insanda akıl kırk yaşından sonra Kemale gelirmiş ya bizimki de o misal. sana dostum kardeşim arkadaşım canım ciğerim diyen kim varsa en çok ona dikkat edeceksin. çünkü bu sıfatlarla gelenlerin pek çoğu seni kullanacak. yani iş "ne suya ne sabuna, herkes kendi hesabına" şekline evrilecek. onu bırak hatta bazıları hakkını dahi yiyecek. hatta bir kısmı seni aptal yerine koyup ezmeye kalkacaklar. bu dünyada kendi sa'yinden (el emeği, alın teri) başka hiç kimseye güvenme. on para bile isteme hiç kimseden. kendin kazan ve yerli yerince cömertçe harca. bunu bildin mi kafi..
Ben bir sonraki kusagimin gelecegi anlamında maalesef biraz karamsarim. Sadece Türkiye değil tüm dünyada artan şiddet eğiliminin yanı sıra egitimsizlige yönelmenin, kolaya kaçmanın, sanat gibi yüksek zevklerden uzaklaşmanın, erdemin degersizlestirilmesinin arttigini görmek beni insanlık adına derin bir şekilde endişelendiriyor. Yaşadığımız hayat çağ genel olarak güzeldi pek nadir yaşanan şeyleri yaşadık. Yeni bir milenyuma girdik, cep telefonu, internet gibi teknolojilerin akıl almaz bir hızla gelişmesine şahit olduk, pandamiyi gördük ve kabul edelim en iyi ihtimalle bile artık ömrümüzün ortalarini bir tık geçtik. Bir şiirle bitirmek isterim.
"Kırk yaşındayım artık, şaka değil!
kırk yıllık koca bir ömür, ihtiyarlığın ta kendisi. Kırk yaşından fazla yaşamak ayıptır; bayağılık, hatta ahlaksızlıktır! Tüm samimiyetinizle, dürüstçe söyleyin, kırk yaşını kim geçer? Ben söyleyeyim size:
Aptallarla namussuzlar. Bunu tüm ihtiyarlara, o saygıdeğer, ak saçlı, mis kokulu ihtiyarların yüzüne de söylerim!
Tüm dünyanın yüzüne de söylerim! Buna hakkım var, çünkü ben de altmış yaşına kadar yaşayacağım. Hatta yetmişe kadar! Seksenimi bulacağım!"
Yıllar içinde kendimizde ki değişimi fark ediyoruz,
Önceden, herkesin samimi olduğunu sandığımız yüzünü görüyorduk , derdimizi paylaşacak kişi sanıyorduk o Kişinin kim olduğunu konuşma ve davranışını analiz etnemize gerek yoktu. Ama bu yaşa gelene kadar O olay ve benzerini yaşadık ve anı olarak hafızamızda bir yeri vardır mutlaka,
o sebeple — Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer atasözünün değerini biliyor o na göre sözlerimizi seçip o na göre hayatımıza alacağımız kişileri özenle seçiyoruz. Yaşam boyunca
Bu dünyada olan olayların önceliği 'sen/ben' olduğunu fark ediyoruz. Zira hep aynı acılar ve zorlukkar tekerrür ediyor. Ve diyoruz ki
Allah ımın bir bildigi vardır o istedi ve oldu. Hayır efendim sen istedin bunu o Yüce kudreti sana veren o ama sen kullanmasını bilemedin. Suçlusu sensin.
Kırk (40) yıl geçmiş aradan. Daha da anlamadıysak diyecek bir şey yok.
