ilk albümleri kaba saz ile imbat rüzgarı estirmiş grup. şarkılarındaki o sıcak hava size egeden denize açılmışsınız hissi veriyor. eskilerden aldıkları nefes ile yola çıkan grup kendini şehirli halk müziği adının ardına gizlemiş. ama bu sır daha fazla gizli kalamaz. şarkılarının isimleri/müzikleri ile sizi tarihi bir serüvene ortak edeceklerine emin olun. organize işler ve dondurmam gaymak filmlerine şarkılarını verdiklerini belirtmekte fayda var. kendi kalmelerinden hikayeleri:
Yeniden deniz sarkilari, deniz kültürü ve dionyssos ruhu...: "Denizle karanın sevistigi, karanin erkek karaligina, denizin kadin maviligine karistigi, ufku acik mavi; gurubu yanik kizil; bir guzel cografya bizim evimiz: Ege kiyilari... Biz, gittikce kara kültürüne ve onun eglence anlayisina teslim olmaya baslayan Turkiye'nin unuttugu deniz kokusunun pesindeyiz".
Kirikanin Izmirli kuruculari gibi, her Izmirli bilir: Buralara denizle gelen aciklik, gunes ile yikanmis bir esriklik, milliyeti muglak bir melezlik ve Dionyssos coskusu yakisir. Yemek, icmek, sarki soylemek, raki ile esrimek, dans etmek, dugun, sunnet, acik hava, imbat, yosun ve deli lodos... Bu cumbusu fisekleyen de zeybekler, sirtolar, kasap havalar, ciftetelliler, karsilamalardir.
Kirika, muziginde nicedir unuttugumuz bu deniz ruzgarini ariyor... Gelenekten gelen sarkilari bir muzeci gibi yorumlamaktan cok; gelenekten beslenip, bugunun sarkilarini yaratmaya çalisiyor. Ne ki gelenek oylesine cezbedici ki, Tamburi Cemil Beyin Rast Zeybegini çalmadan da edemiyor.
Gelenek, sehirler ve muzik: Neseyi Getir. Kirikanin ana etkilesim kaynagini, 1800'lerin sonlarına dogru Istanbul, Izmir, Selanik gibi Osmanli Imparatorlugunun kozmopolit megapol sehirlerinde ortaya cikan, 1960'lara kadar ozellikle meyhanelerde yasayan (ruhuna rahmet be, Nubar Terziyan!) "sehirli halk muzigi" olarak nitelendirebiliriz. Bektasi nefeslerinin rindaneligini, oyun havalarinin hovardaligini, Karagoz & Hacivat muziklerinin cocuksu nesesini, cigaraci yeniceri kahvehanelerinin kabadayiligini, rembetikolarin kulhaniligini, kantolarin hafif mesrepligini, hanendelerin sehvetini ve icli sevda sarkilarinin huznunu icinde barindiran bu kalender muzik, o eski zamanlarda kah bir Rum hatunun tahrik edici sesinden; kah Urfal bir gazelhanin nagmelerinden, kah Istanbullu bir beyefendinin nidalarindan yukseliyordu... Kirika, mayasini iste buralarda buluyor: Ruhu kiriklik.
Yani, sehirli olmanin ortaya koydugu melez olma durumu...
şeklinde birbirinden özel müzisyenler tarafından albümü çıkarılmış, canlı izlenesi, izlerken bir of çekilmesi, efkar yaparken eğlenilmesi şart olan nadide izmir'li gruptur.
bu saate kadar adlarına başlık açılmamasını manidar bulduğum müzik grubu. izmir orjinliler. Mustafa Kamil Gök şiirlerini kullanıyorlar. hatta hatta fanatik cem dizdar'ın dahi köşesinde beşiktaş'talar diye uyandırdığı grup. daha ne diyeyim.
'eskiden üşürdüm evin içinde
ısınmak bilmezdim yorgan altında
şimdi sokaklardayım unuttum üşümeyi
sevgiyi de bıraktım sıcak odalarda'
deniz ve anason kokan şarkıların grubu. dinlerken yazın geçirilen güzel günler, sahilde dostlarla vurulan iki kadeh rakının tadı gelir. göz yaşınızı tutamazsanız bilin ki egeye doğru yuvarlanıyordur o çoktan...
kaba saz adlı albümde 12 numaralı şarkı olan rüyamdaki şehirde biter bitmez bonus track olarak bir yunanca musiki vardır ki sadece yerinize mıhlanarak amaaaan demekten başka yapacağınız bişey kalmaz...muhteşem bir albümü olan acayip adamlar topluluğu da tanımımız işte.