.
Naum Volzinger ve Aleksei Androsov adlı iki Rus matematikçi, Hz. Musa'nın Kızıldeniz'i "ortadan ikiye" ayırmasının mümkün olduğunu matematiksel olarak kanıtladılar. Rus matematikçiler, bu mucizenin olasılık hesabı üzerinde duran bilim adamlarının aksine, mucizeyi oluşturabilecek koşulları incelediler ve bu incelemeler onları mucizeyi doğrulayan sonuçlara ulaştırdı.
Firavun'a ait kraliyet arabası Mısır'da müzede sergileniyor, bu arabanın benzerinden denizin ikiye ayrıldığı yerde yapılan araştırmalarda bulundu.
Söz konusu bilim adamlarının Rusya Bilimler Akademisi bültenindeki açıklamalarına göre, Kızıldeniz'de o zamanlar yüzeye yakın dev bir kayalık bulunmaktaydı. Bu durumdan yola çıkarak, söz konusu bilim adamları, kayalığın su seviyesi üzerinde kalmasını sağlayacak fırtınanın şiddeti ve rüzgarın hızını belirlemeye çalıştılar. Yaptıkları çalışmalar sonucunda, hızı saniyede 30 metreye ulaşan bir rüzgarın, denizin çekilerek kayalığı su seviyesinin üzerinde tutmasını sağlayabileceği anlaşıldı. Rusya Okyanusbilim Enstitüsü'nden Naum Volzinger, bu durumda sayıları 600 bini bulan Yahudi'nin 7 kilometre uzunluktaki kayaları izleyerek, dört saatte karşı kıyıya ulaşabileceği sonucuna vardıklarını anlattı. Yahudilerin geçmesinden yarım saat sonra ise kayaların yeniden sular altında kalmış ve onları takip eden Mısırlıların da bu şekilde boğulmuş olabileceğini söyledi.210 Ayrıca Volzinger, çalışma arkadaşı Androsov ile birliket Isaac Newton'un şu sözünden yola çıkarak bu çalışmaya başladıklarını ifade etmiştir:
edit: inandıgım için paylasmadım. maksat paylasalım,öğrenelim
deniz yarılmıyor geçiş nil deltasında sazlık alanda sular çekiliyor. akdenizde santorini adası patladığında deprem dalgaları gelgitlere yol açıyor. atmosfere yayılan lav bulutları mısırdaki meşhur on felaketin ana kaynağı oluyor. sular yayaların geçebileceği kadar sığlaşıyor ancak ağır mısır savaş arabalarını balçıklaşmış arazide yutuyor.olay tevrata geçerken abartmalarla tasvir ediliyor. her bir felaket bilimsel olarak bir temel oturtuldu sadece doğan ilk erkek çocukların ölümü nasıl oldu sorusu muğlakta kalmıştı. onada eski mısır dinine fenikelilerden gelen bir adet olan ilk erkek çocukların kurban edilmesi dokuz felaketten sonra kafayı yiyen mısırlıların bizzat oğullarını tanrıları yatıştırmak için öldürdükleri öne sürülüyor. mısırlılar kayıt tutarken yenilgilerini ve kötü hatıralarını her zaman gözardı edip görmezden geliyorlar. resmi tarihin babasıda mısırlılardır. hep kendine yontmuşlar.
tevrat, incil ve kuran-ı kerim'in sonradan kurgulanmış olabileceğini düşündüren gerçektir. "allah yarıl de yarıldı" tarzı açıklamaların haricinde, bilimsel sağlam bir kaynakla aciklayabilecek varsa, buyursun açıklasın.